0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Darısı bizim inşaatların başına diyelim,adamlar neredeyse hergün deprem yaşıyorlar ama kolay kolay bişey olmuyor bizdeki binalarda kartondan yapılmış gibi patır patır yıkılıyor.
Mutlu bey inanın aynı fikirdeyim ama iş dönüp dolaşıp lanet olası paraya geliyor, Bahsi geçen deniz/dere kumu veya çakılı ile yapılan yapılar bundan 10-15 yıl önceki binalar, özellikle 2007 depreminden sonra hazır beton kullanılması zorunlu hale getirildi özellikle okul, hastane ve bunun gibi kamu binalarında elle karma eski usul beton dökümü yasaklanmıştı ve kontrolü çok sıkı tutulmaktadır.Son değişen ve yürürlükteki 2018 deprem yönetmeliğine göre projelendirilen ve projesine uygun olarak yapılacak yapıların kolay kolay hasar almasını ben şahsen beklemiyorum.Şu bir gerçek Türkiye'de ki yapı stoğunun %80 maalesef bu bahsettiğimiz elle karılmış (deniz-dere çakılı veya kumu) betondan, çekme dayanımı nervürlü demire göre neredeyse yarı yarıya olan düz demir kullanılarak yapılan binalardan oluşmaktadır. Eskiden yapılan ve o zamanki müteahhit kafası ile yapılan okul ve kamu binalarında neler ile karşılaştığımızı buradan yazsan veya paylaşsam şaşar kalırsınız.Kolon altında olmayan temelden tutun, 10cm ara ile atılması gereken ancak 50-60cm ara ile atılmış etriyelere C25 olması gereken ancak C3 çıkan beton sınıfı, bir birinin üstüne denk gelmesi gereken ancak 15-20cm kaçıklığı olan kolonlar, kolonların içindeki taş, çamur, deniz kabuğu gibi cisimler daha neler neler.Bu arada iştigal ettiğim faaliyet konusunun büyük bir kısmını mevcut binaların (özellikle kamu binalarının; okul, hastane, idari binalar gibi) deprem dayanımlarının belirlenmesi ve deprem güçlendirme projelerinin hazırlanması olduğu için bu konuda biraz fazla uzun yazıyor olabilirim kusura bakmayın.
Bu tip kısa yoldan köşeyi döneyim diyen insan her sektörde var, gıda sektöründe, giyim sektöründe, sağlık sektöründe... sayıları artırmak mümkün. Dediğinizde çok haklısınız her 5-10 yılda para lazım diye imar affı çıkarıp kaçak katları af yoluna giderse devlet Allah göstermesin Kağıthane'de 2019 yılında çöken bina, daha önceki senelerde Konya'da çöken bina gibi durduğu yerde çöken binalar ile karşılaşmayacağımızı kim garanti edecek. Devlet imar affı çıkarırken üzerine kaçak kat çıkılan bina için kaçak katı mevcut taşıyıcı sistem taşıyor mu bir hesaplat getir demedi, bina sahibinin beyanı esastır dedi. Yani kaçak katı yapan adam benim binam sağlam demesi yeterli, hangi kaçak kat yapan insan benim binam yaptığım katı taşımaz deyip imar affına baş vurur. Kamu görevlisi bina sahibine suçu atıp mülk sahibi beyan etti bende imar affını verdim diyecek. Buradan okuyan arkadaşlara söylüyorum yaşadığınız veya çalıştığınız binalarda kaçak kat varsa (imar affından yaralanmışsa geçmiş ola birşey yapamazsınız), yer açmak için ,dükkan genişletmek için kolon kesen, boru geçirecem diye kirişi delen/kıran biri varsa şikayet mercilerine (belediyelere, çevre ve şehircilik il müdürlüklerine) şikayet edin. Komşumdur ayıp olur, sıkıntı çıkar demeyin, bu sizin ve sevdiklerinizin canına ve malınıza kasıttır.
@Kutay Asilbey (43052) Yanlış anlamayın ama 9 şiddetinde olduğu nerede yazıyor? Alltaki yorumardan birinde NHK nın M7 şiddetinde 5 tane ard arda deprem olduğu yazılmış.Bu niye önemli deprem ölçeği artarak büyümez logaritmik olarak büyür.O yüzden 9 şiddetinde ve 2 dakikaya yakın süren bir depreme Japonya'da bile dayanabilecek bina sayısı çok azdır.Zamanında Kobe Depreminde ki 7.2 dir bile bir çok bina ve yapı baya baya zarar görmüştü.