Konu: Genetiği Değiştirilmiş Gıdalar (GDO)

[(Gizli Üye)]

GENETIGI DEGISTIRILMIS GIDALAR


Haliyle panik halindesiniz. .. "Nasıl anlarız? Genetiği değiştirilmiş organizma yemekten nasıl kurtuluruz?" filan.

Şöyle...

Annaneniz öpülesi elleri parçalanırcasına, ovalaya ovalaya tarhana yaparken, siz, "Aman annane be, boş versene" deyip, marketten hazır çorba alıyordunuz ya... Annane rahmetli oldu ve siz, o tarhananın tarifini annaneden alıp, bir kenara yazmadınız ya... İşte o nedenle, siz, genetiği değiştirilmiş organizma yemekten kurtulamazsını z maalesef.¡

Ne verirlerse.. .Onu yiyeceksiniz.

Kız evlat yetiştiriyorsunuz, en iyi okullara gönderiyorsunuz. .. Piyano çalıyor, İngilizce konuşuyor, Grammy alanları tek tek biliyor. Bilmeli... Ama alt tarafı limon, şeker ve su kullanıp, limonata yapmasını bilmiyor! Yoğurdu çırpıp, ayran yapamıyor, ayran... İşte o nedenle, kızınız, genetiği değiştirilmiş meşrubat içmeye mahkûm maalesef... Torunlarınız da.

Zahmet edip sütlaç yapmadığınız için, kek yapmaya üşendiğiniz için... İçinde ne olduğunu bilmediğiniz gofretleri, mısır patlaklarını kemiriyor sizin oğlan! Hamur tutmayı, şöyle mis gibi ıspanaklı bi börek yapıp, çantasına koymayı bilmediğiniz için, hamburger bağımlısı oldu. Tahin-pekmezi "köylü işi", vıcık vıcık yağ fışkıran kremaları "modernite" sandığınız için, daha 10 yaşında ayıya döndü, yuvarlana yuvarlana yürüyor, tıkanıyor, merdiven çıkamıyor.¡

Size zor geliyor ama, zor mu evde yoğurt yapmak? İstanbul'un güneşi müsait değil, anlarım, zor mudur İzmir'de, Antalya'da, Adana'da evde salça yapmak? Şikâyet edip
duruyorsun, içine katkı maddesi konuyor, zorla beyazlatılıyor diye... İster tam buğday unundan, ister çavdardan, hakikaten zor mudur evde ekmek yapmak? Bütün ailen kabız... Tonla para verip, abuk sabuk ambalajlı-meyveli saçmalıklardan medet umacağına, niye öğrenmiyorsun kabak tatlısı yapmayı?¡

Güya, çoluğunu çocuğunu düşünüyorsun, taze taze yesinler diye, pazara gidiyorsun.. . Eğri büğrü biberlere, doğal olduğu için tuttuğunda ezilen domateslere ağız burun kıvırıyorsun, hormonlu, tornadan çıkmış gibilerini alıyorsun... Ne işe yaradı senin pazara gitmen?¡

Kocanız da, bu satırları okuyup, size akıl verecek şimdi... Söyleyin ona, ukalalık etmesin, götürün aktara, hatmi çiçeğiyle zencefili birbirinden ayırt etsin, ondan sonra konuşsun!

Enginar, börülce, radika, cibes pişirmekten haberin yok; gazetelerin tiraj almak için kıçından uydurduğu kıçımın uzmanlarından fıldır fıldır brokoli tarifleri öğreniyorsun.. . Brüksel lahanası yiyerek mi AB'ye gireceğini sanıyorsun?¡

Çin'den bal getiriyorlar mesela... Taaa Arjantin'den, Meksika'dan bal getiriyorlar. Neymiş efendim, içinde genetiği değiştirilmiş organizma olabilirmiş falan... İçinde tavuk ibiği, maymun kulağı olmadığına şükredin! Ben iddia ediyorum... Kaşla göz arasında frankeştayn ürünlere kapıları açan arkadaşlarla, Amerikan çiftçilerinin avukatı profesörlerimiz, sırf karakovan balına sahip çıksa, Şemdinli'de, Pervari'de terör bile azalır, terör bile.¡

Uzatmayayım.

Mutfak genetiğimizi kaybettik biz.¡

Elin adamı, mısırdan, soyadan, domatesten önce beynimizin DNA'sını değiştirdi!¡

Hurrraaa diye köyden kente göçerken, dışarda tıkınmayı şehirleşme zannettik. Ambalajlı ürün tüketmeyi, zenginleşme zannettik.¡

Dolayısıyla, ya kafayı değiştirip, özümüze döneceğiz... Ya da ne verirlerse onu yiyeceğiz.
(ALINTIDIR )

[(Gizli Üye)]

şükrettim aileme, yaşadığıom yere..bahçede anneannem benim diktiğim çimlerim büyük bir kısmını bozup bahçe yaptı, domates biber patlıcan ve bilimum sebze dikiyor her yıl..annem tornadan çıkmışını değil ezik büzük olan doğal olanı seviyor kullanıyor..babam çok rahat ayırt edebiliyor zencefili, hatmi çiçeğini..ancak şöyle kötü bir durum var..bahçe işi dışındakileri bilmiyorum..ayırt edemem otları, kullanmam..tahin-pekmez sevmem veya kabak tatlısı..

[(Gizli Üye)]

Sadece gıdaların değil devletimizin de da genetiğini değiştiriyorlar.

[(Gizli Üye)]

Sadece gıdaların değil devletimizin de da genetiğini değiştiriyorlar.

her konuya da siyaset sokulmasa dişimi kırcam ya...yeter gari..

[(Gizli Üye)]

Ben sokmadım GDO'yu ülkeye. Sen soktun mu Türkay? Sen de ben de sokmadıysak kim soktu?

[(Gizli Üye)]

bu yazıyı ilk okuduğumda tedirgin biçimde okurken bayağı da  gülmüştüm, şimdi yine gülüyorum...   paylaşım için teşekkürler

[(Gizli Üye)]

Ben sokmadım GDO'yu ülkeye. Sen soktun mu Türkay? Sen de ben de sokmadıysak kim soktu?

dağhan GDO sence ne zamandır var trde? veya GDO ne sence? dünya kaç yıldır GDO'lu ekim sahaları kullanıyor? GDO hakkınca çok mu bilgin var yoksa sadece "amanın akp varken meydana çıktı, amanın gen falan diyor amanın 3-5 kişi çıktı zararlı dedi oley karşı çıkalım siyasete alet edelim" tarzında bir tavra mı sahipsin?

[(Gizli Üye)]

şükrettim aileme, yaşadığıom yere..bahçede anneannem benim diktiğim çimlerim büyük bir kısmını bozup bahçe yaptı, domates biber patlıcan ve bilimum sebze dikiyor her yıl..annem tornadan çıkmışını değil ezik büzük olan doğal olanı seviyor kullanıyor..babam çok rahat ayırt edebiliyor zencefili, hatmi çiçeğini..ancak şöyle kötü bir durum var..bahçe işi dışındakileri bilmiyorum..ayırt edemem otları, kullanmam..tahin-pekmez sevmem veya kabak tatlısı..

Turkay, tohumlar ithal ediliyor.Domates tohumlari nereden geliyor? Buyuk ihtimalle Israil'den.

[(Gizli Üye)]

ahmet abi türkiyede tohum üretilmiyor mu sanıyorsunuz? benim kız arkadaşımın babasının bile şirketi var tohum üretiyor tohum satıyor...anadolu diye bir firma var tohum üretip satıyor..bence bir çlok insan kulaktan dolma bilgilerle ahkam kesiyor sonra geriye kalan kısım da o vızırtılarla dolduruşa geliyor..

not: anadolu, neobi gibi tohum üreticilerinin tohumları fazlasıyla kaliteli, fazlasıyla verimli..

başka bir not: çekirdeksiz karpuz denilen şey de bildiğimiz GDOdur, yapılan işlem de kısırlaştırmaktır..zararı ne? bilinen hiç bir zararı yok...

[(Gizli Üye)]

Türkay,

Daghan sanirim son cikan yasayi örnek göstermeye calismis.
Genetigi ile oynanmis gidalar yillardir var. Ancak son zamanlardaki bilisim teknolojilerindeki gelisim, genetikle oynayabilmeyi daha kolay bir hale getirdi. Yapilan deneylerin takibi vs daha efektif.

Sadede gelirsek, daha önceden bir iki firmada bu teknoloji varken, simdi sürüsüyle firma bunu yapabiliyor. Kanunlar genelde geriden geldigi icin, bugüne kadar zaten farkettirilmeden bir kisim gidalar sokuluyordu. Simdi iktidar bunu legal hale getirdi. Bu kabul edilebilecek bir hareket degil. Radyasyon iceren cayi icip, birsey olmaz demekten farkli degil.

[(Gizli Üye)]

murat abi,
bunun legal olması gerekirdi bana göre zaten, yasa olarak legal olmasa bile yıllardır ülkemizde bile üretimi, ekimi yapılıyor..legal olması denetlemenin olması için gerekliydi bence, illegal bir şeyi deneteleyemezsiniz, yanlış mı? GDO denetlendiği zaman, ki denetleniyor, devlet tarafından değil ama şirketler tarafından müşterileri onlardan ürün alsın diye çok sıkı testlere tabii tutuluyor..ürünün verimliliğini arttırıyor vs vs tabii ki zararlı yanları da var ama bir çuval elmada çürük çıktı diye çuvalı mı atarsınız, çürük olan elmayı mı atarsınız yoksa bana en garip gelen şey çuvalı satan kişiyi mi döversiniz???

[(Gizli Üye)]

Büyük genetik firmalarindan birine bir proje yaptim. Sana söyle diyeyim; öyle zannettigin gibi çok sıkı testler falan yapilmiyor.

Bu tarz ürünlerin insan üstündeki etkisi ancak 15-20 yil gibi sürelerde ortaya cikmasi muhtemel ve hatta jenerasyonlara bile bakmalari lazim. Ancak bu kadar test yapan ve bekleyen hic bir firma yok.

Ayrica halen DNA konusunda dene gör modeli kullaniliyor. Cünkü DNA cözülmüs olsa bile, hangi genlerin ne yaptigi veya ne durumda aktif hale geldikleri bilinmiyor. Hatta bir gen, DNA diziliminde nerde baslar nerde biter bile her uzmana göre farkli.

[(Gizli Üye)]

murat abi GDOlu ürünler yani genetiğiyle oynanan ürünlerin genetiğiyle neden oynanıyor? ürün hasta olmasın diye, böcekler zarar vermesin diye, böylece daha bol ürün elde ediliyor...tutup da şekli bozuk, rengi farklı ürünler yaratmıyorlar..mesela mısıra gelen bir böcek var diyelim, o böceğin gelmesini engelleyen bir gen var diyelim o gen de domateste olsun (tamamen sallıyorum buraları) o domatesteki geni alıp mısırın yaprağına koyuyorlar mısır yine aynı mısır yalnızca o böcek gelmiyor mısırın yaprağına dolayısıyla mısıra..bunun ekosisteme zarar vermesi dışında insan sağlığına zararı nerede?? evet 15-20 yıllık bir araştırma yapılmıyor ancak zaten uzun yıllardır yapılan bir şey bu, en azından 96dan beri ekimi yapılıyor şu ana kadar ortaya çıkmış bir etki görüldü mü? ben görülen etki bilmiyorum..kaldı ki kullandığımız arabalar da doğaya zarar veriyor, o zaman hiç araba kullanmayalım atlara geri dönelim..

[(Gizli Üye)]

murat abi GDOlu ürünler yani genetiğiyle oynanan ürünlerin genetiğiyle neden oynanıyor? ürün hasta olmasın diye, böcekler zarar vermesin diye, böylece daha bol ürün elde ediliyor...tutup da şekli bozuk, rengi farklı ürünler yaratmıyorlar..mesela mısıra gelen bir böcek var diyelim, o böceğin gelmesini engelleyen bir gen var diyelim o gen de domateste olsun (tamamen sallıyorum buraları) o domatesteki geni alıp mısırın yaprağına koyuyorlar mısır yine aynı mısır yalnızca o böcek gelmiyor mısırın yaprağına dolayısıyla mısıra..bunun ekosisteme zarar vermesi dışında insan sağlığına zararı nerede?? evet 15-20 yıllık bir araştırma yapılmıyor ancak zaten uzun yıllardır yapılan bir şey bu, en azından 96dan beri ekimi yapılıyor şu ana kadar ortaya çıkmış bir etki görüldü mü? ben görülen etki bilmiyorum..kaldı ki kullandığımız arabalar da doğaya zarar veriyor, o zaman hiç araba kullanmayalım atlara geri dönelim..

Ne alakasi var arabalarla? Istedigimi anlatamamisim.

Adamlarin yaptiklarindan bir kac örnek:
- Kisir tohum üretilmesi; domateslerin kendi tohumunda yeni ürün üretmek mümkün degil. Her yil yeni tohum alman gerekiyor.
- Balik genini bilmem ne sebzesine ekliyorlar. Bunun zarari ne olabilir? Milyonlarca yillik bir evrim süzgecinden gecmis ürünler yerine, insan eli ile degisirilmis ürünün metabolizmaya etkisi nedir?

Zehir dedigimiz sey nedir mesela? Aslinda herhangi bir madde. Insan vücüduna girdiginde belirli bir kimsayal tepkimeye girip, vücüt fonksiyonlarini bozmasi. Bazisi akcigerin oksijenin emilmesini bloke eder, havasizliktan ölürsün. Zehir ile yanlis yiyecekler arasindaki fark, birinin cok hizli bir sekilde tepki vermesi.

Gelelim tümör gibi olaylar. Yazilan cizilen literatürün dedigine göre, insan vücudunda gün veya hafta basina minik bir tümör olusur ve bagisiklik sistemini bunu öldürür. Öldüremedigi durumda kansere dönüyor. Yani hücrelerin kontrolsüz büyümesi veya baskalasmasi. Veya kanser nedir? Neden olur? Bunlara cok cevap veremiyorken, sansimizi zorlamanin ne alemi var?

Seni bahsettigin eko-sistem etkileri de ayri bir konu. Böcek vs dedigimiz veya kücümsedigimiz canlilar, etkileri aslinda cok büyük olabilir. Örnek: bildigimiz arilar olmasa ne olur diye düsünelim.

[(Gizli Üye)]

Türkay Sarıkaya'ya :
Madem GDO lu ürünler bu kadar masum. Neden Avrupa ülkelerinin çoğunda yasak ?

[(Gizli Üye)]

Ne alakasi var arabalarla? Istedigimi anlatamamisim.

Adamlarin yaptiklarindan bir kac örnek:
- Kisir tohum üretilmesi; domateslerin kendi tohumunda yeni ürün üretmek mümkün degil. Her yil yeni tohum alman gerekiyor.
- Balik genini bilmem ne sebzesine ekliyorlar. Bunun zarari ne olabilir? Milyonlarca yillik bir evrim süzgecinden gecmis ürünler yerine, insan eli ile degisirilmis ürünün metabolizmaya etkisi nedir?

Zehir dedigimiz sey nedir mesela? Aslinda herhangi bir madde. Insan vücüduna girdiginde belirli bir kimsayal tepkimeye girip, vücüt fonksiyonlarini bozmasi. Bazisi akcigerin oksijenin emilmesini bloke eder, havasizliktan ölürsün. Zehir ile yanlis yiyecekler arasindaki fark, birinin cok hizli bir sekilde tepki vermesi.

Gelelim tümör gibi olaylar. Yazilan cizilen literatürün dedigine göre, insan vücudunda gün veya hafta basina minik bir tümör olusur ve bagisiklik sistemini bunu öldürür. Öldüremedigi durumda kansere dönüyor. Yani hücrelerin kontrolsüz büyümesi veya baskalasmasi. Veya kanser nedir? Neden olur? Bunlara cok cevap veremiyorken, sansimizi zorlamanin ne alemi var?

Seni bahsettigin eko-sistem etkileri de ayri bir konu. Böcek vs dedigimiz veya kücümsedigimiz canlilar, etkileri aslinda cok büyük olabilir. Örnek: bildigimiz arilar olmasa ne olur diye düsünelim.

kısır tohum üretilmesini masum görebilirim, sonuçta kısır olmasa verdiği tohumdan çıkacak ürün belki de genetiği daha da bozuk bir şey olabilir..öyle olmasa bile ticari bir şey bu..isteyen yine GDO olmayanını kullanır, isteyen de GDOlu olanı her yıl alır...satıcı da para kazanmak ister sonuçta...bütün bu sorunların tamamını kontrol mekanizmasını geliştirerek çözebilirsiniz..tam denetim ile tam kontrol ile...e bunu legal yapmazsan nasıl kontrol edeceksin??

Türkay Sarıkaya'ya :
Madem GDO lu ürünler bu kadar masum. Neden Avrupa ülkelerinin çoğunda yasak ?

kulaktan dolma bilgi midir yoksa kendi bilginiz midir? hangi ülkelerde yasak?

[(Gizli Üye)]

alakaya çay demle, ne ilgisi var şimdi toyota forumlarında

[(Gizli Üye)]

Demledim cayi, tesadufe bak Kemal Agabey

[(Gizli Üye)]

Legal sekilde yasaktir dersen cözülür.
Millet uyusturucu kullaniyor diye legal mi yapilsin?

Almanya'da genetigi oynanmis gida satilmasi yasak diye biliyorum. Gercekte öyle midir? Bilmiyorum.

[(Gizli Üye)]

kısır tohum üretilmesini masum görebilirim, sonuçta kısır olmasa verdiği tohumdan çıkacak ürün belki de genetiği daha da bozuk bir şey olabilir..öyle olmasa bile ticari bir şey bu..isteyen yine GDO olmayanını kullanır, isteyen de GDOlu olanı her yıl alır...satıcı da para kazanmak ister sonuçta...bütün bu sorunların tamamını kontrol mekanizmasını geliştirerek çözebilirsiniz..tam denetim ile tam kontrol ile...e bunu legal yapmazsan nasıl kontrol edeceksin??

Türkaycım. Bu konu o kadar basit değil. Yani isteyen kullanır isteyen kullanmaz olayı değil. Normal bir üretim olayında, bir çiftçi, yani bir üretici mahsülünün en az 1/3 ünü yeni ekinin tohumu için ayırmak zorundadır. Bu da ciddi bir maliyeti beraberinde getirir. Diğer yönde ise elde edilen mahsülün tamamı satışa ayrılır. Kar oranları daha yüksektir. Yani doğal ürün üretmek isteyen bir üreticinin hazır tohumla üretim yapan bir üreticiyle rekabet şansı sıfırdır.
Bu tohumları dünyaya satan ülkelerin başında İspanya gelir. Biz de ülke olarak aldığımız tohumların yüzde 90'ının İspanya'dan alırız. Bu tohumların alımının bize ne gibi zararları vardır peki?
En önemli sorun şudur ki, Türkiye, daha 10-15 yıl öncesine kadar dünyada kendi kendine yetebilen bir kaç ülkeden biriyken, artık bu bu statüde değildir. Yani dışa bağımlı bir ülke konumundadır. İspanya bugün dese ki, biz size tohum vermiyoruz diye, aç bir ülkeyiz. Bunun ne demek olduğunu sanırım anlatmama gerek yok.
Diğer bir sorun da şudur: Bu tohumlarım kullanımı toprak verimliliğini her geçen gün daha da düşürerek, ekolojik dengeyi zarara uğratmaktadır. Bunun neticesinde de ürünlerin tadından tut, faydasına kadar bir sürü bozulma meydana gelmektedir. Ayrıca hayvanların, böceklerin, bitkilerin yaşamsal faaliyetleri de değişime uğramaktadır. Zararlı kenelerin bir kaç yıldır ortada cirit atması nedendir acaba?
Bunlar insana endirekt zararlardır belki ama, bir de direkt zararlarını yok sayamayız. Son 10 yıldır, dünyadaki özellikle kolon (bağısak) kanseri vakalarında %300 artış saptanmıştır. Bu kanserin ortaya çıkmasının başlıca sebebi de sağlıksız ürünlerle beslenmedir. Arabaların, sigaranın, hava kirliliğinin tabii ki de etkileri göz ardı edilemez. Ama insan vücudu, bu etkenleri besinlerden aldığı değerlerle absorbe edebilmektedir. Ama besinlerden alınabilecek değerler de olmayınca, ortaya bu hastalıklar çıkmaktadır. Son bir bilgi: Türkiye'de, 15 yıl öncesinin istatistiklerine göre, ölüm sebeplerinin başında kalp rahatsızlığı gelirken, bugün birinci sırada kanser vardır.
Not:
Bu konuyu başlatırken kesinlikle şu anki hükümete karşı bir düşüncem yoktu. Hala da yok. Bu, bugünün konusu değil, son 70-80 yılın konusudur. Denetim altına alınması konusunda ise sana kısmen katılıyorum. Zaten yapılıyorsa, en azından denetim altında yapılması daha mantıklı geliyor bana da. Kötü bir denetim mekanizmasının olması, hiç denetim olmamasından en azından daha iyidir.
Biz bunları burada, orada, şurada tartışarak çözebilir miyiz? Tabii ki hayır! Özellikle yukarıda da beni çok da şaşırtmayan ''alakaya çay demleyen''tarzda tepkiler veren yurdum öğretmenlerimiz olduğu sürece, hiç umudum yok!
Bu konu sosyal bir konu Kemal! Ve Honda kullanan birinin Toyota forumunda ne kadar yeri varsa, bu konunun da bu forumda en az o kadar yeri var! Konu açarken veya tartışırken sana mı danışacağız?