Gönderen Konu: Daha az sorun, eski teknoloji mi, nispeten daha çok sorun, yeni teknoloji mi?  (Okunma sayısı 7628 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Dört Dörtlük Şehir (44) MALATYALI
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: ---
  • Model Yılı: -
  • 215 kere teşekkür etti
  • 303 kere teşekkür edildi
Konuyu evrim teorisine sokan Kutay Bey, evrim olgusundan çıkaralım denilen de Tayfun Bey.Enteresan   :islik: :islik: :islik:


ne evrimi kardeşim, bu çağda hala evrim safsatalarına inanıyor musunuz? ben de her şeyin eskisi iyi tarafındayım. hatta o kadar iyi ki günümüz insanı bu çağdan kaçıp eski dizi, müzüik, film, araba ve evlere yöneliyor.

metin bey, iyi okuyun, öyle yorum yapın. evrim teorisini konusunu ben açmadım. açan kişiye itiraz ettim sadece. eğer yanlışlıkla yazdıysanız bana bir özür borcunuz var.

Mesaj Birleştirildi: Kasım 27, 2018, 21:04:16
Öyle bir şey yok, canlılar sürekli evrim geçiriyor, ne kadar küçük ise o kadar hızlı değişiyor, ömrümüz kısa olduğundan gözümüzle görmememiz yok anlamına gelmiyor.


evrim konusunu açan kişinin ilk yorumu yukarıda iyi okuyun lütfen metin bey. ben evrim konusuna itiraz ettim. kaldı ki itiraz eden tek kişi de ben değilim.

Mesaj Birleştirildi: Kasım 27, 2018, 21:05:39
görüldüğü üzere evrimle ilgili ilk yorumu tayfun bey açmış, ben de itiraz etmişim. lütfen benden özür dileyin.

Toyota Club Türkiye


Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
    • Sadece Toyota
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 6500
  • Model Yılı: '20
  • 1127 kere teşekkür etti
  • 2358 kere teşekkür edildi
Ayrıca bazı tasarım çalışamlarında, olası arızalar ve bunlara müdahale edebilme süreleri de hesaplanmaktadır.
Mean Time To Failure : Onarılmayacak, değişecek parçalar için (ampul vb.),
Mean Time Between Failure : Onarılabilen parçalar için hesaplanır.

Bu konuda özellikle Amerika Birleşik Devletlerin de katı kurallar olan ürün çeşitleri de mevcut, örneğin;

Bir çok elektronik parça (mesela HDD ve SSD) için MTBF (İki hata arası ortalama süre), bir çok araç-gereç, ev aleti (mesela çim biçme makinesi) gibi ürünler için ise MTTR (İlk onarım gereksinimine kadar ortalama süre)  belirtilmesi zorunludur ve yasal durumlar söz konusu olduğunda kullanıcı tarafından marka aleyhinde delil olarak kabul edilmektedir.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Dört Dörtlük Şehir (44) MALATYALI
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: ---
  • Model Yılı: -
  • 215 kere teşekkür etti
  • 303 kere teşekkür edildi
Tayfun kardeş otomobil dünyası senin söylediğin gibi 15 yaşındaki arabayı yaşlı kabul etmiyor, e tipi 60-61 model restore dilmiş jaguarlar 3-5 milyon dolar. benim 1975 model bmw2002 yi 2012 de 23,500 e sattım bugün 40-50 bin eurolarda geziniyor, Ufuk kardeşimin pajerosunu sıfırına tercih ederim hiç olmazsa her tarafı kaya gibi metal yenilerde ise çamurlukların bile çoğu plastik.bu arada Ufuk kardeşin arabasının uğurlu kademlesi olmasını temenni ederim.

Mesaj Birleştirildi: Kasım 27, 2018, 19:06:54
kıymetli dostum, tıp ilmi bugün hala insan vücudunun %10 gibi çalışma sırlarını çözebilmiş durumda, big bang teorisin ispatlanması ve dna nın milyonlarca bilgiyi barındırması evrim teorisini saf dışı etti , bu konu ya girmeyelim birbirimize muhabbetimiz azalmasın, eskiden amerikada entelektüel kesim  inanç sahiplerini hakir görüyorlardı şimdi ise big bangin kainatın yaratıldığını ispatlaması, dna nın yaratılanların yaratıldığını ispatlaması sonunda durum tamamen tersine döndü, artık ateistim demek zor olduğundan yaradanı kabul edip deist lik kavramını kabul ettiler.

atiila bey'in evrim teorisinden dolayı tayfun bey'e itirazı yukarıda metin bey iyi okuyun. öyle olsa atilla bey bana itiraz ederdi.

Mesaj Birleştirildi: Kasım 27, 2018, 21:25:37
Tayfun bey konu amacının dışına çıkıyor ama modern tıp para kazanma amaçlı kurulan bir yöntem öyle hastalık falan tedavi ettikleri falan yok bu video daki yöntemde tamamen para kazanmaya yönelik ALLAH CC yarattığı geni kim oluyorlarda değiştirmeye çalışıyorlar en üstün sorunsuz kusursuz olan ALLAH CC dur ikinciside onun yarattığı insandır yani bizleriz vücudumuza aldığımız gıdalara ve yaşam tarzımıza dikkat ettiğimiz zaman asla bu çağın hastalıklarına yakalanma toz ama dur durak bilmeyen bu sanayi gelişmeleri olduğu sürece yakalanmamak imkansız gibi duruyor ama o hastalıklar öyle modern tıp ile tedavi falan edildiği yok sadece hasta konforunu artırarak daha yumuşak bir ölüme olanak sağlıyorlar modern tıp pın yaptığı hastaya göre ilaç değil ürettikleri ilca göre hasta oluşturmaktan öteye gitmiyorlar çok şükür alternatif tıpta çaresi var ve Türk doktorlar ve profesör ile birlikte geliştirilmektedir.
Not: kullanıcısıyım ve o modern tıp doktorlarının bile hayret  ettiği müthiş sonuçlar ortaya çıkıyor
[/quote

bu da ümit bey'in evrim teorisi konusunu başlatan tayfun bey'e itirazı. görüldüğü üzere evrim konusunu başlatan kişi tayfun bey; konuya itiraz edenler ise: atilla, ümit bey ve ben. lütfen iyice okumadan yorum yapmayalım.

Mesaj Birleştirildi: Kasım 27, 2018, 21:27:07
yukarıda da ümit bey'in evrim konusunu başlatan tayfun bey'e itirazı var. lütfen okumadan yanlış yorumlar yapmayalım metin bey.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • metinnitem1
  • Araç: Auris
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 31000
  • Model Yılı: '15
  • 51 kere teşekkür etti
  • 14 kere teşekkür edildi
Evet evrim ilk telaffuz eden Tayfun beymiş.Alıntı yapılan kısım beni yanıltmış.Bunun için özür dilerim.Safsata demeniz manidar olmuş.Evrime inanmayabilirsiniz ama safsata demek olmamış.
EKLEME; Hakan Bey, Sizden de özür dilerim.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Moderatör
  • *****
  • Scientia Dux Vitae Certissimus
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 38000
  • Model Yılı: '21
  • 2106 kere teşekkür etti
  • 3134 kere teşekkür edildi
Bilim insanlarının çoğu evrime inanırken ve antitezini bulamıyorken, evrim konusunda onlarca örnek varken asıl buna safsata demek safsatadır. Yaratıcıyı kanıtlayamıyor diye inanmamayı seçen ateistler gibi geliyor bana da bu olay.
Evrim deyince insanların aklına hemen maymundan geldik saçmalığı geliyor. Halbuki yok öyle birşey. İnsansı ataların evrimleşmesi ile oluşmuşuz.
Ben şahsen Hawking'in dediği "Tanrı sihirbaz değildir" lafına inanıp evrime inanıyorum. Aynı zamanda Allah'a da inanıyorum ve evrimin Allah'ın planladığı bir şey olduğunu düşünüyorum. Şu ömrümüzde birbirine bağlı olaylara şahit olmuşuzdur. Yani bir çok olasılığın (bizim tesadüf olarak adlandırdığımız) bir araya gelip de kaderimizi belirlediği olaylar. E hayatımızda böyle birbirine, pamuk ipliğine bağlı olaylar olabiliyorsa evrim niye olmasın? Dünyanın oluşumu bile başlı başına planlanmış derecede mükemmel. İnsanoğlunun oluşumuna uygun koşullar sağlanasıya kadar o kadar süre geçmiş, neden Allah arada müdahale etsin?
Kuranda aksi var mı? Allah her birini tek tek yarattık diyor bir ayette. E anne karnında tek tek yaratılmış olmuyor mu? Nedense evrim yoktura çekiliyor ayetler ama benim yorumum daha farklı.
İsteyen olursa konusunu açıp orada seviyeli ve aklınızı açık tutacak bir biçimde tartışabiliriz de. Yine de ufkunu açık tutanlar için aşağıda örneklerini verdiğim konuları araştırabilirler, hatta videolarını bulabilirler.

-Zürafaların ses tellerine giden sinirler, beyinden direk ses tellerine gitmesi mantıklıdır. Fakat zürafalarda da, diğer memeliler gibi, ses tellerine giden sinirler, önce omurgayla gövdesine en yakın yer olan yutkunma kaslarına gidiyor, oradan geri ta yukarı kadar ses tellerine dönüyor.
-Karbon testiyle yılları bulunan insansı kafataslarının uygun bir değişimiyle günümüzdeki insanlara ulaşması.
-Vücudumuzdaki körelen organlar (göz pınarı, apandisit, kulak kepçesi kası, kuyruk sokumu, tüylerimizin hala diken diken olması....)
-Endonezya'da idi sanırım. Bir kabiledeki insanlar deniz üstüne kurdukları evlerde yaşıyorlar ve besinlerini de denizden yakalıyorlar. Bunun neticesinde nesiller geçtikçe deniz altında kalma süreleri çok uzuyor. Şu andaki nesil 12 dakika boyunca su altında nefesini tutabiliyor ve balık gibi yüzeyebiliyorlar. Üstelik gözleri de tuzlu suya dayanıklı.
-Moritanya idi sanırım, bir Orta Afrika cumhuriyetinde yapılan araştırmada yeni doğan fillerin %98'i dişsiz doğmakta. Dişlere sahip fillerin avlanmaları sebebiyle dişi olmayan fillerin üremeleriyle dişsiz fil popülasyonu çok artıyor. (Bakınız doğal seçilim)
-Kenya'daki bir köydeki herkesin ayaklarının toynak gibi olması. (birbirleriyle eşleşmeleri sonucu.)
-Evrim zaten hemen çat diye birşeylerin değişmesi değil, ömrümüzde bile farkedemeyeceğimiz sürelerde yavaşça doğal seçilimle canlıların çevre etmenlere daha dayanıklı hale gelmesi, dayanamayan genin ise yok olmasıdır.

Aklıma gelen şimdilik sadece bunlar.

Dünya'da bugüne kadar 6 tane toplu yokoluş gerçekleşmiştir. Madem biz yeni yaratıldık, önceki yokoluşlar niye yaşandı?

Unutmayın evren 24 saattir var olsaydı, bizim varolduğumuz süre 1 saniye bile değil.
Dacia Duster 1.3 TCE EDC Comfort 2021 model (2023-...) 38bin km- ...
Dacia Sandero Stepway 0.9 TCE Easy-R 2017 model (2021-2023) 32bin km-56bin km
Toyota Corolla 1.6 Multidrive S 2019 model (2019-2021) 0 km-23bin km.
Mazda 3 1.6 Touring 2010 model (2015-2019) 96bin km-171bin km Toyota Yaris 1.3 Terra 2007 model (2013-2015) 55bin-91bin km.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: B+
  • Kilometre: 7000
  • Model Yılı: '20
  • 264 kere teşekkür etti
  • 468 kere teşekkür edildi
Bence bu tamamen seçim meselesi :)

Aracınızdaki klima çift bölgeli otomatik değil de manuel kumandalı bir klima olsaydı muhtemelen hala çalışıyor olacaktı, velev ki bozuldu tamir masrafı çok daha düşük olacaktı, yazı klimasız geçirmeyecektiniz :)

Not: Çift Bölge Elektronik Klimalı Verso kullanıcısı :rofl:

Ya zaten bir araçta niye çift bölgeli klima olur ki onuda anlamış değilim, şimdilerde 4 bölgelisi bile var. Aynı kabin içinde 4 farklı sıcaklığı seçen kaç tane aile vardır çok merak ediyorum doğrusu :lol:

Hani bir deyiş vardır her şeyin fazlası zarar azı karar diye. Bu bence teknoloji içinde geçerli bir durum :)
Gör bak neler geçiyor hayatın içinden...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 125000
  • Model Yılı: '13
  • 220 kere teşekkür etti
  • 174 kere teşekkür edildi
Ya zaten bir araçta niye çift bölgeli klima olur ki onuda anlamış değilim, şimdilerde 4 bölgelisi bile var. Aynı kabin içinde 4 farklı sıcaklığı seçen kaç tane aile vardır çok merak ediyorum doğrusu :lol:

Hani bir deyiş vardır her şeyin fazlası zarar azı karar diye. Bu bence teknoloji içinde geçerli bir durum :)
Ben kullanıyorum. Yazın genelde eşim şu klimayı kıs biraz der. Kışın da soğuk değil mi der. Bende sürücü tarafına 18 derece yaparsam yolcu tarafı 20 21 derece yaparım. Kışında aynı şekilde olur. Araç içinde arka koltukta pek fark edilmez ama difizörlere yakın olanları anlık rahatlatıyor.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: B+
  • Kilometre: 7000
  • Model Yılı: '20
  • 264 kere teşekkür etti
  • 468 kere teşekkür edildi
Ben kullanıyorum. Yazın genelde eşim şu klimayı kıs biraz der. Kışın da soğuk değil mi der. Bende sürücü tarafına 18 derece yaparsam yolcu tarafı 20 21 derece yaparım. Kışında aynı şekilde olur. Araç içinde arka koltukta pek fark edilmez ama difizörlere yakın olanları anlık rahatlatıyor.

Ama ilk mesajda da nakavt olmaz ki ya :) Şaka bir yana illaki kullanan vardır ancak sizin kullandığınız dereceler pek sağlıklı değil, minimum 22-23 olması sağlık açısından önem arz ediyor diyebiliyorum.
Gör bak neler geçiyor hayatın içinden...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Yaris
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 140000
  • Model Yılı: '15
  • 65 kere teşekkür etti
  • 127 kere teşekkür edildi
Bugünün araçlarının da, bir kaç yıl sonra ne kadar güvenlikli! olduğunu gösteren testler olacaktır muhtemelen. Oysa insanın anatomisi dün de aynıydı, yarın da aynı olacak (özel durumlar hariç).
Adım çokça geçmiş, kısaca gireyim. Evrim konusunu bu mesaj üzerine dile getirdim, özür dilenecek bir durum yok ortada bence. 25 yıllık hekimim, mesleki refleks diyebilirsiniz bu duruma, idare edin.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Dört Dörtlük Şehir (44) MALATYALI
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: ---
  • Model Yılı: -
  • 215 kere teşekkür etti
  • 303 kere teşekkür edildi
Bilim insanlarının çoğu evrime inanırken ve antitezini bulamıyorken, evrim konusunda onlarca örnek varken asıl buna safsata demek safsatadır. Yaratıcıyı kanıtlayamıyor diye inanmamayı seçen ateistler gibi geliyor bana da bu olay.
Evrim deyince insanların aklına hemen maymundan geldik saçmalığı geliyor. Halbuki yok öyle birşey. İnsansı ataların evrimleşmesi ile oluşmuşuz.
Ben şahsen Hawking'in dediği "Tanrı sihirbaz değildir" lafına inanıp evrime inanıyorum. Aynı zamanda Allah'a da inanıyorum ve evrimin Allah'ın planladığı bir şey olduğunu düşünüyorum. Şu ömrümüzde birbirine bağlı olaylara şahit olmuşuzdur. Yani bir çok olasılığın (bizim tesadüf olarak adlandırdığımız) bir araya gelip de kaderimizi belirlediği olaylar. E hayatımızda böyle birbirine, pamuk ipliğine bağlı olaylar olabiliyorsa evrim niye olmasın? Dünyanın oluşumu bile başlı başına planlanmış derecede mükemmel. İnsanoğlunun oluşumuna uygun koşullar sağlanasıya kadar o kadar süre geçmiş, neden Allah arada müdahale etsin?
Kuranda aksi var mı? Allah her birini tek tek yarattık diyor bir ayette. E anne karnında tek tek yaratılmış olmuyor mu? Nedense evrim yoktura çekiliyor ayetler ama benim yorumum daha farklı.
İsteyen olursa konusunu açıp orada seviyeli ve aklınızı açık tutacak bir biçimde tartışabiliriz de. Yine de ufkunu açık tutanlar için aşağıda örneklerini verdiğim konuları araştırabilirler, hatta videolarını bulabilirler.

-Zürafaların ses tellerine giden sinirler, beyinden direk ses tellerine gitmesi mantıklıdır. Fakat zürafalarda da, diğer memeliler gibi, ses tellerine giden sinirler, önce omurgayla gövdesine en yakın yer olan yutkunma kaslarına gidiyor, oradan geri ta yukarı kadar ses tellerine dönüyor.
-Karbon testiyle yılları bulunan insansı kafataslarının uygun bir değişimiyle günümüzdeki insanlara ulaşması.
-Vücudumuzdaki körelen organlar (göz pınarı, apandisit, kulak kepçesi kası, kuyruk sokumu, tüylerimizin hala diken diken olması....)
-Endonezya'da idi sanırım. Bir kabiledeki insanlar deniz üstüne kurdukları evlerde yaşıyorlar ve besinlerini de denizden yakalıyorlar. Bunun neticesinde nesiller geçtikçe deniz altında kalma süreleri çok uzuyor. Şu andaki nesil 12 dakika boyunca su altında nefesini tutabiliyor ve balık gibi yüzeyebiliyorlar. Üstelik gözleri de tuzlu suya dayanıklı.
-Moritanya idi sanırım, bir Orta Afrika cumhuriyetinde yapılan araştırmada yeni doğan fillerin %98'i dişsiz doğmakta. Dişlere sahip fillerin avlanmaları sebebiyle dişi olmayan fillerin üremeleriyle dişsiz fil popülasyonu çok artıyor. (Bakınız doğal seçilim)
-Kenya'daki bir köydeki herkesin ayaklarının toynak gibi olması. (birbirleriyle eşleşmeleri sonucu.)
-Evrim zaten hemen çat diye birşeylerin değişmesi değil, ömrümüzde bile farkedemeyeceğimiz sürelerde yavaşça doğal seçilimle canlıların çevre etmenlere daha dayanıklı hale gelmesi, dayanamayan genin ise yok olmasıdır.

Aklıma gelen şimdilik sadece bunlar.

Dünya'da bugüne kadar 6 tane toplu yokoluş gerçekleşmiştir. Madem biz yeni yaratıldık, önceki yokoluşlar niye yaşandı?

Unutmayın evren 24 saattir var olsaydı, bizim varolduğumuz süre 1 saniye bile değil.
[/quote

sadece dna bile evrim teorisini çökertmeye yeter de artar bile şöyle ki: ortalama 100 trilyon hücreye sahibiz. sahip olduğumuz her hücrede birer tane dna molekülü vardır. bunlardan sadece bir tanesinin içinde 3 milyar farklı konuda bir bilgi bulunur. bu bilgiler yaklaşık 1 milyon sayfalık 1000 cilt kütüphane gibi bilgi oluşturur. bu 1000 ciltlik eser hiç durmadan 24 saat okunacak olsa eserin tamamlanması 100 yıl sürer. bu muazzam bilgi tek bir tırnağımızda saçımızın tek bir telinde ve kolumuzun üzerindeki herhangi bir tüyde bulunan tek bir dna'ya aittir. varın geriye kalan 99.999 trilyonu siz düşünün. insan suresi 2-3: ' şüphesiz biz insanı karmaşık olan bir damla sudan yarattık. onu deniyoruz, bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık. biz ona yol gösterdik. artık o 'insan' ya şükredici olur ya da nankör.

kaldı ki atilla abinin de söylediği gibi bing bag teorisi kanıtlandı, yaratılmışların yaratıldığı kanıtlandı. ateistler bile bu çelişkiden sonra kendi aralarında tanrının varlığını kabul eden deist ve agnostik diye ayrıştırmaya başladı. yani yavaş yavaş imana geliyorlar. kainattaki düzeni gören aklı selim her insan hiçbir şeyin tesadüfen oluştuğuna inanmaz zaten.

Mesaj Birleştirildi: Kasım 28, 2018, 09:48:10
Bilim insanlarının çoğu evrime inanırken ve antitezini bulamıyorken, evrim konusunda onlarca örnek varken asıl buna safsata demek safsatadır. Yaratıcıyı kanıtlayamıyor diye inanmamayı seçen ateistler gibi geliyor bana da bu olay.
Evrim deyince insanların aklına hemen maymundan geldik saçmalığı geliyor. Halbuki yok öyle birşey. İnsansı ataların evrimleşmesi ile oluşmuşuz.
Ben şahsen Hawking'in dediği "Tanrı sihirbaz değildir" lafına inanıp evrime inanıyorum. Aynı zamanda Allah'a da inanıyorum ve evrimin Allah'ın planladığı bir şey olduğunu düşünüyorum. Şu ömrümüzde birbirine bağlı olaylara şahit olmuşuzdur. Yani bir çok olasılığın (bizim tesadüf olarak adlandırdığımız) bir araya gelip de kaderimizi belirlediği olaylar. E hayatımızda böyle birbirine, pamuk ipliğine bağlı olaylar olabiliyorsa evrim niye olmasın? Dünyanın oluşumu bile başlı başına planlanmış derecede mükemmel. İnsanoğlunun oluşumuna uygun koşullar sağlanasıya kadar o kadar süre geçmiş, neden Allah arada müdahale etsin?
Kuranda aksi var mı? Allah her birini tek tek yarattık diyor bir ayette. E anne karnında tek tek yaratılmış olmuyor mu? Nedense evrim yoktura çekiliyor ayetler ama benim yorumum daha farklı.
İsteyen olursa konusunu açıp orada seviyeli ve aklınızı açık tutacak bir biçimde tartışabiliriz de. Yine de ufkunu açık tutanlar için aşağıda örneklerini verdiğim konuları araştırabilirler, hatta videolarını bulabilirler.

-Zürafaların ses tellerine giden sinirler, beyinden direk ses tellerine gitmesi mantıklıdır. Fakat zürafalarda da, diğer memeliler gibi, ses tellerine giden sinirler, önce omurgayla gövdesine en yakın yer olan yutkunma kaslarına gidiyor, oradan geri ta yukarı kadar ses tellerine dönüyor.
-Karbon testiyle yılları bulunan insansı kafataslarının uygun bir değişimiyle günümüzdeki insanlara ulaşması.
-Vücudumuzdaki körelen organlar (göz pınarı, apandisit, kulak kepçesi kası, kuyruk sokumu, tüylerimizin hala diken diken olması....)
-Endonezya'da idi sanırım. Bir kabiledeki insanlar deniz üstüne kurdukları evlerde yaşıyorlar ve besinlerini de denizden yakalıyorlar. Bunun neticesinde nesiller geçtikçe deniz altında kalma süreleri çok uzuyor. Şu andaki nesil 12 dakika boyunca su altında nefesini tutabiliyor ve balık gibi yüzeyebiliyorlar. Üstelik gözleri de tuzlu suya dayanıklı.
-Moritanya idi sanırım, bir Orta Afrika cumhuriyetinde yapılan araştırmada yeni doğan fillerin %98'i dişsiz doğmakta. Dişlere sahip fillerin avlanmaları sebebiyle dişi olmayan fillerin üremeleriyle dişsiz fil popülasyonu çok artıyor. (Bakınız doğal seçilim)
-Kenya'daki bir köydeki herkesin ayaklarının toynak gibi olması. (birbirleriyle eşleşmeleri sonucu.)
-Evrim zaten hemen çat diye birşeylerin değişmesi değil, ömrümüzde bile farkedemeyeceğimiz sürelerde yavaşça doğal seçilimle canlıların çevre etmenlere daha dayanıklı hale gelmesi, dayanamayan genin ise yok olmasıdır.

Aklıma gelen şimdilik sadece bunlar.

Dünya'da bugüne kadar 6 tane toplu yokoluş gerçekleşmiştir. Madem biz yeni yaratıldık, önceki yokoluşlar niye yaşandı?

Unutmayın evren 24 saattir var olsaydı, bizim varolduğumuz süre 1 saniye bile değil.
[/quote






sadece dna bile evrim teorisini çökertmeye yeter de artar bile şöyle ki: ortalama 100 trilyon hücreye sahibiz. sahip olduğumuz her hücrede birer tane dna molekülü vardır. bunlardan sadece bir tanesinin içinde 3 milyar farklı konuda bir bilgi bulunur. bu bilgiler yaklaşık 1 milyon sayfalık 1000 cilt kütüphane gibi bilgi oluşturur. bu 1000 ciltlik eser hiç durmadan 24 saat okunacak olsa eserin tamamlanması 100 yıl sürer. bu muazzam bilgi tek bir tırnağımızda saçımızın tek bir telinde ve kolumuzun üzerindeki herhangi bir tüyde bulunan tek bir dna'ya aittir. varın geriye kalan 99.999 trilyonu siz düşünün. insan suresi 2-3: ' şüphesiz biz insanı karmaşık olan bir damla sudan yarattık. onu deniyoruz, bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık. biz ona yol gösterdik. artık o 'insan' ya şükredici olur ya da nankör.

kaldı ki atilla abinin de söylediği gibi bing bag teorisi kanıtlandı, yaratılmışların yaratıldığı kanıtlandı. ateistler bile bu çelişkiden sonra kendi aralarında tanrının varlığını kabul eden deist ve agnostik diye ayrıştırmaya başladı. yani yavaş yavaş imana geliyorlar. kainattaki düzeni gören aklı selim her insan hiçbir şeyin tesadüfen oluştuğuna inanmaz zaten.

Mesaj Birleştirildi: Kasım 28, 2018, 10:07:54
yaratılış mucizelerinden bir tanesi dna bile evrim teorisini çökertmeye yeter de artar bile. şöyle ki: ortalamaya 100trilyon hücreye sahibiz. her hücrede bir dna molekülü vardır. bunlardan sadece bir tanesinin içinde 3 milyar farklı konuda bilgi bulunur. bu bilgiler yaklaşık 1 milyonluk sayfalık 1000 cilt kütüphane kıvamında bilgi oluşturur. bu 1000 ciltlik eser hiç durmadan 24 saat okunsa eserin tamamlanması 100 yıl sürer. bu muazzam bilgi tek bir tırnağımızda, saçımızın tek telinde veya kolumuzun üzerinde bulunan tek bir tüye aittir. varın geriye kalan 99.9999 trilyonu siz düşünün. milyonlarca yıl önceki türler de değişim yoktur. bakteri aynı bakteridir, balık aynı balıktır, maymun aynı maymundur, insan aynı insandır. zaten evrim olsaydı günümüzdeki bilimsel veriler ışığında tür değişimleri kanıtlanırdı. tür değişiminin kanıtı diye yapılan sahtekarlıkları da hatırlatayım: insan ve maymun kafatasını yapıştırıp türlerin değişimi diye yutturmaya çalışan bilim!!! insanlarına da rastladık zaman zaman. ayrıca atiila abinin de dediği gibi bing bang teorisi; yaratılış gerçeğini kanıtladı. yaratılmışların yaratıldığı kanıtlandı. hatta bu çelişkileri yaşayan ateistler bile kendi aralarında tanrının varlığını kabul eden deist ve agnostik diye ayrıldı. yani onlar da yavaş yavaş imana geliyor. son sözü YÜCE YARADAN ALLAH (CC)'YA bırakıyoruz: insan suresi 3-4 'şüphesiz biz insanı karmaşık olan bir damla sudan yarattık. onu deniyoruz, bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık. biz ona yol gösterdik. artık o 'insan': ya şükredici olur ya nankör. kuran-ı kerimde sık sık geçer: düşünenler için ibret vardır.

insan suresi 3-4:

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • 1998 TOYOTA RAV4 2.0
    • atilla abinin araba ve toyota dostları
  • Araç: Rav 4
  • Kan Grubu: AB+
  • Kilometre: 247500
  • Model Yılı: '98
  • 580 kere teşekkür etti
  • 954 kere teşekkür edildi
sizlere başımdan geçen bir olayı anlatacağım, ben philips merkez servisinde çalışırken bir atölye şefimiz vardı, din iman hak getire, ramazanda bile içki içer evinin yakınındaki caminin ezan sesine tepki koyar, sabah sabah Allahu ekber Allahu ekber insanı uyutmuyorlar derdi. gel zaman git zaman bu abimize bir hastalık musallat oldu, geceleri ateşi 39-40 dereceye çıkıyor sabahları normale dönüyordu, philips o zamanlar Türkiyede çok etkili bir firma olduğundan her yerde mensuplarına ayrıcalık sağlanırdı. bizim şef abimiz okmeydanı ssk hastanesine yatırılıp tetkikler, tahliller derken epey uzun zaman hastanede kaldı, bir gün yağcısı ve hemşerisi Necati ziyaretine gitmiş sonbet etmişler, bizim Ulvi abimiz Necatiye yahu Necati burası ne biçim hastahane yahu? demiş Necati de hayrola abi ne oldu? diye sormuş abimizde ne olacak Necati burada insan ölse dua edecek hoca yok! demiş. kıssadan hisse !
1998 TOYOTA RAV4 2.0 manuel ,http://www.toyotadostlari.com/

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Dört Dörtlük Şehir (44) MALATYALI
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: ---
  • Model Yılı: -
  • 215 kere teşekkür etti
  • 303 kere teşekkür edildi
sizlere başımdan geçen bir olayı anlatacağım, ben philips merkez servisinde çalışırken bir atölye şefimiz vardı, din iman hak getire, ramazanda bile içki içer evinin yakınındaki caminin ezan sesine tepki koyar, sabah sabah Allahu ekber Allahu ekber insanı uyutmuyorlar derdi. gel zaman git zaman bu abimize bir hastalık musallat oldu, geceleri ateşi 39-40 dereceye çıkıyor sabahları normale dönüyordu, philips o zamanlar Türkiyede çok etkili bir firma olduğundan her yerde mensuplarına ayrıcalık sağlanırdı. bizim şef abimiz okmeydanı ssk hastanesine yatırılıp tetkikler, tahliller derken epey uzun zaman hastanede kaldı, bir gün yağcısı ve hemşerisi Necati ziyaretine gitmiş sonbet etmişler, bizim Ulvi abimiz Necatiye yahu Necati burası ne biçim hastahane yahu? demiş Necati de hayrola abi ne oldu? diye sormuş abimizde ne olacak Necati burada insan ölse dua edecek hoca yok! demiş. kıssadan hisse !

atilla abi, teşşekkür ederim. çok güzel kıssaydı. insan acizliğini gençken pek anlayamıyor ama yaş ilerledikçe bu gerçeği anlıyoruz. ne dünyaya gelişimiz elimizde ne de dünyadan gidişimiz. ne de 1 saniye sonrası ne olacağımız. sapasağlam insanlar bir anda kalp krizi geçirebiliyor, felç olabiliyor veya çaresiz bir hastalığa yakalanabiliyor. bu da demek oluyor ki hayat bizim kontrolümüz dışında ilahi bir güç tarafından yönetiliyor. hatta kainattaki denge o kadar muazzam ki ölüm bile denge oluyor. kainatın kuruluşundan bu yana canlıların hiç ölmediğini düşünelim bir an dünya nasıl bir yer olurdu acaba? ölüm bile denge üzerine kurulu. bir de nüfus dengesine baktığımızda dünyada kadın ve erkek nüfusunun her zaman yarı yarıya olması da ilahi gücün mucizesidir. düşünsenize dünya nüfusunun %90 erkek, %10'u kadın olsaydı neler olurdu acaba?

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Dinozor
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 48850
  • Model Yılı: '16
  • 192 kere teşekkür etti
  • 1142 kere teşekkür edildi
geçtiğimiz günlerde acilen ameliyat olmuş ve hastaneden yeni çıkmış birisi olarak,her çeşit davranışta olan insanlar gördüm( atilla özdemir beyin bahsettiği gibi),can taşıyan her türlü mahlukatın hangi saniyede ne olacağını tayin eden bir makam var,her türlü teori olabilir,her türlü teori,sav tartışılabilir,sonuçta evreni yaratan cenab-ı allahtır. farklı bilimsel görüşler tartışılabilir,evrim teorileri yazıldığı gibi bir günün,bir yılın ve yüzyılın içinde olacak bir zaman dilimine bağlı değil,belgesellere bakmak ve canlıların evrimini görmek çok mümkün,doğal bir denge kurulmuş,neden böyle derken cevabı karşımızda..timsahlar,çakallar,sırtlanlar, akbabalar gibi leş yiyerek çevreyi mikroplardan temizleyen hayvanlar var,yılanların olmadığı yerde fare sürüleri çiftçinin buğdayını tüketiyor,bu nedenle doğal dengeye müdahale etmemek gerek,dün hidrolik direksiyon yoktu,marş motoru bile kontakta değil gaz pedalının ucunda yukarıda ayakkabı burnunun yetişebildiği yerde idi,bir de bu güne bakın çift devreli klimalar,far ve yağmur sensörü,aracın nerede olduğunu gösteren sistemler gibi.her aileye bir araba ihtiyaç ve hak.özelliklerini bütçemiz belirleyecek diye düşünüyorum.ufuk sönmez beyin aracı muhteşem olmuş,iyi günlerde sağlıkla kullansın,otomotiv sanayi ile yakın ilişkisi olanların böyle araçları toplayıp kullanmaları çok güzel ve ekonomik oluyor,klasik ve nostaljik araç sevmek sektör dışı insanlar için maliyetli oluyor yoksa kim istemez ? bir garaj dolusu her türden otomobile sahip olmak !
Tokay Ceritoğlu

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Deus ex machina
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 2852 kere teşekkür etti
  • 3225 kere teşekkür edildi
Adım çokça geçmiş, kısaca gireyim. Evrim konusunu bu mesaj üzerine dile getirdim, özür dilenecek bir durum yok ortada bence. 25 yıllık hekimim, mesleki refleks diyebilirsiniz bu duruma, idare edin.
Tayfun Bey, sizden özür dilemenizi isteyen olmadı bildiğim kadarı ile, zaten özür dilemenizi gerektirecek bir durum olduğunu da düşünmüyorum. Burada mesajları destekleyen mimik vb. iletişim detayları olmadığından bazen yorumlar, ifade edilmek isteneni daha sert, katı ve benzeriymiş gibi gösterebiliyor.
Konu bilimse, herkes kendi bilgi ve bakış açısı ile düşüncesini ortaya koyacaktır tabi ki de. Tam tersine konunun gelişmesi için bu tarz detaylar da (ana konudan sapmadan) faydalı olacaktır.
Evrim konusunu açılan diğer başlıkta, rahatça tartışabilir herkes, insan anatomisi ile otomobiller ise buradaki konulardan birisi.
Bu arada gerek beslenme, gerek harekette azalma vb. nedenlerden dolayı, insanlar (genelleme) belki de 100 yıl öncesine göre daha az dayanıklıdır (kemik yoğunluğu, kas yapısı). Ancak bununla ilgili istatistiki bir araştırma bilmiyorum.

Bu konuda özellikle Amerika Birleşik Devletlerin de katı kurallar olan ürün çeşitleri de mevcut, örneğin;

Bir çok elektronik parça (mesela HDD ve SSD) için MTBF (İki hata arası ortalama süre), bir çok araç-gereç, ev aleti (mesela çim biçme makinesi) gibi ürünler için ise MTTR (İlk onarım gereksinimine kadar ortalama süre)  belirtilmesi zorunludur ve yasal durumlar söz konusu olduğunda kullanıcı tarafından marka aleyhinde delil olarak kabul edilmektedir.
Bahsettiğin gibi bunlar çok önemli kavramlar Ufuk. Bir de bilmeyenlere ama bilmesi gerekenlere anlatması var, işte o zor oluyor bazen.
Bunların önemini farkeden toplumlar daha hızlı ilerleyecektir.

Açıkçası arkada ayrı ayarı olan klima sistemi de çok faydalı bir özellik. Özellikle uzun yolda sağ ve sol, güneşin geldiği tarafa göre araç içi sıcaklığı çok farklı olabiliyor. Bu durumda güneşli tarafa göre ayarlayıp, diğer tarafı üşütmek de doğru olmaz. Özellikle günümüz araçlarında küçük arka camların da etkisi ile, araçta klima açıkken, güneş önden geldiğinde, arka taraf öne göre oldukça serin olabiliyor. Bu yüzden 3 bölgeli aslında zaman zaman faydalı bir özellik oluyor.
Diğer yandan çok eskiden, kliması olmayan araçlarla, camları açıp, uzun yol da rahatlıkla yapılabiliyordu. Ancak şehiriçi ya da aşırı güneş altında gerçekten sıkıntılı olabiliyordu.

Çok eskiden, arkadaşımın babasının V8 motorlu, devasa tekerlekleri olan Amerikan Ford kamyonetinin direksiyonunu hatırlıyorum. Hidrolik değildi ama hem tur sayısı fazla, hem de direksiyon çemberi oldukça büyüktü. O haldeyken bile küçüük manevralarda çevirmek tam bir spordu.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 93000
  • Model Yılı: '12
  • 543 kere teşekkür etti
  • 290 kere teşekkür edildi
Ya zaten bir araçta niye çift bölgeli klima olur ki onuda anlamış değilim, şimdilerde 4 bölgelisi bile var. Aynı kabin içinde 4 farklı sıcaklığı seçen kaç tane aile vardır çok merak ediyorum doğrusu :lol:

Hani bir deyiş vardır her şeyin fazlası zarar azı karar diye. Bu bence teknoloji içinde geçerli bir durum :)

bende anlamıyorum :) yarın öbürgün yandaki hevesini alsın diye ona da bir direksiyon verirler :))

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • En masrafsız ve sağlıklı araç tabanvay.
  • Araç: Corona
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 420000
  • Model Yılı: '93
  • 416 kere teşekkür etti
  • 2220 kere teşekkür edildi
geçtiğimiz günlerde acilen ameliyat olmuş ve hastaneden yeni çıkmış birisi olarak,her çeşit davranışta olan insanlar gördüm( atilla özdemir beyin bahsettiği gibi),can taşıyan her türlü mahlukatın hangi saniyede ne olacağını tayin eden bir makam var,her türlü teori olabilir,her türlü teori,sav tartışılabilir,sonuçta evreni yaratan cenab-ı allahtır. farklı bilimsel görüşler tartışılabilir,evrim teorileri yazıldığı gibi bir günün,bir yılın ve yüzyılın içinde olacak bir zaman dilimine bağlı değil,belgesellere bakmak ve canlıların evrimini görmek çok mümkün,doğal bir denge kurulmuş,neden böyle derken cevabı karşımızda..timsahlar,çakallar,sırtlanlar, akbabalar gibi leş yiyerek çevreyi mikroplardan temizleyen hayvanlar var,yılanların olmadığı yerde fare sürüleri çiftçinin buğdayını tüketiyor,bu nedenle doğal dengeye müdahale etmemek gerek,dün hidrolik direksiyon yoktu,marş motoru bile kontakta değil gaz pedalının ucunda yukarıda ayakkabı burnunun yetişebildiği yerde idi,bir de bu güne bakın çift devreli klimalar,far ve yağmur sensörü,aracın nerede olduğunu gösteren sistemler gibi.her aileye bir araba ihtiyaç ve hak.özelliklerini bütçemiz belirleyecek diye düşünüyorum.ufuk sönmez beyin aracı muhteşem olmuş,iyi günlerde sağlıkla kullansın,otomotiv sanayi ile yakın ilişkisi olanların böyle araçları toplayıp kullanmaları çok güzel ve ekonomik oluyor,klasik ve nostaljik araç sevmek sektör dışı insanlar için maliyetli oluyor yoksa kim istemez ? bir garaj dolusu her türden otomobile sahip olmak !
Tokay bey çok geçmiş olsun ALLAH CC şifa versin tekrarını yaşatmasın İNŞAALLAH
EGEA 1.4 BENZİN 95 HP URBAN
TOYOTA CORONA 3S FE
BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN UĞRUNDA AKAN KANDIR TOPRAK EĞER UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR.
EMNİYET KURALLARINA UYALIM UYMAYANLARI UYARALIM.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Dinozor
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 48850
  • Model Yılı: '16
  • 192 kere teşekkür etti
  • 1142 kere teşekkür edildi
iyi dileklerinize teşekkür ederim.amin,inşallah.
Tokay bey çok geçmiş olsun ALLAH CC şifa versin tekrarını yaşatmasın İNŞAALLAH
Tokay Ceritoğlu