Gönderen Konu: Elemek çözüm olur mu?  (Okunma sayısı 2015 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: B+
  • Kilometre: 140000
  • Model Yılı: '06
  • 51 kere teşekkür etti
  • 57 kere teşekkür edildi
Elemek çözüm olur mu?
« : Ocak 05, 2018, 23:04:44 »
Sevgili Dostlarım,

Genelde Trafiğe çıktığımız zaman toplumsal yaşamda uyum sorunu olan insanlar yüzünden, haklı olarak serzenişlerimiz başlar,
Peki bu soruna nasıl yaklaşıp, hangi aşamada çözebliriz?

Öncelikle Ehliyet kimlere ve hangi kriterleri yerine getirenlere veriliyor?

1-)Araç kullanmayı bilmeli.
2-)Kuralları bilmeli,
3-)İlk okul mezunu olmalı,
4-)Sürücü adayı statüsünde 2 yıl araç kullanmalı. (01 Ocak 2016 tarihinden geçerli olmak üzere, Trafik yönetmeliğinde benim açımdan şimdiye kadar yapılmış en önemli değişiklik olmuştur)


Peki ilk aşamada sürücü adaylarına psikolojik değerlendirme yapılabilir mi?
Bu konuda bir yorum yapamam, Ancak Psikolog Dostlarımız görüşlerini paylaşırlarsa bu konuda fikir sahibi olabiliriz.

Bu durumda toplumsal uyum sorunu olanları trafikten elemek en mantıklı çözüm olabilir mi?

En az 2 olmak veya belirlenen adet kaç olacaksa artık, yüz kızartıcı, şiddet  sabıkası olanların, ehliyetleri var ise iptali, yeni alınıyor ise verilmemesi.
Olumlu yönde büyük bir fark yaratmasa da sonuçta bir yerlerden başlamak zorunda kalacağız.

Cezaların caydırıcı olduğunu düşünmüyorum.
Cezaların bazı ihlallerde Alkollü araç kullanma, Ehliyetsiz araç kullanma, gibi hallerde daha caydırıcı olmalı, bu ağır para cezası, mükerrer durumlarda hapis cezasına kadar verilmeli.

Sizde bu konudaki fikir ve düşüncelerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.

Saygı ve sevgilerimle


Toyota Club Türkiye

Elemek çözüm olur mu?
« : Ocak 05, 2018, 23:04:44 »

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 52000
  • Model Yılı: '16
  • 35 kere teşekkür etti
  • 179 kere teşekkür edildi
Ynt: Elemek çözüm olur mu?
« Yanıtla #1 : Ocak 06, 2018, 00:52:56 »
"Adalet, Örümcek Ağına Benzer; Büyük Böcekler Onu Delip Geçerken, Küçük Böcekler Takılıverir" sözünden ötürü bence eğitim sistemimizi ilkokuldan başlayarak gözden geçirmemiz lazım. Belki ozaman düzelebilir cezaya gerek kalmaz diye düşünüyorum.
İlla gitmek istiyorsan, hoşuma git mesela :)

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 125000
  • Model Yılı: '13
  • 220 kere teşekkür etti
  • 174 kere teşekkür edildi
Ynt: Elemek çözüm olur mu?
« Yanıtla #2 : Ocak 06, 2018, 00:57:52 »
Trafik eğitiminde hepimiz (lafta) gerekli eğitimi alıyoruz. Avrupa standartları ile aynı eğitim.

Sorun şu ki biz bu eğitimi sadece ve sadece sınavı geçmek için alıyoruz. Ehliyet alınınca işlem tamam. Kimse kuralları hatırlamıyor. Kimse levhaların ne anlama geldiğini hatırlamıyor.

5 yıl önce sınava girmiş kişileri (ki ben dahil) aynı sorular ile sınava tabi tutun yüzde 80i sınavı geçemez.

Burada sorun Avrupa da olduğu gibi aileden eğitime başlanmalı, ana okulu,  ilk ve orta okulda trafik eğitimi pekiştirilmeli. Trafik kuralları bilgisi sadece teorik değil hayatta da uygulanmalı. Yani daha küçükken çocuklar  kurallara uymayı öğrenmeli. Büyükler de örnek olmak için kurallara uymalı.

Bu kurallar sadece cezalardan kaçmak ve polis kontrolünden geçmek için değil. Önce kendimize,  ailemize ve çevrenize olan saygıdan dolayı olmalı. Yani gecenin 2 sinde polis yok diye kırmızı da geçilmemeli. Yaya geçitlerinde kamera ve polis ol asa da yayaya yol verilmeli.

Bu ve bunun gibi çok husus var. Ülkemizde yapılabilir mi. Yapılır neden olmasın. Ancak buna yönetim kadar halkta istekli olmalı.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Auris
  • Kan Grubu: B+
  • Kilometre: 10000
  • Model Yılı: '16
  • 6 kere teşekkür etti
  • 29 kere teşekkür edildi
Ynt: Elemek çözüm olur mu?
« Yanıtla #3 : Ocak 06, 2018, 11:27:16 »
Trafik kurallarına uygun seyir halinde ilerlerken kural tanimazlarin taciz etmeleri yokmu... Bazı kuralları anlamak ( hatırlamak) için sınava gerek yok ya da yeniden okumaya. Kendisine ve çevresine saygılı insanlar yetiştirebilsek sorun  çözülecek. Ne yazık ki eğitim kalitesi düştüğü için bu iyi günlerimiz. Ehliyet sınavı zorlaştırmak ya da cezalandırmak cahil insanı durduramıyor adeta kamciliyor.
Belki bir gün bizde de yeniden saygılı insanlar yetiştiren bir sistem olursa trafik kurallarina uyan bir toplum oluruz

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Dinozor
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 48850
  • Model Yılı: '16
  • 192 kere teşekkür etti
  • 1142 kere teşekkür edildi
Ynt: Elemek çözüm olur mu?
« Yanıtla #4 : Ocak 06, 2018, 11:43:44 »
elemek başlangıç için çözüm olur,eğitimsizlik had safhada,almanyada kırmızı ışıkta geçmeyen ,geçemeyen vatandaşımız burada geçmeyi deniyor,ne hikmetse.cezalar daha katı,ertelemeler yasak olmalı,özellikle alkol ile,madde kullanarak trafiğe çıkanların ehliyeti ile beraber aracına da el konularak açık arttırma ile satılarak hazineye gelir kaydedilmeli,ruhsatı kimin veya hangi şirketin olduğuna bakılmaksızın.saygı konusunu işledik,eski saygılı günlere dönmek için çok uzun süreler var,kaldırımda omuz vurarak öne geçen vatandaşın esas ruh yapısı direksiyona geçince kat be kat artıyor.işimiz zor vesselam.
Tokay Ceritoğlu

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: B+
  • Kilometre: 140000
  • Model Yılı: '06
  • 51 kere teşekkür etti
  • 57 kere teşekkür edildi
Ynt: Elemek çözüm olur mu?
« Yanıtla #5 : Ocak 06, 2018, 15:45:09 »
Sayın KAPLAN, Sayın OĞUZHAN, Sayın ARDIÇ, Sayın CERİTOĞLU,

Öncelikle Saygı, Sevgi ve Hürmetlerimi sunuyorum,
Konuya ilgi ve katkılarınız için çok teşekkür ederim.

Yorumların geneline bakınca sorunları çözmek açısından, başta Eğitim ve Caydırıcı Cezalar gibi görünüyor malesef.

Sayın CERİTOĞLU, yaşca benden büyük olduğu (Kendisine Tekrar Hürmetlerimi Sunuyorum) için daha iyi bilir,
Ben kendimi bildim bileli sorunları çözmek için eğitim, eğitim, eğitim denir.
Fakat birşey yapıldğı görülmez, günümüzde bile hala devam etmekte olan basit sorunları malesef çözebilmiş değiliz.
Şimdilik Cezalar daha caydırıcı olursa bir miktar sorun çözülebilir, fakat eğitimle sorun çözmeyi, Kısa vadede  pek mümkün görmüyorum.

Sorunları çözmesi gerekenler ya popülist yaklaşım sebebi ile veya oy kaygısı sebebi ile çözmekten çok, geçici önlemler aldılar veya görmezden geldiler ve önceki nesiller bu sorunları bir sonraki nesillere, alın size sorunlar yumağı nasıl çözerseniz çözün dediler ve küçük adımlar atılmakla beraber bu süreç devam edecek gibi duruyor.

Henüz yeni olan ve pilot sektör olarak şehirler arası otobüslerde uygulanmaya başlayan, interaktif uyarı sistemi, geneli kapsar duruma gelecek gibi duruyor.
http://www.aksam.com.tr/ekonomi/hiz-canavarlarini-interaktif-uyari-sistemi-durduracak/haber-694244

Günümüzda yavaş yavaş hissettiğimiz otokontrol sistemi kimi kesimler tarafından kişisel özgürlüğe müdahale olarak algılansada malesef gelecek nesiller, kişisel özgürlüklerinden feragat ederek, Ciddi bir bedel ödemek zorunda kalabilirler.

Şimdi sadece araç takip olarak gündeme gelen durum, ilerde insanlar dünyaya gelirgelmez çip takılarak kişisel izlenmeye alınabilir ve bu süreçte daha detaylı elemeler yapabilirler.


Bazı Dostlarım "Kişisel özgürlüğüme müdahale ettirmem, O değerler benim kırmızı çizgimdir" diyebilirler.

Peki şimdiye kadar ilerlediğimiz yolda hangi değerlerimizi farkına varmadan kaybettik?


1-)Komşuluk değerlerimiz kaybettik mi?, Komşun açken rahat rahat tok yatar olduk mu?,  kapı komşuzun adını bilmez olduk mu?
2-)Amacı Büyüklerimizi ziyaret, aç insanlarımızı doyurmak, akrabaları ziyaret etmek olan Bayramlarımızı tatile kaçmak için bahane ettik mi?
3-)Sayın CERİTOĞLU'nun işaret ettiği gibi birbirimize anlayışımızı, küçüklerimize sevgiyi, büyüklerimize saygı ve hürmetimizi kaybettik mi?

Bu ve bunlar gibi daha bir çok değerlermizi kaybettik ve etmeyede devam ediyoruz. Nedenlerinden bahsetmiyorum çünkü nedenleri sıralamakla bitmeyecektir.

Sonuçta biz bu değerleri hayat akışında biryerlerde farkına varmadan kaybettik, gelecek nesillerde farkında olmayacağı birçok değerleri kaybedecekler malesef.


Sayın CERİTOĞLU,  yorumunuzun sonunda belirttiğiniz gibi "işimiz zor vesselam"


Sürç-i Lisan ettiysem affınıza sığınıyorum.

Saygı, sevgi ve hürmetlerimle.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0-
  • Kilometre: 51000
  • Model Yılı: '13
  • 259 kere teşekkür etti
  • 825 kere teşekkür edildi
Ynt: Elemek çözüm olur mu?
« Yanıtla #6 : Ocak 07, 2018, 08:58:53 »
yazilanlarin hepsine katiliyorum fakat sabikali kisilerin ehliyetine el konulmasi veya verilmemesi bence yanlis olur. konu yine donup dolasip egitime geliyor. o kisileri de egitip topluma kazandirmak gerekir. aksi halde bu tarz insanlar suca ve suc islemeye meyilli olduklari icin daha da hircinlasacaklardir.
ulkemizdeki egitim sistemini adalete ve karsindakine saygi duyma temeline dayali bir sekilde ilk okuldan itibaren minik beyinlere islenirse kimse kimsenin hakkini yemez ve herkes birbirine daha saygili kurallara daha cok uyar hale gelir. cezalari arttirmak veya  kamera koymak yada basina bekci bile dikseniz insanin icinde yoksa ne yapilsa bos.
Gulumsemesini Bilmeyen Tukkan Acmasin
Kars Atasozu

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 125000
  • Model Yılı: '13
  • 220 kere teşekkür etti
  • 174 kere teşekkür edildi
Ynt: Elemek çözüm olur mu?
« Yanıtla #7 : Ocak 07, 2018, 16:04:44 »
Devlet tarafından araçlara takip cihazları takılmasının yasallaştırılması doğru bir karar. Ancak kurallara uymayacak insanlar buna da bir çözüm bulurlar. Otobüslerde ve kamyonlardan dijital takograf cihazı vardır. Dikkat edin otobüs 120 ile de gitse takografda ki  gösterge 89 a gelip 86 ya düşer ve 89 a geri çıkar. Yani 90 km hıza ulaşmaz. Ama otobüs kadranında hız 110 120 dir.

Yani gene kurallara uyan insanlar bu duruma riayet edecektir.
Eğitim konusu uzun zamandır konuşulur ancak ya yeterli eğitim verilmez. Yada teorik olarak anlatılıp geçilir.trafik kuralları çocuklara uygulamalı olarak anlatılmaz. Anlatılsa da ailede kurala uymadığı için çocuk o kurallara uyulmaması gerektiğini düşünür.

Ben eskiden emniyet kemeri takmaz,  ışıklar müsait ve polis yoksa kırmızı ışıkta geçerdim. Ama çocuklarıma da araçta emniyet kemeri takmaları kırmızı ışıkta durmaları gerektiğini anlatıyordum. Birgün oğlum "baba emniyet kemeri tak diyorsun ama sen takmıyorsun. Kırmızı ışıkta geçilmez diyorsun ama sen durmayıp geçiyorsun. Sen yapmıyorsan bende yapmam" dedi. O gün düşündüm çocuk haklı ben dilimle söylüyorum ama söylediğimi ben yapmıyorum. O gün bugündür 2 km lik yola da gitsem emniyet kemerimi takarım. Işıklarda durur. Mümkün olduğunca kurallara uyarım. Çocuklarım da arka koltukta bile olsalar emniyet kemeri takarlar.

Burada demek istediğim. Sözle anlatımla eğitim olmaz. Beden dili,  görsellik yüzde 70 daha akılda kalıcıdır. Bu nedenle önce bizler kurallara uyacağız ki teorik eğitim alan çocuklarımız da kurallara uyulması gerektiğini görsünler ve büyüyünce de onlarda kurallara uyarak örnek olsunlar.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: B+
  • Kilometre: 140000
  • Model Yılı: '06
  • 51 kere teşekkür etti
  • 57 kere teşekkür edildi
Ynt: Elemek çözüm olur mu?
« Yanıtla #8 : Ocak 07, 2018, 17:15:59 »
yazilanlarin hepsine katiliyorum fakat sabikali kisilerin ehliyetine el konulmasi veya verilmemesi bence yanlis olur. konu yine donup dolasip egitime geliyor. o kisileri de egitip topluma kazandirmak gerekir. aksi halde bu tarz insanlar suca ve suc islemeye meyilli olduklari icin daha da hircinlasacaklardir.
ulkemizdeki egitim sistemini adalete ve karsindakine saygi duyma temeline dayali bir sekilde ilk okuldan itibaren minik beyinlere islenirse kimse kimsenin hakkini yemez ve herkes birbirine daha saygili kurallara daha cok uyar hale gelir. cezalari arttirmak veya  kamera koymak yada basina bekci bile dikseniz insanin icinde yoksa ne yapilsa bos.


Sayın ORMAN,


Islah edilebilir olanlar, hatalarından yol yakınken dönebilenler var, bunlar için sizinle hemfikirim :tamam:

Ancak 10-15-20 hatta 30 dan fazla sabıkası olanlar var (Dile getirmeye bile imtina edeceğimiz suçları işlemiş insanlar var), en ufak bir durumda silahına sarılan bu tür insanların, açıkcası,
Annelerimizin, Babalarımızın, Eşlerimizin, Çocuklarımızın, Dostlarımızın olduğu trafikte olmasını istermisiniz, Şahsen ben istemem.

bu kişileri toplum içinden tamamen soyutlamamız mümkün değil, sadece yaptığımız, değer verdiğimiz insanlara biraz daha güvenli alan yaratma çabası.
En azından bu yetişmekte olan gençlerimiz için bir uyarı niteliği taşımaz mı "Bakın toplumsal uyumu yakalayamaz ve suç işleme yönünde devam ederseniz, kamusal alanardaki bazı haklarınızı kaybedersiniz" mesajı verilmiş olmaz mı?

Çok iyi değerlendirilmesi gereken bir konu olduğunu düşünüyorum.


Saygı ve sevgilerimle.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Bulutların Üstü Hep Güneşli
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 267000
  • Model Yılı: '96
  • 56 kere teşekkür etti
  • 60 kere teşekkür edildi
Ynt: Elemek çözüm olur mu?
« Yanıtla #9 : Ocak 14, 2018, 21:55:44 »
Tebrik ederim çok güzel bir konuya temas etmişsiniz. Adaletin tecelli noktasında 6 yıldır hizmet eden biriyim. Suç ve suçlu psikolojisini çok iyi bilirim. Adalet sistemimiz gerçekten çok çok iyi işliyor. Ben ceza sonrasında rehabilitasyon ve kaybedilen hakların hakkedildikten sonra iadesi taraftarıyım. Bu hususta son yıllarda ülkemizde ciddi anlamda yol alındı . Bu bağlamda denetimli serbestlik müdürlükleri ev hapsi takip sistemi kuruldu. Evet ele alınacak bir sorun varsa bu kesinlikle adalet te değil eğitim sistemindedir ve unutmayınız bireyin ilk öğretmeni anne babası,okulu da ailesidir.  Evet kanunda kişinin işlediği bir suç varsa karşılığı elbette hukuki yaptırımdır. Ama suçun neden işlendiği ve sebeplerini araştıracak olan biz toplumuz.
Hatta ilk soruları ben sorayım,
Trafikte bazı kişiler neden aşırı saygısızdır ve öfkelidirler
Gençlerin  tofaş ı alıp onu bmw yapma hayalinin altında yatan nedir. Bu Tofaş ın yerli değil İtalyan malı olduğunu anlamalarını nasıl sağlayabiliriz
Hafta sonu gezmeleri dedin mi toplum un alt düzeye sahip kitlesi erkek erkeğe eğlenir. Bağ bahçe deniz pikniğe ailesiyle değil de 7 / 24 görüştüğü iş arkadaşlarıyla gitmenin mantığı var mıdır.
Sen eşini eve hapsettin mi , oğlunu parka yollayıp kızını dövüp arkadaşlarınla çilingir sofralarına aleme gidersen sonuç olarak madde bağımlısı bir evlat , kocadan şiddet gören bir kız sana saygısını yitirmiş eşinle toplumun başına bela olur çıkarsın. Bunun formülü basit arkadaşlar halen ipin ucu elinizdeyken mutluluğu uzakta değil evinizde zamanın kıymetini anlayıp sevdiklerimizle bir arada olmalıyız. sosyal aktiviteleri aile içine yaymalıyız. Ekonomimiz dahilinde tüm imkanlarımızı seferber edersek daha yüksek model bir araba yerine evlatlarımızın iyi eğitim alacağı daha iyi okulların peşine düşmeliyiz. Biz değişirsek ailemiz, ailemiz değişirse komsumuz ,komşumuz değişirse mahalle değişir. Hatayı başkalarında değil kendimizde aramalıyız. Son model arabamızı başkasının gözüne sokup ve onun psikolojisini bozmak yerine nasıl kazandığımızı ona anlatıp örnek olmak daha güzel değil mi? Devlet yollarında hız limitine uyan vatandaşın önündeki kamyonu sollamasına fırsat vermeden bir anda arkasında bitiveren, selektörle ödümüzü patlatan o audi BMW leride hepimiz iyi biliyoruz. Cebinde paran olması sana her özgürlüğü sunmaz. Radar cezamı öderim istediğim hızla giderim demekle kurtulamazsın bu işten.  Bir kaç zengin adamın kendi yağında kavrulan bu orta direk halkın psikolojisini bozmaya hakkı yoktur. İşte ben bu noktada ehliyetlerin iptalini talep ederim.  Nedir bu lüx merakımız nedir bu avm kültürümüz. Biz hani Osmanlı torunuyduk biz hani zekatımızı verir yoksulu gözetirdik. Avrupa ya yıllarca ilim için devletin parasıyla yolladığımız öğrenciler Japonlar gibi amerikadan teknoloji çalacaklarına bize bar kafe ve alkolik olarak geri geldiler kendilerini bitirdikleri yetmezmiş gibi eğitmen olarak eğitim sisteminin içine etmediler mi? İşte toplum bu hale son iki yılda gelmedi süre gelen yanlışlar internet dünyasında ve medyada da hızlı iletilince değişim getirdiği çöküş etkili bir şekilde hissedilmeye başlandı.   Kıymetli zamanınızı ayırıp okuduğunuz için saygılarımı sunarım.
Spastik_Serçe

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: B+
  • Kilometre: 7000
  • Model Yılı: '20
  • 264 kere teşekkür etti
  • 468 kere teşekkür edildi
Ynt: Elemek çözüm olur mu?
« Yanıtla #10 : Ocak 15, 2018, 14:48:55 »
Sevgili Dostlarım,

Genelde Trafiğe çıktığımız zaman toplumsal yaşamda uyum sorunu olan insanlar yüzünden, haklı olarak serzenişlerimiz başlar,
Peki bu soruna nasıl yaklaşıp, hangi aşamada çözebliriz?

Öncelikle Ehliyet kimlere ve hangi kriterleri yerine getirenlere veriliyor?

1-)Araç kullanmayı bilmeli.
2-)Kuralları bilmeli,
3-)İlk okul mezunu olmalı,
4-)Sürücü adayı statüsünde 2 yıl araç kullanmalı. (01 Ocak 2016 tarihinden geçerli olmak üzere, Trafik yönetmeliğinde benim açımdan şimdiye kadar yapılmış en önemli değişiklik olmuştur)


Peki ilk aşamada sürücü adaylarına psikolojik değerlendirme yapılabilir mi?
Bu konuda bir yorum yapamam, Ancak Psikolog Dostlarımız görüşlerini paylaşırlarsa bu konuda fikir sahibi olabiliriz.

Bu durumda toplumsal uyum sorunu olanları trafikten elemek en mantıklı çözüm olabilir mi?

En az 2 olmak veya belirlenen adet kaç olacaksa artık, yüz kızartıcı, şiddet  sabıkası olanların, ehliyetleri var ise iptali, yeni alınıyor ise verilmemesi.
Olumlu yönde büyük bir fark yaratmasa da sonuçta bir yerlerden başlamak zorunda kalacağız.

Cezaların caydırıcı olduğunu düşünmüyorum.
Cezaların bazı ihlallerde Alkollü araç kullanma, Ehliyetsiz araç kullanma, gibi hallerde daha caydırıcı olmalı, bu ağır para cezası, mükerrer durumlarda hapis cezasına kadar verilmeli.

Sizde bu konudaki fikir ve düşüncelerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.

Saygı ve sevgilerimle



Bülent Bey açmış olduğunuz konudan dolayı size teşekkür ediyorum. İçinde pikolog dostlarımız görüşlerini paylaşırsa dediğiniz için kendime de söz hakkı tanıdım :)

İlk olarak "Peki ilk aşamada sürücü adaylarına psikolojik değerlendirme yapılabilir mi?" sorunuza yanıt vereyim.

Psikolojik değerlendirme tabi ki yapılabilir. Ancak ülkemizde ne yazık ki yapılan değerlendirmeler sadece kağıt üzerinde geçerliliği olan, biri sorduğunda zan altında kalmamak için(bak bu testten geçtim diyebilmek için) yapılan değerlendirmeler. Geçerliliği ve doğruluğu kanıtlanmış testler yapılıyor ancak en basitinden silah ruhsatı için kişinin psikolojik olarak uygunsuzluğu çıktığında kişi bu sefer aynı silahı alabilmek için eşini teste getiriyor ve eşinde sıkıntı çıkmayınca almak istediği silahı eşinin üzerinden yine temin etmiş oluyor. İllaki birilerini engelleyen durumlarda olsa kişinin algısı değişmedikten sonra yapılan testler ve ölçekler birer kağıt parçasından öteye geçmiyor.

Cezaların bazı ihlallerde Alkollü araç kullanma, Ehliyetsiz araç kullanma, gibi hallerde daha caydırıcı olmalı, bu ağır para cezası, mükerrer durumlarda hapis cezasına kadar verilmeli.


Şuan bu dediğiniz ceza mevcut zaten. Daha geçenlerde böyle biri geldi kurumumuza, daha önce 1-2 sefer alkollü araçtan yakalanmış en son ehliyetsiz araç kullanmaktan tutuklayarak cezaevine göndermişler. Ama dediğim gibi bu bir caydırıcılık değil ne yazık ki. Ben cezaevinde çalıştığımı daha önce başka konularda belirtmiştim. Ve işin içinde olduğum için sizin belirttiğiniz durumu daha net görebiliyorum. CEZALAR CAYDIRICI DEĞİL!

Bir mahkum aynı suçtan 5-6 kez cezaevine geliyorsa bu işin içinde bir yanlışlık var demektir. Ya cezaevlerinde ıslah(eğitim) çalışmaları tam yapılmıyor yada ceza sisteminde bir sıkıntı var. Aslında ikisininde birbiriyle bağlantısı olduğunu düşünüyorum.

Kendi kurumumdan örneklendirerek devam edeyim. Çalışmakta olduğum kurum 88 model bir kurum ve kapasitesi (artırılmış olarak) 900 olması gerekirken şuan bu sayının 2 katı kadar mahkum barındırmakta. Ve kurumda bulunanların 3te 2si ne yazık ki uyuşturucu madde bağımlısı ve işlenen suçların hemen hepsi bu maddeyi ya temin etmek için, yada maddenin etkisi altındayken işlenen suçlar. Gelen mahkumu ıslah çalışmasına alıyoruz illaki ancak çok geçmeden adamın tahliyesi geliyor gidiyor. Yani kişi daha cezanın ne olduğunu anlamadan hissetmeden çıkıyor ve aynı suçu veya başka bir suçu işleyerek yeniden geliyor. Hal böyle olunca yapılacak olan eğitiminde bir kıymeti kalmıyor.

İnsanın insana saygısını yitirdiği, en ufak problemi şiddet ve hakaretle çözmeye çalıştığı şu günümüzde bana göre asıl mesele aileden gelen eğitimsizlik. Bir çoğumuz milli eğitim bakanlığındaki eğitim sisteminden yakınır dururuz, ancak bizler ebeveyn olarak çocuklarımızı nasıl yetiştiriyoruz? 80 li 90 lı yıllarda anne babalar çocuklarını okula yada bir cami yaz kuran kursuna verdiğinde öğretmen ve hocalara eti senin kemiği benim derlerdi. Peki ya şimdi? Öğretmen çocuğa bırakın vurmayı hakaret dahi edemiyor( Buradan dayak ve hakarete onay verdiğim anlaşılmasın). Eskiden çocuklarda öğretmene hocaya büyüğe bir saygı bir korku vardı. Ama şimdi öğretmenler çocuklardan korkar oldu. Öğretmenine ve büyüğüne korkusu saygısı olmadan yetişen bir toplumdan ne kadar zor bir şey istediğimizin farkında mıyız? Konu o kadar derin ki kafamı toparlayarak yazmaya kalksam sayfalar alır.

Sözün özü ceza vererek elemek yerine uzunda sürse adam akıllı eğitim vererek geleceğe daha emin adımlar attırabilecek nesiller yetiştirmek geleceğe yapacağımız bir yatırım olacaktır. Millet olarak kaybettiğimiz değerlerimizi yeniden kazanabilmek için önce kendimizden başlamalıyız. Unutmayın, toplumu oluşturanlar bireylerdir ve her birey bir anne babanın eseridir...saygılarımla. :saygi:
Gör bak neler geçiyor hayatın içinden...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: B+
  • Kilometre: 140000
  • Model Yılı: '06
  • 51 kere teşekkür etti
  • 57 kere teşekkür edildi
Ynt: Elemek çözüm olur mu?
« Yanıtla #11 : Ocak 15, 2018, 21:00:13 »
Tebrik ederim çok güzel bir konuya temas etmişsiniz. Adaletin tecelli noktasında 6 yıldır hizmet eden biriyim. Suç ve suçlu psikolojisini çok iyi bilirim. Adalet sistemimiz gerçekten çok çok iyi işliyor. Ben ceza sonrasında rehabilitasyon ve kaybedilen hakların hakkedildikten sonra iadesi taraftarıyım. Bu hususta son yıllarda ülkemizde ciddi anlamda yol alındı . Bu bağlamda denetimli serbestlik müdürlükleri ev hapsi takip sistemi kuruldu. Evet ele alınacak bir sorun varsa bu kesinlikle adalet te değil eğitim sistemindedir ve unutmayınız bireyin ilk öğretmeni anne babası,okulu da ailesidir.  Evet kanunda kişinin işlediği bir suç varsa karşılığı elbette hukuki yaptırımdır. Ama suçun neden işlendiği ve sebeplerini araştıracak olan biz toplumuz.
Hatta ilk soruları ben sorayım,
Trafikte bazı kişiler neden aşırı saygısızdır ve öfkelidirler
Gençlerin  tofaş ı alıp onu bmw yapma hayalinin altında yatan nedir. Bu Tofaş ın yerli değil İtalyan malı olduğunu anlamalarını nasıl sağlayabiliriz
Hafta sonu gezmeleri dedin mi toplum un alt düzeye sahip kitlesi erkek erkeğe eğlenir. Bağ bahçe deniz pikniğe ailesiyle değil de 7 / 24 görüştüğü iş arkadaşlarıyla gitmenin mantığı var mıdır.
Sen eşini eve hapsettin mi , oğlunu parka yollayıp kızını dövüp arkadaşlarınla çilingir sofralarına aleme gidersen sonuç olarak madde bağımlısı bir evlat , kocadan şiddet gören bir kız sana saygısını yitirmiş eşinle toplumun başına bela olur çıkarsın. Bunun formülü basit arkadaşlar halen ipin ucu elinizdeyken mutluluğu uzakta değil evinizde zamanın kıymetini anlayıp sevdiklerimizle bir arada olmalıyız. sosyal aktiviteleri aile içine yaymalıyız. Ekonomimiz dahilinde tüm imkanlarımızı seferber edersek daha yüksek model bir araba yerine evlatlarımızın iyi eğitim alacağı daha iyi okulların peşine düşmeliyiz. Biz değişirsek ailemiz, ailemiz değişirse komsumuz ,komşumuz değişirse mahalle değişir. Hatayı başkalarında değil kendimizde aramalıyız. Son model arabamızı başkasının gözüne sokup ve onun psikolojisini bozmak yerine nasıl kazandığımızı ona anlatıp örnek olmak daha güzel değil mi? Devlet yollarında hız limitine uyan vatandaşın önündeki kamyonu sollamasına fırsat vermeden bir anda arkasında bitiveren, selektörle ödümüzü patlatan o audi BMW leride hepimiz iyi biliyoruz. Cebinde paran olması sana her özgürlüğü sunmaz. Radar cezamı öderim istediğim hızla giderim demekle kurtulamazsın bu işten.  Bir kaç zengin adamın kendi yağında kavrulan bu orta direk halkın psikolojisini bozmaya hakkı yoktur. İşte ben bu noktada ehliyetlerin iptalini talep ederim.  Nedir bu lüx merakımız nedir bu avm kültürümüz. Biz hani Osmanlı torunuyduk biz hani zekatımızı verir yoksulu gözetirdik. Avrupa ya yıllarca ilim için devletin parasıyla yolladığımız öğrenciler Japonlar gibi amerikadan teknoloji çalacaklarına bize bar kafe ve alkolik olarak geri geldiler kendilerini bitirdikleri yetmezmiş gibi eğitmen olarak eğitim sisteminin içine etmediler mi? İşte toplum bu hale son iki yılda gelmedi süre gelen yanlışlar internet dünyasında ve medyada da hızlı iletilince değişim getirdiği çöküş etkili bir şekilde hissedilmeye başlandı.   Kıymetli zamanınızı ayırıp okuduğunuz için saygılarımı sunarım.

Sayın BAYNAZ,

Kıymetli zamanınızı ayırıp düşüncelerinizi bizimle baylaştığınız için çok teşekkür ederim.

Yargı+Ceza+İnfaz=ADALET
Adalet sisteminde, önceye nazaran iyleştirme yapıldı derseniz, sizinle hemfikirim, fakat çok iyi noktasına katılmam mümkün değil, Adaletin mükemmelik yolunda çok uzun mesafeler alması gerektiğini düşünüyorum.

Şahsen ben, bir hakimin, bir savcının vicdani kanaatininde içinde olduğu yargı sistemine, eksik ve hatalı bir yargı sistemi olarak bakarım (Yargı sisteminde, halkın mantık ve vicdanınında içinde olduğu jürili sisteme geçilmesi gerektiğini düşünüyorum), Yargı kısmını fazla uzatmadan direk geçeceğim,
Ceza ve İnfaz konusu gerçekten kendi başına büyük bir yer tutar, öncelikle cezalar caydırıcı değil derken hem Ceza hem infaz konusu ayrı ayrı irdelenmesi gereken bir konudur,
Cezalar, düzenlenen yasalar çerçevesinde, yetkili mahkeme hakimi tarafından verilir ve hakim yasaların el verdiği ölçüde sanığın cezasını belirler. (Buraya kadar olan kısmı sadece ceza kısmı, kişilerin, kurumların cezasının ne olacağı belirlenir.) Türk ceza kanunu konusuna girersek altından kalkamayız gerçekten çok uzun bir konu olur.

Bunları tabiki hepimiz biliyoruz, sadece konu bütünlüğünü koruması açısından yazıyorum.


Yargı ve Ceza konusuna biraz değindikten sonra, bu bağlamda asıl ilgilendiğim İnfaz konusudur.

Sayın BAYNAZ, yazınızda "Adaletin tecelli noktasında 6 yıldır hizmet eden biriyim" demişsiniz, (Öncelikle ALLAH yardımcınız olsun)

"Ben ceza sonrasında rehabilitasyon ve kaybedilen hakların hakkedildikten sonra iadesi taraftarıyım"(islah olanlar için sizinle hemfikirim  :tamam:)

İnfaz dediğimizde anladığım şudur,  verilen cezanın uygulanması, işte bu konuda sıkıntı yaşadığımızı düşünüyorum,

Ceza evleri kesinlikle koğuş mantığından uzaklaşmalı diye düşünüyorum,(Tabirimi mazur görün, yatılı kahvehane mantığından uzaklaşmalı)
Ceza evleri nin AZILI suçlular için yer altına inşa edilmesi gerektiğini ve tüm sosyal aktivitelerinin alınmasının yanı sıra gün yüzü bile göstermeden tek kişilik hücrelerde, cezalarının infazından yanayım,
AZILI Suçludan kastım (8 yaşındaki bir çocuğa tecevüz edenler, 80 yaşında bir kadının evine girip altınını çalmak için öldürenler, 20-30-40 kere aynı suçu işlemiş
insanlar, kamuya açık bir yerde bomba patlatıp yüzlerce kişinin ölmesine sebep olanlar, vs vs)

Ceza caydırıcı olabilir, ancak infaz gerektiği gibi olursa caydırıcı olabilir.

Çocuk Islah evleri konusuda vahimdir, Islah evine konan bir çocuk vatan içinde millet içinde bir kayıptır,
Islah evlerini, yine aynı mantıkta gerçek eğitim veren okullara çevireceksiniz, konuya hakim eğitmenlerle terbiye ve davranış eğitimi vereceksiniz, psikoloğun teşhisi yönünde tedavisini yapacaksınız, çocuğun ailesi nin toplumsal uyum sorunu varsa, onlarada psikolog desteği vereceksiniz, buna rağmen aile düzelme eğiliminde değilse çocuğu direk aileden DEVLET korumasına alacaksınız. ("Ağaç yaşken eğilir" bu bağlamda çok doğru bir sözdür.) Çocuklarımızı kurtaralım bunda sonuna kadar hemfikirim


Sayın BAYNAZ,

Çocuğun aileden eğitim ve terbiye alma konusunu biraz irdeleyelim,

Eskiden bir ailede 1 kişi çalışır ve aile geçimine kazancı yeterdi, Anne çocuğunun her an yanında ve takipcisiydi,
Günümüzde malesef babanın kazancı yetmediği için annede çalışmak durumunda, peki çocuk nerde? çocuk küçük ise kreşte, büyük ise okulda, babanne veya annanede,
Hangimiz çucuğumuzun arkadaşları kimlerdir, şimdi nerde, kimlerle ne yapıyor bilmekteyiz?
Çoğu Ailenin Çocuğu, anne ve babayı akşamdan akşama 3-5 saat ya görüyor ya görmüyor, gördüğü zamanda zaten çocuk akşama kadar bizi özlüyor diyoruz, eğitim yerine çocuğa sevgi vermeye uğraşıyoruz, dolayısı ile eğitim ve terbiye vermeye zaman kalmıyor malesef.


Kısacası aşağı tükürseniz sakal yukarı tükürseniz bıyığa denk geliyor malesef.

Sayfalar tutacak bir konuyu, fazla uzatmadan anlatmak zor, kısacası hak edene, hak ettiği verilsin ve uygulansın.

Sürç-i Lisan ettiysem bağışlayınız,

Saygı ve sevgilerimle






Mesaj Birleştirildi: Ocak 15, 2018, 21:11:34
Bülent Bey açmış olduğunuz konudan dolayı size teşekkür ediyorum. İçinde pikolog dostlarımız görüşlerini paylaşırsa dediğiniz için kendime de söz hakkı tanıdım :)

İlk olarak "Peki ilk aşamada sürücü adaylarına psikolojik değerlendirme yapılabilir mi?" sorunuza yanıt vereyim.

Psikolojik değerlendirme tabi ki yapılabilir. Ancak ülkemizde ne yazık ki yapılan değerlendirmeler sadece kağıt üzerinde geçerliliği olan, biri sorduğunda zan altında kalmamak için(bak bu testten geçtim diyebilmek için) yapılan değerlendirmeler. Geçerliliği ve doğruluğu kanıtlanmış testler yapılıyor ancak en basitinden silah ruhsatı için kişinin psikolojik olarak uygunsuzluğu çıktığında kişi bu sefer aynı silahı alabilmek için eşini teste getiriyor ve eşinde sıkıntı çıkmayınca almak istediği silahı eşinin üzerinden yine temin etmiş oluyor. İllaki birilerini engelleyen durumlarda olsa kişinin algısı değişmedikten sonra yapılan testler ve ölçekler birer kağıt parçasından öteye geçmiyor.

Cezaların bazı ihlallerde Alkollü araç kullanma, Ehliyetsiz araç kullanma, gibi hallerde daha caydırıcı olmalı, bu ağır para cezası, mükerrer durumlarda hapis cezasına kadar verilmeli.


Şuan bu dediğiniz ceza mevcut zaten. Daha geçenlerde böyle biri geldi kurumumuza, daha önce 1-2 sefer alkollü araçtan yakalanmış en son ehliyetsiz araç kullanmaktan tutuklayarak cezaevine göndermişler. Ama dediğim gibi bu bir caydırıcılık değil ne yazık ki. Ben cezaevinde çalıştığımı daha önce başka konularda belirtmiştim. Ve işin içinde olduğum için sizin belirttiğiniz durumu daha net görebiliyorum. CEZALAR CAYDIRICI DEĞİL!

Bir mahkum aynı suçtan 5-6 kez cezaevine geliyorsa bu işin içinde bir yanlışlık var demektir. Ya cezaevlerinde ıslah(eğitim) çalışmaları tam yapılmıyor yada ceza sisteminde bir sıkıntı var. Aslında ikisininde birbiriyle bağlantısı olduğunu düşünüyorum.

Kendi kurumumdan örneklendirerek devam edeyim. Çalışmakta olduğum kurum 88 model bir kurum ve kapasitesi (artırılmış olarak) 900 olması gerekirken şuan bu sayının 2 katı kadar mahkum barındırmakta. Ve kurumda bulunanların 3te 2si ne yazık ki uyuşturucu madde bağımlısı ve işlenen suçların hemen hepsi bu maddeyi ya temin etmek için, yada maddenin etkisi altındayken işlenen suçlar. Gelen mahkumu ıslah çalışmasına alıyoruz illaki ancak çok geçmeden adamın tahliyesi geliyor gidiyor. Yani kişi daha cezanın ne olduğunu anlamadan hissetmeden çıkıyor ve aynı suçu veya başka bir suçu işleyerek yeniden geliyor. Hal böyle olunca yapılacak olan eğitiminde bir kıymeti kalmıyor.

İnsanın insana saygısını yitirdiği, en ufak problemi şiddet ve hakaretle çözmeye çalıştığı şu günümüzde bana göre asıl mesele aileden gelen eğitimsizlik. Bir çoğumuz milli eğitim bakanlığındaki eğitim sisteminden yakınır dururuz, ancak bizler ebeveyn olarak çocuklarımızı nasıl yetiştiriyoruz? 80 li 90 lı yıllarda anne babalar çocuklarını okula yada bir cami yaz kuran kursuna verdiğinde öğretmen ve hocalara eti senin kemiği benim derlerdi. Peki ya şimdi? Öğretmen çocuğa bırakın vurmayı hakaret dahi edemiyor( Buradan dayak ve hakarete onay verdiğim anlaşılmasın). Eskiden çocuklarda öğretmene hocaya büyüğe bir saygı bir korku vardı. Ama şimdi öğretmenler çocuklardan korkar oldu. Öğretmenine ve büyüğüne korkusu saygısı olmadan yetişen bir toplumdan ne kadar zor bir şey istediğimizin farkında mıyız? Konu o kadar derin ki kafamı toparlayarak yazmaya kalksam sayfalar alır.

Sözün özü ceza vererek elemek yerine uzunda sürse adam akıllı eğitim vererek geleceğe daha emin adımlar attırabilecek nesiller yetiştirmek geleceğe yapacağımız bir yatırım olacaktır. Millet olarak kaybettiğimiz değerlerimizi yeniden kazanabilmek için önce kendimizden başlamalıyız. Unutmayın, toplumu oluşturanlar bireylerdir ve her birey bir anne babanın eseridir...saygılarımla. :saygi:

Sayın YALÇIN,

Mesleki konuda değerli bilginizi bizimle paylaştığınız ve paylaşımlarınızın devam etmesi dileği ile size çok teşekkür ederim.
Tabiki şöyle bir durumda var, 6 milyar insanın yarattığı ve çözemediği problemleri, bir forumda çözmeye çalışmak, sanırım çılgınlık bu olsa gerek  :)

Latife bir yana,
Saygı ve sevgilerimi sunuyorum.