0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Konuyu evrim teorisine sokan Kutay Bey, evrim olgusundan çıkaralım denilen de Tayfun Bey.Enteresan
ne evrimi kardeşim, bu çağda hala evrim safsatalarına inanıyor musunuz? ben de her şeyin eskisi iyi tarafındayım. hatta o kadar iyi ki günümüz insanı bu çağdan kaçıp eski dizi, müzüik, film, araba ve evlere yöneliyor.
Öyle bir şey yok, canlılar sürekli evrim geçiriyor, ne kadar küçük ise o kadar hızlı değişiyor, ömrümüz kısa olduğundan gözümüzle görmememiz yok anlamına gelmiyor.
Ayrıca bazı tasarım çalışamlarında, olası arızalar ve bunlara müdahale edebilme süreleri de hesaplanmaktadır.Mean Time To Failure : Onarılmayacak, değişecek parçalar için (ampul vb.),Mean Time Between Failure : Onarılabilen parçalar için hesaplanır.
Tayfun kardeş otomobil dünyası senin söylediğin gibi 15 yaşındaki arabayı yaşlı kabul etmiyor, e tipi 60-61 model restore dilmiş jaguarlar 3-5 milyon dolar. benim 1975 model bmw2002 yi 2012 de 23,500 e sattım bugün 40-50 bin eurolarda geziniyor, Ufuk kardeşimin pajerosunu sıfırına tercih ederim hiç olmazsa her tarafı kaya gibi metal yenilerde ise çamurlukların bile çoğu plastik.bu arada Ufuk kardeşin arabasının uğurlu kademlesi olmasını temenni ederim.Mesaj Birleştirildi: Kasım 27, 2018, 19:06:54kıymetli dostum, tıp ilmi bugün hala insan vücudunun %10 gibi çalışma sırlarını çözebilmiş durumda, big bang teorisin ispatlanması ve dna nın milyonlarca bilgiyi barındırması evrim teorisini saf dışı etti , bu konu ya girmeyelim birbirimize muhabbetimiz azalmasın, eskiden amerikada entelektüel kesim inanç sahiplerini hakir görüyorlardı şimdi ise big bangin kainatın yaratıldığını ispatlaması, dna nın yaratılanların yaratıldığını ispatlaması sonunda durum tamamen tersine döndü, artık ateistim demek zor olduğundan yaradanı kabul edip deist lik kavramını kabul ettiler.
Tayfun bey konu amacının dışına çıkıyor ama modern tıp para kazanma amaçlı kurulan bir yöntem öyle hastalık falan tedavi ettikleri falan yok bu video daki yöntemde tamamen para kazanmaya yönelik ALLAH CC yarattığı geni kim oluyorlarda değiştirmeye çalışıyorlar en üstün sorunsuz kusursuz olan ALLAH CC dur ikinciside onun yarattığı insandır yani bizleriz vücudumuza aldığımız gıdalara ve yaşam tarzımıza dikkat ettiğimiz zaman asla bu çağın hastalıklarına yakalanma toz ama dur durak bilmeyen bu sanayi gelişmeleri olduğu sürece yakalanmamak imkansız gibi duruyor ama o hastalıklar öyle modern tıp ile tedavi falan edildiği yok sadece hasta konforunu artırarak daha yumuşak bir ölüme olanak sağlıyorlar modern tıp pın yaptığı hastaya göre ilaç değil ürettikleri ilca göre hasta oluşturmaktan öteye gitmiyorlar çok şükür alternatif tıpta çaresi var ve Türk doktorlar ve profesör ile birlikte geliştirilmektedir.Not: kullanıcısıyım ve o modern tıp doktorlarının bile hayret ettiği müthiş sonuçlar ortaya çıkıyor[/quotebu da ümit bey'in evrim teorisi konusunu başlatan tayfun bey'e itirazı. görüldüğü üzere evrim konusunu başlatan kişi tayfun bey; konuya itiraz edenler ise: atilla, ümit bey ve ben. lütfen iyice okumadan yorum yapmayalım.Mesaj Birleştirildi: Kasım 27, 2018, 21:27:07yukarıda da ümit bey'in evrim konusunu başlatan tayfun bey'e itirazı var. lütfen okumadan yanlış yorumlar yapmayalım metin bey.
Bence bu tamamen seçim meselesi Aracınızdaki klima çift bölgeli otomatik değil de manuel kumandalı bir klima olsaydı muhtemelen hala çalışıyor olacaktı, velev ki bozuldu tamir masrafı çok daha düşük olacaktı, yazı klimasız geçirmeyecektiniz Not: Çift Bölge Elektronik Klimalı Verso kullanıcısı
Ya zaten bir araçta niye çift bölgeli klima olur ki onuda anlamış değilim, şimdilerde 4 bölgelisi bile var. Aynı kabin içinde 4 farklı sıcaklığı seçen kaç tane aile vardır çok merak ediyorum doğrusu Hani bir deyiş vardır her şeyin fazlası zarar azı karar diye. Bu bence teknoloji içinde geçerli bir durum
Ben kullanıyorum. Yazın genelde eşim şu klimayı kıs biraz der. Kışın da soğuk değil mi der. Bende sürücü tarafına 18 derece yaparsam yolcu tarafı 20 21 derece yaparım. Kışında aynı şekilde olur. Araç içinde arka koltukta pek fark edilmez ama difizörlere yakın olanları anlık rahatlatıyor.
Bugünün araçlarının da, bir kaç yıl sonra ne kadar güvenlikli! olduğunu gösteren testler olacaktır muhtemelen. Oysa insanın anatomisi dün de aynıydı, yarın da aynı olacak (özel durumlar hariç).
Bilim insanlarının çoğu evrime inanırken ve antitezini bulamıyorken, evrim konusunda onlarca örnek varken asıl buna safsata demek safsatadır. Yaratıcıyı kanıtlayamıyor diye inanmamayı seçen ateistler gibi geliyor bana da bu olay.Evrim deyince insanların aklına hemen maymundan geldik saçmalığı geliyor. Halbuki yok öyle birşey. İnsansı ataların evrimleşmesi ile oluşmuşuz. Ben şahsen Hawking'in dediği "Tanrı sihirbaz değildir" lafına inanıp evrime inanıyorum. Aynı zamanda Allah'a da inanıyorum ve evrimin Allah'ın planladığı bir şey olduğunu düşünüyorum. Şu ömrümüzde birbirine bağlı olaylara şahit olmuşuzdur. Yani bir çok olasılığın (bizim tesadüf olarak adlandırdığımız) bir araya gelip de kaderimizi belirlediği olaylar. E hayatımızda böyle birbirine, pamuk ipliğine bağlı olaylar olabiliyorsa evrim niye olmasın? Dünyanın oluşumu bile başlı başına planlanmış derecede mükemmel. İnsanoğlunun oluşumuna uygun koşullar sağlanasıya kadar o kadar süre geçmiş, neden Allah arada müdahale etsin? Kuranda aksi var mı? Allah her birini tek tek yarattık diyor bir ayette. E anne karnında tek tek yaratılmış olmuyor mu? Nedense evrim yoktura çekiliyor ayetler ama benim yorumum daha farklı. İsteyen olursa konusunu açıp orada seviyeli ve aklınızı açık tutacak bir biçimde tartışabiliriz de. Yine de ufkunu açık tutanlar için aşağıda örneklerini verdiğim konuları araştırabilirler, hatta videolarını bulabilirler.-Zürafaların ses tellerine giden sinirler, beyinden direk ses tellerine gitmesi mantıklıdır. Fakat zürafalarda da, diğer memeliler gibi, ses tellerine giden sinirler, önce omurgayla gövdesine en yakın yer olan yutkunma kaslarına gidiyor, oradan geri ta yukarı kadar ses tellerine dönüyor.-Karbon testiyle yılları bulunan insansı kafataslarının uygun bir değişimiyle günümüzdeki insanlara ulaşması.-Vücudumuzdaki körelen organlar (göz pınarı, apandisit, kulak kepçesi kası, kuyruk sokumu, tüylerimizin hala diken diken olması....)-Endonezya'da idi sanırım. Bir kabiledeki insanlar deniz üstüne kurdukları evlerde yaşıyorlar ve besinlerini de denizden yakalıyorlar. Bunun neticesinde nesiller geçtikçe deniz altında kalma süreleri çok uzuyor. Şu andaki nesil 12 dakika boyunca su altında nefesini tutabiliyor ve balık gibi yüzeyebiliyorlar. Üstelik gözleri de tuzlu suya dayanıklı. -Moritanya idi sanırım, bir Orta Afrika cumhuriyetinde yapılan araştırmada yeni doğan fillerin %98'i dişsiz doğmakta. Dişlere sahip fillerin avlanmaları sebebiyle dişi olmayan fillerin üremeleriyle dişsiz fil popülasyonu çok artıyor. (Bakınız doğal seçilim)-Kenya'daki bir köydeki herkesin ayaklarının toynak gibi olması. (birbirleriyle eşleşmeleri sonucu.)-Evrim zaten hemen çat diye birşeylerin değişmesi değil, ömrümüzde bile farkedemeyeceğimiz sürelerde yavaşça doğal seçilimle canlıların çevre etmenlere daha dayanıklı hale gelmesi, dayanamayan genin ise yok olmasıdır. Aklıma gelen şimdilik sadece bunlar.Dünya'da bugüne kadar 6 tane toplu yokoluş gerçekleşmiştir. Madem biz yeni yaratıldık, önceki yokoluşlar niye yaşandı? Unutmayın evren 24 saattir var olsaydı, bizim varolduğumuz süre 1 saniye bile değil.[/quotesadece dna bile evrim teorisini çökertmeye yeter de artar bile şöyle ki: ortalama 100 trilyon hücreye sahibiz. sahip olduğumuz her hücrede birer tane dna molekülü vardır. bunlardan sadece bir tanesinin içinde 3 milyar farklı konuda bir bilgi bulunur. bu bilgiler yaklaşık 1 milyon sayfalık 1000 cilt kütüphane gibi bilgi oluşturur. bu 1000 ciltlik eser hiç durmadan 24 saat okunacak olsa eserin tamamlanması 100 yıl sürer. bu muazzam bilgi tek bir tırnağımızda saçımızın tek bir telinde ve kolumuzun üzerindeki herhangi bir tüyde bulunan tek bir dna'ya aittir. varın geriye kalan 99.999 trilyonu siz düşünün. insan suresi 2-3: ' şüphesiz biz insanı karmaşık olan bir damla sudan yarattık. onu deniyoruz, bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık. biz ona yol gösterdik. artık o 'insan' ya şükredici olur ya da nankör.kaldı ki atilla abinin de söylediği gibi bing bag teorisi kanıtlandı, yaratılmışların yaratıldığı kanıtlandı. ateistler bile bu çelişkiden sonra kendi aralarında tanrının varlığını kabul eden deist ve agnostik diye ayrıştırmaya başladı. yani yavaş yavaş imana geliyorlar. kainattaki düzeni gören aklı selim her insan hiçbir şeyin tesadüfen oluştuğuna inanmaz zaten.Mesaj Birleştirildi: Kasım 28, 2018, 09:48:10Alıntı yapılan: (Gizli Üye) - Kasım 27, 2018, 23:44:18Bilim insanlarının çoğu evrime inanırken ve antitezini bulamıyorken, evrim konusunda onlarca örnek varken asıl buna safsata demek safsatadır. Yaratıcıyı kanıtlayamıyor diye inanmamayı seçen ateistler gibi geliyor bana da bu olay.Evrim deyince insanların aklına hemen maymundan geldik saçmalığı geliyor. Halbuki yok öyle birşey. İnsansı ataların evrimleşmesi ile oluşmuşuz. Ben şahsen Hawking'in dediği "Tanrı sihirbaz değildir" lafına inanıp evrime inanıyorum. Aynı zamanda Allah'a da inanıyorum ve evrimin Allah'ın planladığı bir şey olduğunu düşünüyorum. Şu ömrümüzde birbirine bağlı olaylara şahit olmuşuzdur. Yani bir çok olasılığın (bizim tesadüf olarak adlandırdığımız) bir araya gelip de kaderimizi belirlediği olaylar. E hayatımızda böyle birbirine, pamuk ipliğine bağlı olaylar olabiliyorsa evrim niye olmasın? Dünyanın oluşumu bile başlı başına planlanmış derecede mükemmel. İnsanoğlunun oluşumuna uygun koşullar sağlanasıya kadar o kadar süre geçmiş, neden Allah arada müdahale etsin? Kuranda aksi var mı? Allah her birini tek tek yarattık diyor bir ayette. E anne karnında tek tek yaratılmış olmuyor mu? Nedense evrim yoktura çekiliyor ayetler ama benim yorumum daha farklı. İsteyen olursa konusunu açıp orada seviyeli ve aklınızı açık tutacak bir biçimde tartışabiliriz de. Yine de ufkunu açık tutanlar için aşağıda örneklerini verdiğim konuları araştırabilirler, hatta videolarını bulabilirler.-Zürafaların ses tellerine giden sinirler, beyinden direk ses tellerine gitmesi mantıklıdır. Fakat zürafalarda da, diğer memeliler gibi, ses tellerine giden sinirler, önce omurgayla gövdesine en yakın yer olan yutkunma kaslarına gidiyor, oradan geri ta yukarı kadar ses tellerine dönüyor.-Karbon testiyle yılları bulunan insansı kafataslarının uygun bir değişimiyle günümüzdeki insanlara ulaşması.-Vücudumuzdaki körelen organlar (göz pınarı, apandisit, kulak kepçesi kası, kuyruk sokumu, tüylerimizin hala diken diken olması....)-Endonezya'da idi sanırım. Bir kabiledeki insanlar deniz üstüne kurdukları evlerde yaşıyorlar ve besinlerini de denizden yakalıyorlar. Bunun neticesinde nesiller geçtikçe deniz altında kalma süreleri çok uzuyor. Şu andaki nesil 12 dakika boyunca su altında nefesini tutabiliyor ve balık gibi yüzeyebiliyorlar. Üstelik gözleri de tuzlu suya dayanıklı. -Moritanya idi sanırım, bir Orta Afrika cumhuriyetinde yapılan araştırmada yeni doğan fillerin %98'i dişsiz doğmakta. Dişlere sahip fillerin avlanmaları sebebiyle dişi olmayan fillerin üremeleriyle dişsiz fil popülasyonu çok artıyor. (Bakınız doğal seçilim)-Kenya'daki bir köydeki herkesin ayaklarının toynak gibi olması. (birbirleriyle eşleşmeleri sonucu.)-Evrim zaten hemen çat diye birşeylerin değişmesi değil, ömrümüzde bile farkedemeyeceğimiz sürelerde yavaşça doğal seçilimle canlıların çevre etmenlere daha dayanıklı hale gelmesi, dayanamayan genin ise yok olmasıdır. Aklıma gelen şimdilik sadece bunlar.Dünya'da bugüne kadar 6 tane toplu yokoluş gerçekleşmiştir. Madem biz yeni yaratıldık, önceki yokoluşlar niye yaşandı? Unutmayın evren 24 saattir var olsaydı, bizim varolduğumuz süre 1 saniye bile değil.[/quotesadece dna bile evrim teorisini çökertmeye yeter de artar bile şöyle ki: ortalama 100 trilyon hücreye sahibiz. sahip olduğumuz her hücrede birer tane dna molekülü vardır. bunlardan sadece bir tanesinin içinde 3 milyar farklı konuda bir bilgi bulunur. bu bilgiler yaklaşık 1 milyon sayfalık 1000 cilt kütüphane gibi bilgi oluşturur. bu 1000 ciltlik eser hiç durmadan 24 saat okunacak olsa eserin tamamlanması 100 yıl sürer. bu muazzam bilgi tek bir tırnağımızda saçımızın tek bir telinde ve kolumuzun üzerindeki herhangi bir tüyde bulunan tek bir dna'ya aittir. varın geriye kalan 99.999 trilyonu siz düşünün. insan suresi 2-3: ' şüphesiz biz insanı karmaşık olan bir damla sudan yarattık. onu deniyoruz, bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık. biz ona yol gösterdik. artık o 'insan' ya şükredici olur ya da nankör.kaldı ki atilla abinin de söylediği gibi bing bag teorisi kanıtlandı, yaratılmışların yaratıldığı kanıtlandı. ateistler bile bu çelişkiden sonra kendi aralarında tanrının varlığını kabul eden deist ve agnostik diye ayrıştırmaya başladı. yani yavaş yavaş imana geliyorlar. kainattaki düzeni gören aklı selim her insan hiçbir şeyin tesadüfen oluştuğuna inanmaz zaten.Mesaj Birleştirildi: Kasım 28, 2018, 10:07:54yaratılış mucizelerinden bir tanesi dna bile evrim teorisini çökertmeye yeter de artar bile. şöyle ki: ortalamaya 100trilyon hücreye sahibiz. her hücrede bir dna molekülü vardır. bunlardan sadece bir tanesinin içinde 3 milyar farklı konuda bilgi bulunur. bu bilgiler yaklaşık 1 milyonluk sayfalık 1000 cilt kütüphane kıvamında bilgi oluşturur. bu 1000 ciltlik eser hiç durmadan 24 saat okunsa eserin tamamlanması 100 yıl sürer. bu muazzam bilgi tek bir tırnağımızda, saçımızın tek telinde veya kolumuzun üzerinde bulunan tek bir tüye aittir. varın geriye kalan 99.9999 trilyonu siz düşünün. milyonlarca yıl önceki türler de değişim yoktur. bakteri aynı bakteridir, balık aynı balıktır, maymun aynı maymundur, insan aynı insandır. zaten evrim olsaydı günümüzdeki bilimsel veriler ışığında tür değişimleri kanıtlanırdı. tür değişiminin kanıtı diye yapılan sahtekarlıkları da hatırlatayım: insan ve maymun kafatasını yapıştırıp türlerin değişimi diye yutturmaya çalışan bilim!!! insanlarına da rastladık zaman zaman. ayrıca atiila abinin de dediği gibi bing bang teorisi; yaratılış gerçeğini kanıtladı. yaratılmışların yaratıldığı kanıtlandı. hatta bu çelişkileri yaşayan ateistler bile kendi aralarında tanrının varlığını kabul eden deist ve agnostik diye ayrıldı. yani onlar da yavaş yavaş imana geliyor. son sözü YÜCE YARADAN ALLAH (CC)'YA bırakıyoruz: insan suresi 3-4 'şüphesiz biz insanı karmaşık olan bir damla sudan yarattık. onu deniyoruz, bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık. biz ona yol gösterdik. artık o 'insan': ya şükredici olur ya nankör. kuran-ı kerimde sık sık geçer: düşünenler için ibret vardır.insan suresi 3-4:
Bilim insanlarının çoğu evrime inanırken ve antitezini bulamıyorken, evrim konusunda onlarca örnek varken asıl buna safsata demek safsatadır. Yaratıcıyı kanıtlayamıyor diye inanmamayı seçen ateistler gibi geliyor bana da bu olay.Evrim deyince insanların aklına hemen maymundan geldik saçmalığı geliyor. Halbuki yok öyle birşey. İnsansı ataların evrimleşmesi ile oluşmuşuz. Ben şahsen Hawking'in dediği "Tanrı sihirbaz değildir" lafına inanıp evrime inanıyorum. Aynı zamanda Allah'a da inanıyorum ve evrimin Allah'ın planladığı bir şey olduğunu düşünüyorum. Şu ömrümüzde birbirine bağlı olaylara şahit olmuşuzdur. Yani bir çok olasılığın (bizim tesadüf olarak adlandırdığımız) bir araya gelip de kaderimizi belirlediği olaylar. E hayatımızda böyle birbirine, pamuk ipliğine bağlı olaylar olabiliyorsa evrim niye olmasın? Dünyanın oluşumu bile başlı başına planlanmış derecede mükemmel. İnsanoğlunun oluşumuna uygun koşullar sağlanasıya kadar o kadar süre geçmiş, neden Allah arada müdahale etsin? Kuranda aksi var mı? Allah her birini tek tek yarattık diyor bir ayette. E anne karnında tek tek yaratılmış olmuyor mu? Nedense evrim yoktura çekiliyor ayetler ama benim yorumum daha farklı. İsteyen olursa konusunu açıp orada seviyeli ve aklınızı açık tutacak bir biçimde tartışabiliriz de. Yine de ufkunu açık tutanlar için aşağıda örneklerini verdiğim konuları araştırabilirler, hatta videolarını bulabilirler.-Zürafaların ses tellerine giden sinirler, beyinden direk ses tellerine gitmesi mantıklıdır. Fakat zürafalarda da, diğer memeliler gibi, ses tellerine giden sinirler, önce omurgayla gövdesine en yakın yer olan yutkunma kaslarına gidiyor, oradan geri ta yukarı kadar ses tellerine dönüyor.-Karbon testiyle yılları bulunan insansı kafataslarının uygun bir değişimiyle günümüzdeki insanlara ulaşması.-Vücudumuzdaki körelen organlar (göz pınarı, apandisit, kulak kepçesi kası, kuyruk sokumu, tüylerimizin hala diken diken olması....)-Endonezya'da idi sanırım. Bir kabiledeki insanlar deniz üstüne kurdukları evlerde yaşıyorlar ve besinlerini de denizden yakalıyorlar. Bunun neticesinde nesiller geçtikçe deniz altında kalma süreleri çok uzuyor. Şu andaki nesil 12 dakika boyunca su altında nefesini tutabiliyor ve balık gibi yüzeyebiliyorlar. Üstelik gözleri de tuzlu suya dayanıklı. -Moritanya idi sanırım, bir Orta Afrika cumhuriyetinde yapılan araştırmada yeni doğan fillerin %98'i dişsiz doğmakta. Dişlere sahip fillerin avlanmaları sebebiyle dişi olmayan fillerin üremeleriyle dişsiz fil popülasyonu çok artıyor. (Bakınız doğal seçilim)-Kenya'daki bir köydeki herkesin ayaklarının toynak gibi olması. (birbirleriyle eşleşmeleri sonucu.)-Evrim zaten hemen çat diye birşeylerin değişmesi değil, ömrümüzde bile farkedemeyeceğimiz sürelerde yavaşça doğal seçilimle canlıların çevre etmenlere daha dayanıklı hale gelmesi, dayanamayan genin ise yok olmasıdır. Aklıma gelen şimdilik sadece bunlar.Dünya'da bugüne kadar 6 tane toplu yokoluş gerçekleşmiştir. Madem biz yeni yaratıldık, önceki yokoluşlar niye yaşandı? Unutmayın evren 24 saattir var olsaydı, bizim varolduğumuz süre 1 saniye bile değil.[/quotesadece dna bile evrim teorisini çökertmeye yeter de artar bile şöyle ki: ortalama 100 trilyon hücreye sahibiz. sahip olduğumuz her hücrede birer tane dna molekülü vardır. bunlardan sadece bir tanesinin içinde 3 milyar farklı konuda bir bilgi bulunur. bu bilgiler yaklaşık 1 milyon sayfalık 1000 cilt kütüphane gibi bilgi oluşturur. bu 1000 ciltlik eser hiç durmadan 24 saat okunacak olsa eserin tamamlanması 100 yıl sürer. bu muazzam bilgi tek bir tırnağımızda saçımızın tek bir telinde ve kolumuzun üzerindeki herhangi bir tüyde bulunan tek bir dna'ya aittir. varın geriye kalan 99.999 trilyonu siz düşünün. insan suresi 2-3: ' şüphesiz biz insanı karmaşık olan bir damla sudan yarattık. onu deniyoruz, bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık. biz ona yol gösterdik. artık o 'insan' ya şükredici olur ya da nankör.kaldı ki atilla abinin de söylediği gibi bing bag teorisi kanıtlandı, yaratılmışların yaratıldığı kanıtlandı. ateistler bile bu çelişkiden sonra kendi aralarında tanrının varlığını kabul eden deist ve agnostik diye ayrıştırmaya başladı. yani yavaş yavaş imana geliyorlar. kainattaki düzeni gören aklı selim her insan hiçbir şeyin tesadüfen oluştuğuna inanmaz zaten.Mesaj Birleştirildi: Kasım 28, 2018, 10:07:54yaratılış mucizelerinden bir tanesi dna bile evrim teorisini çökertmeye yeter de artar bile. şöyle ki: ortalamaya 100trilyon hücreye sahibiz. her hücrede bir dna molekülü vardır. bunlardan sadece bir tanesinin içinde 3 milyar farklı konuda bilgi bulunur. bu bilgiler yaklaşık 1 milyonluk sayfalık 1000 cilt kütüphane kıvamında bilgi oluşturur. bu 1000 ciltlik eser hiç durmadan 24 saat okunsa eserin tamamlanması 100 yıl sürer. bu muazzam bilgi tek bir tırnağımızda, saçımızın tek telinde veya kolumuzun üzerinde bulunan tek bir tüye aittir. varın geriye kalan 99.9999 trilyonu siz düşünün. milyonlarca yıl önceki türler de değişim yoktur. bakteri aynı bakteridir, balık aynı balıktır, maymun aynı maymundur, insan aynı insandır. zaten evrim olsaydı günümüzdeki bilimsel veriler ışığında tür değişimleri kanıtlanırdı. tür değişiminin kanıtı diye yapılan sahtekarlıkları da hatırlatayım: insan ve maymun kafatasını yapıştırıp türlerin değişimi diye yutturmaya çalışan bilim!!! insanlarına da rastladık zaman zaman. ayrıca atiila abinin de dediği gibi bing bang teorisi; yaratılış gerçeğini kanıtladı. yaratılmışların yaratıldığı kanıtlandı. hatta bu çelişkileri yaşayan ateistler bile kendi aralarında tanrının varlığını kabul eden deist ve agnostik diye ayrıldı. yani onlar da yavaş yavaş imana geliyor. son sözü YÜCE YARADAN ALLAH (CC)'YA bırakıyoruz: insan suresi 3-4 'şüphesiz biz insanı karmaşık olan bir damla sudan yarattık. onu deniyoruz, bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık. biz ona yol gösterdik. artık o 'insan': ya şükredici olur ya nankör. kuran-ı kerimde sık sık geçer: düşünenler için ibret vardır.insan suresi 3-4:
sizlere başımdan geçen bir olayı anlatacağım, ben philips merkez servisinde çalışırken bir atölye şefimiz vardı, din iman hak getire, ramazanda bile içki içer evinin yakınındaki caminin ezan sesine tepki koyar, sabah sabah Allahu ekber Allahu ekber insanı uyutmuyorlar derdi. gel zaman git zaman bu abimize bir hastalık musallat oldu, geceleri ateşi 39-40 dereceye çıkıyor sabahları normale dönüyordu, philips o zamanlar Türkiyede çok etkili bir firma olduğundan her yerde mensuplarına ayrıcalık sağlanırdı. bizim şef abimiz okmeydanı ssk hastanesine yatırılıp tetkikler, tahliller derken epey uzun zaman hastanede kaldı, bir gün yağcısı ve hemşerisi Necati ziyaretine gitmiş sonbet etmişler, bizim Ulvi abimiz Necatiye yahu Necati burası ne biçim hastahane yahu? demiş Necati de hayrola abi ne oldu? diye sormuş abimizde ne olacak Necati burada insan ölse dua edecek hoca yok! demiş. kıssadan hisse !
Adım çokça geçmiş, kısaca gireyim. Evrim konusunu bu mesaj üzerine dile getirdim, özür dilenecek bir durum yok ortada bence. 25 yıllık hekimim, mesleki refleks diyebilirsiniz bu duruma, idare edin.
Bu konuda özellikle Amerika Birleşik Devletlerin de katı kurallar olan ürün çeşitleri de mevcut, örneğin;Bir çok elektronik parça (mesela HDD ve SSD) için MTBF (İki hata arası ortalama süre), bir çok araç-gereç, ev aleti (mesela çim biçme makinesi) gibi ürünler için ise MTTR (İlk onarım gereksinimine kadar ortalama süre) belirtilmesi zorunludur ve yasal durumlar söz konusu olduğunda kullanıcı tarafından marka aleyhinde delil olarak kabul edilmektedir.
geçtiğimiz günlerde acilen ameliyat olmuş ve hastaneden yeni çıkmış birisi olarak,her çeşit davranışta olan insanlar gördüm( atilla özdemir beyin bahsettiği gibi),can taşıyan her türlü mahlukatın hangi saniyede ne olacağını tayin eden bir makam var,her türlü teori olabilir,her türlü teori,sav tartışılabilir,sonuçta evreni yaratan cenab-ı allahtır. farklı bilimsel görüşler tartışılabilir,evrim teorileri yazıldığı gibi bir günün,bir yılın ve yüzyılın içinde olacak bir zaman dilimine bağlı değil,belgesellere bakmak ve canlıların evrimini görmek çok mümkün,doğal bir denge kurulmuş,neden böyle derken cevabı karşımızda..timsahlar,çakallar,sırtlanlar, akbabalar gibi leş yiyerek çevreyi mikroplardan temizleyen hayvanlar var,yılanların olmadığı yerde fare sürüleri çiftçinin buğdayını tüketiyor,bu nedenle doğal dengeye müdahale etmemek gerek,dün hidrolik direksiyon yoktu,marş motoru bile kontakta değil gaz pedalının ucunda yukarıda ayakkabı burnunun yetişebildiği yerde idi,bir de bu güne bakın çift devreli klimalar,far ve yağmur sensörü,aracın nerede olduğunu gösteren sistemler gibi.her aileye bir araba ihtiyaç ve hak.özelliklerini bütçemiz belirleyecek diye düşünüyorum.ufuk sönmez beyin aracı muhteşem olmuş,iyi günlerde sağlıkla kullansın,otomotiv sanayi ile yakın ilişkisi olanların böyle araçları toplayıp kullanmaları çok güzel ve ekonomik oluyor,klasik ve nostaljik araç sevmek sektör dışı insanlar için maliyetli oluyor yoksa kim istemez ? bir garaj dolusu her türden otomobile sahip olmak !
Tokay bey çok geçmiş olsun ALLAH CC şifa versin tekrarını yaşatmasın İNŞAALLAH