Buna itirazım var doğal olarak..
Şu vergi sistemi ile mesela ithal araç satışı 100 adet ise ve bunun %50 si yurt dışına gidiyor ve %50 si ülkede kalıyorsa vergi herkesin istediği seviyeye insin ithal araç satışı 500 adet olur ve %50'si yine yurt dışına gider buda 250 birim demek.Bir zarar buradan diğeri de 500 adetten elde edilen vergi %10 olsa yurt içinde kalan para değişmiyor hatta bizim halka kalsa o miktar bile fazla olduğuna göre orana göre zarar etme ihtimali bile var.
Bu durumda vergi rejimi herkesin istediği şeklide değiştiğinde sadece ithal araçta cari açık 5 misli artarken aldığınız vergi ya aynı kalacaktır yada cüzi artacaktır.
Yine söylüyorum bana kalsa ;
1: İthal araç vergisini (binek ve lüks) daha da arttırırım.
2: iş makinesi ,ağır vasıta araç ithalatını için ya yurt içi üretim ortaklığı şartı koyarım yada onunda vergisini yerli üretime avantaj sağlayacak seviyeye çekerim.
3: Kamu alımlarında (Başta bürokrat ve bizi yönetenlerin çok sevdiği) yurt dışı ithal araç alımını kesinlikle yasaklarım.Belediyeler gibi bunun etrafından dolaşacak kurumlara da ağır ceza ve denetleme uygularım.
4:Yurt içi üretim olan araç alımında vergi avantajı sağlarım.
5:(Daha uygulanıp uygulanmayacağı belli değil ama) Üretilecek Elektrikli otomobil için vergiyi sıfırlarım yada çok cüzi tutarım.Yurt dışı üreticileri de ülkede fabrika kurma ve vergi avantajı sağlayarak hem iç pazara hemde dış pazara satış kolaylığı getiririm ki uzun vade de en büyük ihraç kalemimiz otomotiv ihracatı elektrikli otomobil yüzünden zarar görmesin.
Benim de itirazım var
Şu an ki sistem ile aracın
1600cc'ye kadar olan araçlar için%56.5 yurt dışına çıkarken, %43.5 vergi alınıyor,
1600cc 2000cc arası olan araçlar için%42.4 yurt dışına çıkarken, %57.6 vergi alınıyor,
2000cc üzeri arası olan araçlar için %32.6 yurt dışına çıkarken, %67.4 vergi alınıyor,
https://www.hesapkurdu.com/trafik-sigortasi/h/arac-otv-kdv-hesaplamayani kısacası alım gücü yüksek kişilerin alabileceği araç ile orta kesimin alabileceği araçlar arasında yurt dışına çıkan para oranı daha yüksek iken alınan vergi oranı daha düşük, bu da vergilerin yükseltilmesi ile bu uçurumun daha da açılacağını (çünkü yükselme belirli bir binek/lüks gibi belirli bir kesim için olmaz, aradaki farkı korumaları gerekir) düşünürsek, zengin yine alacağını alır, orta kesim alabileceği aracı zar zor alacakken bile alamaz hale gelir,
He diyeceksiniz ki ticari araçlarda nasıl ayrım yapıyorlar, onu da izah edeyim, ticari araçlarda amortisman süresi otomobilden (3yıl) farklı olarak 5 yıldır, aracın vergisiz fiyatı 5 yıl boyunca kurumlar vergisinden düşülebilir, ayrıca ödenen kdv şirketin kdv hesabında yer alır, ödenen mtv (araç alımında ve yıllık ödemeler de) şirketin kurumlar vergisinden düşülerek mahsup edilir, yani şirketin ticari araç için ödediği vergi zaten şirketin ödeyeceği vergidir
Diğer yandan böyle bir durumda bankaların ekmeğine yağ sürer, faiz oranlarının artmasına sebep olunarak, sahip olma duygusu ile kredi çekerek daha yüksek vergi ile daha yüksek ücrete daha yüksek faiz ödenerek çok daha fazla paranın yurt dışına çıkışına kapı açmış olursunuz,
İş makinesi sektörü satıştan ziyade kiralama/leasing sistemi üzerine kurulu, üretim ortaklığı şartı getirirseniz satış ortaklığına da girmiş olur, pazarlama bacağınız yok ise zarar edersiniz, ağır vasıta da zaten hemen hemen tüm markaların üretimi var, hiç yatırımı yok denen VW'nin bile ama bu bizi düşündüklerinden değil, adı üzerinde vasıta ağır olduğu için nakliye vs. konularında yatırımın ihracattan daha karlı olması sebebi ile...
"Kemer sıkma politikası" açıklaması öncesi kamu araçlarının senede iki sefer yenilenebilmesi için kanun tasarısı sessiz sedasız geçirildi, siz bırakın yerli montaj bir araca binmelerini ben yine en lüksüne binsinler ama en azından 3 yılda bir değiştirsinler razıyım...
Yurtiçi üretim olan araçların montaj parçalarının yarısından fazlası ithal, çelişki şu olur ithalatında fazla vergi alınan malzeme ile üretilen ürünün satışında vergi avantajı sunmak yarar değil zarar getirir, daha önce de belirttiğim gibi tüm yatırımların çekilmesine sebep olur,
Elektrikli otomobil için vergiyi sıfırlasanız da yeterli elektriği geri dönüştürülebilir yollar ile üretemediğiniz ve ithal ettiğiniz sürece pek işe yaramaz, 10 liraya araç alıp bir yıllık kullanım maliyeti 100 lira olacaksa konunun hiç bir esprisi yok, daha bir kaç saat önce elektriğe konutta %9 sanayide %14 zam geldi...
@Ufuk Sönmez (16363) Bey;
Vergiler düşsün (öyle küçük düşmeler değil,herkesin istediği seviyeler..Nerede ise hiç vergi olmasın mantığına yakın) araç sahiplerinin %75'i aracını değiştirmeye kalkacaktır.Bu gün 200 bin liralık bir aracı 110-120 bine alacağını bilse Türk halkı o gece bayi önüne çadır kurar.
İkinci olarak Türkiye'de yerli üretim yok değil var (araç değil parça olarak) ki bunu en iyi siz bilmelisiniz.(burada yerliden kasıt Milli değil Türkiye'de üretilen demek)Dolayısı ile adam gelsin fabrikasını açsın ister lisans altında ister fason üretici olarak işçi çalıştırsın ,vergi versin.
Bugün Toyota ,Renault v.s fabrika kurup üretim yapıyor ve bunu ihraç ediyorsak ne mutlu.Bize lazım olan bunun artması ve çeşitlenmesi ek olarak Milli bir firmanın üretime geçmesi.Yoksa aman hepsi milli olsun başka firma falan olmasın demek mantıklı değil.Keşke Toyota Renault Ford v.s bir kaç fabrika daha açsa ülkenin tüm ihtiyacını (en lüksünden iş makinesine kadar) bu ülkede üretilen (milli demiyorum) ürünlerden sağlasak.
Vergi düşüşünün sürekli olacağı bilinse kimse çadır falan kurmaz, siz konuyu kısa süreli kampanyalar gibi düşünüyorsunuz, ayrıca daha önce de dediğim gibi benim "vergi" den kastım sadece otomobil için değil, genel olarak bahsediyorum, bugün otomotiv yedek parça ithalatında malın fatura fiyatının üzerine 8 ayrı vergi, bu 8 ayrı verginin üzerine de %18 k.d.v konuluyor, hatta fren sistemi ürünler de "damping vergisi" adı altında kilo başı $6 fiyatlama ile vergilendiriliyor, yani 10 kiloluk fren diskini siz yurtdışından $20 fiyat ile alsanız bile gümrükte $60 üzerinden 8+1 vergi ödeniyor, TSE yaptırımlarından vs. hiç bahsetmeyeyim bile oturup ağlarsınız...
Türkiye'de yerli üretici parasının garanti altında olması, devlete vergi borcu olacağına vergi alacağı olsun, teşviklerden faydalanabilsin diye sözüm ona ihracata çalışıyor, ben bugün bir yedek parça satıcısı olarak yüzlerce yerli üretici ile görüştüm, kalite standartlarını Japon üreticilerin standartlarında istediğimizde hem fiyatı Japon üreticinin üzerinde fiyata çıkarıyorlar hem ödemeyi peşin talep ediyorlar, hem de minimum sipariş adetini yükseltiyorlar, sene de 300-500 Land Cruiser hava filtresi satacakken gidip 10.000 adet için Japon firmasına ödeyeceğim fiyattan daha yüksek fiyatı ödeyerek 3 ay bekledikten sonra da 20 yıllık stok tutmayı gerektiriyor, devlet önce yerli üreticiye yerli satış için yükümlülükler getirmeli....
@Ahmet Güve (8047) bir Toyota fabrikası çalışanı, sorun bakalım üretilen aracın kaçta kaçı Türkiye'de üretilen ürünlerden meydana geliyor, maddi değeri ile %15'i bile bulmaz
bunu ihraç etseniz ne olur ihraç etmeseniz ne olur? %85 ithalat sonrası %15 ihracat hadi işçilik vs. eklediğinizde %80/%20 gibi bir oranla kendinizi kandırırsınız
