0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Konuyu takip ettim hatta bir yerde yorum yazacaktım fakat yazıp sildim siyasete gitmesin diye.Ama Tayfun Bey(Abi) aklı başında devlet bunu yapmaz dediği anda dayanamaz benim gibi devletçi bir adam Mutlu kardeşim yine sen yine ben Başka konularda söylemiştim tekrar edeyim konunun en başında hatırlatmakta fayda var; İstanbul'u bu kadar kalabalıklaştıran Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet içerisinde ki derin güçleridir.(Buna biriniz üst akıl, biriniz osmanlıdan kalan hakimiyet, biriniz derin devlet, vb diyebilirsiniz.)Diğer önemli nokta İstanbul dünyanın kalbidir.Bunu peygamber efendimiz bizlere belirtmiştir.İstanbul'un bu kadar kalabalıklaştırılması devlet projesidir.Nedeni ise Bizim elimizden hiçbir kuvvetle hiçbir şekilde alınamayacağı şekle büründürmektir.Düşünün ki bir avuç düzensiz terör örgütü deaş el-bab, musul, rakka gibi kentleri aylarca yıllarca savunabiliyor bütün savaş şartlarına rağmen.Birde şöyle düşünün bir savaş anında avrupa ve abd gibi kuvvetler istanbul kuşatması yaptı 20 milyon insan ve düzenli bir orduya karşı yıllarca galip gelemeyeceği bir savaş olur bu.(Bunu teyit etmek için İzmir'e bakın.Egedeki her şehir hemen hemen birbirinin kopyasıdır, ancak nufus İzmir'dedir ve diğerleri 1 artarken İzmir 5 artmıştır.Çünkü stratejik öneme sahiptir.Çünkü devletin bir diğer projesidir uç şehirdir, öncü şehirdir, herhangi bir olumsuzlukta ilk göğüs gerecek yerdir.)Bunun dışında Marmara bölgesinin bu denli yoğun sanayiye maruz kalmasının en büyük nedeni lojistiğin kolay olmasıdır.Toyota fabrika kuracak Türkiye'de sen adamlara diyebilir misin ki fabrikanı Kayseri'ye kur ?Türkiye haritasını önüne koysa adam İstanbul-Kocaeli-Sakarya-Bursa bakar ve yer arar.Yukarıda yazdıklarının hepsine amenna. Farklı bakış açısıdır eyvallah. İşte madem karayolu kullanacak niye Trakya değil? Denizyolu kullanacaksa niye Ege değil? Oraların lojistiği iyi mi değil? Mercedes-Benz Aksaray'da. Nasıl oluyor bu iş? Petlas Kırşehir'de, Atiker Konya'da. Onlar lojistiği düşünmedi mi?Devletin başkentiyle falan ne alakası var bu yatırımların ?İstanbul elimizdeki mücevher bir şehirdir ve biz bu mücevheri daha da değerlendiriyoruz, alabildiğimiz kadar verim almalıyız İstanbul'dan tabikide.Başkent Ankara'ya kuruldu da Allah'tan İstanbul'un yoğunluğu bir miktar azaltılmıştır dedim orada. İyi oku.Devletin Kanal İstanbul projesi 50 milyar $ lık projedir, rekordur.Dedim ya İstanbul'dan alabildiğin kadar verim almalısın tam kapasite %100 ile çalışmalı ve devlete gelir vermeli İstanbul.En küçük örneği; Geçecek kanal ile 1 milyonluk yer 100 milyon TL değere sahip olacak.Ticaret hızlanacak, boğazlar üzerindeki hakimiyet güçlenecek, boğazlar sözleşmesi kısmende olsa saf dışı kalmış olacak.Boğazlar sözleşmesi konusunda da amenna. Ama o 50 milyar $ la neler yapılabilir? Ondan sonra ABD gibi niye olamıyoruz deriz. ABD gibi Nasa'ya yatırım yapmak yerine Araplar gibi binaya, gökdelene, inşaata yatırım yaparsan böyle olur haliyle. Ayrıca dediğim gibi kervan yolda düzülür mantığıyla yapılmıyordur bu inşallah. Vatandaşa getirisi ne olacak bu 50 milyar $ lık yatırımın? Ali Ağaoğlu bu çantaların sahipleri benim malım diye daha fazla diyebilmesi için mi yoksa? İstanbul boğazından günde geçen milyonlarca ton petrol, doğalgaz tankerleri şehir dışına kaydırılacak.Açın geçmişi okuyun patlayan tankerlerin istanbula tahribatını, her yıl küçük küçük kazalar oluyor ama birgün büyük bir kaza olduğu zaman İstanbul havaya uçtu manşetleri görebiliriz, Kanal İstanbul ile bu rus tankerleri dışarıdan dolanacak.Tabi bu Rus şirketleri ciddi maddi kayba uğratacak o yüzden Ruslar girmeye çalışıyor İhaleye, tahminim odur ki en uygun fiyatı Ruslar verebilir Amenna, güzel olumlu bir bakışaçısı daha. Doğru.Tabi bu kanal istanbul ayağı konunun lafı geçmişken söyleyelim dedik, bir sürü daha detayı var sayfalarca yazılabilir.Güzel Türkiye'min güzel şehirlerinin beğenmeyip Avrupa turu yapan Mutlu kardeşim Türkiye'yi gezmediğimi nereden biliyorsun? Ben İstanbul doğumluyum ama Zonguldak Ereğli'de büyüdüm. Ankara'da okudum, Karabük'te yaşıyorum. Eşim Yozgatlı aslen, ama Kayseri'de doğmuş büyümüş. Tahmin edebilirsin buradan. O nedenle Filyos projesini bana anlatma kardeşim. Türkiye'yi beğenmediğimi nereden çıkartıyorsun? Türkiye gibisi yok, ama kullanmayı bilemiyoruz dedikçe de böyle saçma anlamlar çıkartılıyor işte. Gavurlardan örnek verince de gavur hayranı olduğumuz zannedilir. Mayıs'ta yine yolcuyum kısmetse. Ama sen bundan da ülkeyi gezmek yerine gidiyor yurtdışında geziyor diye düşünürsün. Napayım arkadaş uluslararası konferanslarda bildiri sunabilmek için yurtdışına çıkmak gerekiyor. Yapılan çalışmaları görmek, dünyadan insanlarla tanışmak için çıkmak gerekiyor. Ülkeye mi kapanalım Kuzey Kore gibi?Yine diyeceksin gavur özentiliği diye ama değil. Avusturya Alp Yüksek Yolu diye yollar yapmış. Adamlar bu yol üstündeki manzarayı satıyor. Biz niye Kaçkarlara yapamıyoruz böyle bir yol? Millet gelsin o yolda manzara görmek için para versin. Ama sıkıntı oraya yol yapılırsa rantcılar hemen bina diker korkusu. Uzungöl'ün, Ayder'in hali ortada. Akdenizde yapsınlar kaymak gibi tek şeritli yol, Bolkarları, Torosları 2500-3000 m rakıma ulaşarak geçsinler. Batı Karadeniz'de dağın tepesinden geçen yol yapsınlar Küre dağı geçişi olsun. Buradan manzara için para alsınlar. Ayder'in, Uzungöl'ün hali ortada derken, geçen sene gittiğim Lauterbrunnen geldi aklıma. Adamlar parktan bile para alıyorlardı ve çimlere oturulmaması araçla girilmemesi için çit çekilmişti. Belirlenen yerler dışında park, belirlenen oturak yerleri dışında oturamıyorsun yani. Haliyle doğa güzel kalıyor. Mangal yapamıyorsun, çimler yemyeşil kalıyor ve doğal güzellik el değmemiş kalıyor. E al bunu uygula işte. Ondan sonra yurtdışına çıkmamış adamlar güzel memleketimiz daha da güzel olabilecekken bu haline razı kalır, o doğanın içine beller de. Çöplerini atar katleder.Yine söylüyorum, ülkemizdeki vizyonsuzluğun en önemli sebebi kendi içimize kapanmış olmamız, kitap okumayan, dünyayı görmemiş, bulunduğun ilin dışına adım atamamış insanların ülkemizi süper güç görmelerinden kaynaklanmaktadır. Bu halimizle süper güç de değiliz, dünya bizi de kıskanmıyor. Dünyadaki her şey enerji kontrolüne odaklı. Bu nedenle Türkiye 3. havalimanı ile olsun, yavaş yavaş çeşitli konulardaki bağımsızlığını sağlamaya başlamasıyla diğer devletin ekonomisini rahatsız etmeye başladı. Kıskanma değil, paylarının azalmasından dolayı daha saldırgan olmaları diyebiliriz. Ha bu arada yurtdışına gidip de oraları övmeyip yerseydim, ülkemiz her alanda çok iyi deseydim, bana bu söylediklerini söylemeyecektin ama. Değil mi? İtalya ile karşılaştırırsam evet biz her konuda üstünüz (insanların bilinci hariç). Diğer yerlerin daha iyi olduğu konuları görmemezlikten gelirsen de turist kıtlığı çekilir böyle. Dünya bizdekilerin aksine globalleşmiş daha da içiçe geçiyor. Adamlar 9 saatte şehir değiştirir gibi gidebileceği yazlık yerlere gitmeyip senin ülkene geliyorsa neden diye düşünmek gerekir, çünkü bizim tatil yerlerindeki doğa güzelliği bir Yunan'da vardır. Sen kendini, ülkeni iyileştirmezsen de gelmek istemezler. Yani neymiş, gerekirse çıkıp göreceğiz oraları ve iyi yönlerini kendimizi daha iyi konuma getirmek için uygulamamız gerek. Kdz. Ereğli Belediye eski Başkanı Halil Posbıyık vardı. Yurtdışına çıkar orada gördüklerini Ereğli'ye getirirdi. Ve Ereğli'yi gerçekten bir Avrupa kentine döndürmüştü. Yaptığı konserlerle 100 bin nüfuslu yer 1-1.5 milyona çıkardı. Vizyon önemli yani. Umarım artık her güzelce tartıştığımızda bunu söylemezsin umarım, insanların nerelere gittiğini bilmeden. GAP projesi eleştirdiğin bu hükümet döneminde tamamlanacak muhtelemen 30 yıllık bir proje yine bittiğinde kaç milyon insanın iş sahibi olacağını biliyorsun diye tahmin ediyorum.bölgeye müthiş bir katkı yapacak.Eleştirdiğim evet, desteklemediğim anlamına gelmiyor. Tamamen biat edilmesi mi lazım, eleştirilmeyecek mi? Güzellikleri de görüyorum. Senin gibi kardeşlerim de gösteriyorlar sağolsunlar yapılan güzel işleri. Helal olsun da diyorum. Maksat farklı açılardan bakabilmek. Ben Mersin'i, Adana'yı, Amasya'yı, Zonguldak'ı, Konya'yı görmeni isterim. Filyos projesi yine enfes Sultan Abdülhamid Han projesidir ve öyle bir projeki Zonguldak'ı bir çok kişi bilmezken TR'de Karadenizin üssü Zonguldak olacak.Amasya'ya gidince Burger KING'ın 100 milyon dolarlık yatırımıyla karşılaşırsın daha yeni taze.Neden Kocaeli'ye kurmadılar desem saçmalamış olurum.Nedeni açık onlarında lojistik için önemli şehir Amasya.Ben de sana tavsiye ediyorum. Batı Karadeniz'e gel dolaş. Filyos'taki ticaret merkezi projesi ne kadar doğruysa Amasra gibi turizm cenneti bir yere yapılacak 2 termik santralle nasıl katledileceğini de gör.Sinop'a santral 22 milyar $ değerinde, bölgeye katacağı değer ?Akkuyu 20 milyar $..Temiz enerji için nükleer geriyor evet. Burada da sıkıntı biz Türküz bize birşey olmaz ya da hiç bir şey yapmayıp Allah bizi korur demekle yetinmek korkutuyor. Önce önlemini alıp sonra tevekkül etmek gerekirken bizim millet sadece tevekkül ediyor, armut piş ağzıma düş misali. O atıklar nerede depolanacak? Nasıl olacak, sıkıntı olabilir mi? Çevrecileri rahatsız eden noktalar bunlar, yoksa nükleer enerji kesinlikle olması gereken bir şey. Fransa, Almanya enerjisinin çoğunu nükleerden sağlıyor. Paris'e 70 km uzaklıkta nükleer santral var mesela. Çoğu kişi bilmez. Kuzey Otoyolu ve Güney Otoyolu. İstanbuldan çıkacaksın 3-4 saatte İzmir'desin.İzmitten trene biniyorum 1 saat 20 dakika sonra Eskişehirde iniyorum.Ankaradan bineceksin İzmir'de ineceksin 3 saatte. Arabayla gitsen 10 saat.Sivastan Kars'aKuzeyden Güneye..Demirağlarla ördük ana yurdu dört baştan Olması gereken bu zaten. Gerek demiryolu gerek otoban ağının yaygınlaşması lazım. Ah bir de her tarafa şu beton yollar gelse ve yollarda göçük hiç oluşmasa süper olacak. Bu konuda kimse bir şey demiyordur. Allah razı olsun. Ama altyapıyı düzgün yapmıyorlar. Bir kez yap, adam gibi yap, bir daha uğraşma zihniyeti yok. En ucuz kim yapacak diye ihale verirsen de böyle oluyor işte. Karabük-Zonguldak-Ereğli yolunda 30 tane tünel var, aynı şekilde Alaplı-Ereğli arasında 7 tünel var. eskiden ne çileler çekiliyordu yollarda. Ama Zonguldak-Ereğli arasındaki yol daha açılmadan çöktü bir kısmı. Dünyanın en etkili saldırı helikopterinin ürettik, füzeler üretiyoruz, 100 yıllık cumhuriyetinin ilk milli piyade tüfeğini ürettik.Gemi üretiyoruz, uçak üreteceğiz.2023 te savaş uçağımız olacak bizim ya.Azerbaycana, pakistana, kazaklara özbeklere katara arabistana tank satacağız, uçak satacağız teknoloji satacağız.Çoğu insanın sadece söylemesiyle kaldığı bu savunma sanayine okyanustaki damla kadar da olsa faydam olmuştur. Sektörde 7 ay çalışmış biri olarak bilgim var gayet. Bağımsızlık noktasında en önemli adımdı. Ama önce satalım sonra satacağız edeceğiz deriz. Ki zaten savunma sanayi ticaret olarak da düşünülmemeli. Cizre, Yüksekova, Nusaybin şehirleri aynı batıdaki gibi modern bir şekilde yeniden inşaa ediliyor.2B projeleriyle tapular yenilendi, ekip biçmeyenin elinden alınıyor arazi.Ben besicilik yapıcam de koy sermayeni çıkar projeni senin sermayen kadar devlet üzerine ekliyor ve hibe ediyor.Bizzat en yakınen tanıdıklarım yapıyor bunları.Anlatmak isterim tabi daha ama vaktim olmuyor çok, Türkiye'min her yerinde çok güzel şeyler oluyor.Allah'ın izniyle terörün kökünü kazıyalım doğuda bizim batıda.En çok gezmek istediğim yerler kürt kardeşlerimin yaşadığı coğrafya ve karadeniz.Biz oralara gezmeye gitmedikçe o insan daha fazla para kazanamaz.Buda işin turizm boyutu.Konuyu İstanbul'dan buralara nasıl getirdin pes doğrusu. Ben olaya siyasi açıdan bakmıyorum Akp olur ya da olmaz, bir başkası olur vs.Ben bu yapılanlardan zevk alıyorum.İnsan kendi evine bir şey aldığı zaman ya da bir yerini kendi eliyle tamir edip onardığı zaman zevk alır mutlu olur.TR bizim evimiz ve her geçen gün yeni birşeyler katılıyor bu eve ben bundan mutlu oluyorum.Velhasıl kelam Türkiye'min başkenti kalbi Ankara'dır, Dünyanın başkenti kalbi İstanbul'dur.
...Almanya'nın en büyük araba üreticileri, Bmw, Mercedes-Benz, VAG grubu. Arabalarını gerek tırlarla, gerekse de demiryoluyla gönderiyor. Adamların tek deniz kenarı kuzey kısımlar ve Hamburg konumu avantajıyla en büyük şehirlerden. Ama ülkenin diğer kesimlerinde hem karayolu hem demiryolu kullanılıyor. Biz niye demiryolunu demirçelik fabrikalarımız dışında kullanamıyoruz?...
90 senedir demek tarihi bilmemek olur. İyi ki Atatürk başkenti Ankara yapmış da bir miktar etkisi olmuştur İstanbul'un yoğunluğunun azaltılmasında. Yoksa başkent İstanbul olsa düşünemiyorum. Hayal etsenize meclis ve cumhurbaşkanlığı sarayı İstanbul'da ve trafik kesiliyor. Şu yazıyı okumanızı tavsiye ederim. Sıkıntının son 90 değil son 65 yıl olduğunu görürsünüz.https://seyler.eksisozluk.com/turkiyedeki-apartmanlarin-karaktersizligini-gozler-onune-seren-carpici-bir-yaziYıkıp yapalım rant oluyor gibi cümle çıkmadı benden. İstanbul'un kentsel dönüşümünü doğru bulan birisiyim. En azından şekilsiz binalar yıkılıp düzgün siteler yapılıyor. Ha ne kadar düzgün olacak onu da göreceğiz. Bahsettiğim konuyu çarpıtmazsanız sevinirim. Yapılacak yatırımın hayata nasıl etkisi olacak, araştırılmış mı onu merak ediyorum. Dediğimde haksız mıyım? 1 boğaz sıkıntısı varken, 2'ye çıktığında ne olacak? Bizim milletimizde ve başımızdakilerde kervan yolda düzülür mantığı var, ki çok yanlış bir düşünce. Herşeyini düzeceksin, hesabını kitabını yapacaksın, sonra yola çıkacaksın. Almanya'nın en büyük araba üreticileri, Bmw, Mercedes-Benz, VAG grubu. Arabalarını gerek tırlarla, gerekse de demiryoluyla gönderiyor. Adamların tek deniz kenarı kuzey kısımlar ve Hamburg konumu avantajıyla en büyük şehirlerden. Ama ülkenin diğer kesimlerinde hem karayolu hem demiryolu kullanılıyor. Biz niye demiryolunu demirçelik fabrikalarımız dışında kullanamıyoruz? Ankara'daki, Bursa'daki sanayi gayet de karayolunu kullanabiliyor, diğer yatırımcılar niye kullanamasın? Hadi geçtim deniz yolunda ısrarcıyız, tek deniz kenarı şehrimiz İstanbul mu? Deniz kenarı şehirlere homojen dağıtılmaya çalışılsın en azından sanayiler, bundan bahsediyoruz. Sonra şehrin göbeğinde kalmış şirketleri, fabrikaları şehrin dışına almaya çalışmakla uğraşılır. Herkes bildiği işi yapmalı. Benim mesleğim makine mühendisliği, ekonomi ve paradan da hiç anlamam. Bu işin erbablarının plan sunması lazım ama kimseden de ses çıkmıyor malum. Bazı şeylerin olabilmesi için devlet desteği gerekiyor. Devletin sanayiciyi İstanbul dışındaki yerlere teşvik etmesi lazım ki İstanbul biraz nefes alabilmeli. Uzun vadede kuzeyde de şehirleşme başlatarak zaten az kalan ormanları daha da azaltarak şehri iyice yaşanmaz hale getirilerek olmaz.
Güneş enerji santrali konyaya kuruluyor. Sanliurfa mardin adiyaman bu ülkenin en çok güneş alan yerleri. Buralar tercih edilebilir di. Kagir üstünde öyle gorunuyor. Güvenlik ve terör giriyor isin içine. Kagit üzerinden, masa basindan değerlendirmekle isin içinde olmak çok farklı. Burada insanların hayata bakis acilari çok farklı. İyisine lafim yok, zihniyet su, biri çocuğumu oldursede kan parasi alabilsem. Bu zihniyet teki birinin ailesine mahallesine yasadigi topluma ülkesine ne faydasi olurki. Su parasi elektrik parasi da neymiş, devlet degilmi bakmak zorunda. Yolun ortasına park eder arkasindakiler bekler kornaya basar umrunda değil 3 m otede dursa yer müsait ama durmaz illa ortada duracak. Daha coookkk şey var. 500 milyarlik arabaya biner 95 TL ilk park cezasi için rezalet cikarir.
Siyaset mezunu birisi olarak dediğimi tekrarlıyorum 1912 sonrası devlet vergi toplamaktan bile aciz duruma geldi. Madem eleştiriyoruz atatürk te tanrı değil ya onun dönemi de 1929 varlık vergisi sorunsalı 1931 krizinde iptal edilen demokrasi girişimi vs vs çok örnekle eleştirilebilir o sebeple 1-2 analiz son 65 sene diyorsa inandırıcı değil. Balkan savaşları sonrası vergi toplamakta sıkıntı yaşanması, üstüne diğer devletlere mali yönetimini verirsen bunlar normal. Evet herkes eleştirilebilir. Ama Atatürk'ü eleştirmek bana göre sıradan vatandaşın haddine değildir. Atatürk'ün hayatındaki başarılar ortada, başarılı bir eğitim hayatı, askeri hayatı, onlarca savaş zaferi, madalyalar, üstüne yoklukta zekasıyla stratejisiyle şehitler ve gaziler sayesinde geçilmez denilen hatları geçmiş ileri görüşlü insan, üstüne devlet kurmuş, diplomaside çok işler başarmış bir insan. Eleştirmeden evvel o zamanın şartlarına göre değerlendirmek gerekir. Tarih biliminin temel kuralıdır. Vatandaş da o zamana göre değerlendiremediği için....Mevzubahis 65 sene dememin sebebi ortada. bu ülke marschall yardımları sonrasında ve natoya girdikten sonra bitti zaten. Ankaranın başkent seçilme nedeninin nüfus sorunuyla veya ileri görüşlülük ile bir ilgisi yok istanbul işgal edilmek için daha müsait iken ankara bu konuda en kötü tezler için bir hazırlık yeridir. Yoksa kim niye istanbulu terketsin bu ülkede farklı görüşler arasında savaş veya tam bir hesaplaşma olmadığı için siyasi kültürümüz birilerini hep tam iyi birilerini hep tam kötü yapmaktan ibaret. sırf tartışmalarda orta yollu görünmek için bir iki takdir veya kendi görüşüne bir iki eleştiri çok inandırıcı değil. Burada da demek istediğim. Ya Atatürk de başkenti İstanbul yapsaydı bugün hayal edebiliyor muydunuz demek istememdi. Sizi inandırma gibi bir ihtiyacım yok. Yapılanlar ortada, iyisiyle kötüsüyle. Kötü noktaları niye daha iyi yapamadık diye sorular soruyorum sadece.Sonuca gelelim. Bu gibi forumlarda yüzlerce sayfa doldurdum ülke 1 adım ileri gitmedi. ben şahsen kısa vade planımı memleketime memur olarak gitmek üzerine kurdum yaşım 27. herkes memleketine dönsün. orda işini kursun memur olsun memleketine yatırım yapsın işler düzelir. hükümet çıkıp zorlarsa her düzenlemeye zıplayanlar bunu da faşizan bir hareket olarak görür. Daha önce de dediğim gibi savunma sanayi yok şöyle yok böyle diye övünenlerin aksine damla da olsa faydam olmuş, şu anda da ülkenin bilimine katkı sağlamaya çalışan bir gencim. Söylenenleri zaten yapıyorum ki sorguluyorum. Biat etmiyorum. Memur olmak da yetmiyor. Ne memurlar var görüyoruz.Selametle. tüm forumdaşlarıma iyi akşamlar esenlikler
Hayırlı günler, Hayırlı işler herkese.Ben Mutlu kardeşime cevabıma devam edeyim müsaitken Ben avrupaya ya da dünyanın herhangi bir yerine gidilmesine karşı değilim, söylediklerimi kalıplara sokup öyle anlayıp yorum yapıyorsun.Ülke sınırları kapatılsın kimse dışarı çıkmasın kafasında değilim, gidebilirsin gezebilirsin, övebilirsin.Oraları gezerken gördüklerinden sonra örnek veriyorum; La ne güzel yollar yapmışlar bizde de keşke böyle olsa dediğinde sana katılırım.Ancak La ne güzel yol yapmışlar, bizde niye bunu yapmıyorlar beceriksizler dersen katılmam. İkisi birbrinden farklı çünkü.Beceriksizler ve benzeri bir laf ettim mi la göremedim. Haklısın olumsuz yıkıcı eleştiriye giriyor. Geçen gün cumhurbaşkanımız hayır çadırına girdi. İzlemişsindir. Kadınlar her biri ayrı bağırarak soru sorduğunu sanıyordu. Nasıl bir saygısızlık. Farkındalık meselesi var şimdi.Biz daha yol yapmaya 2005 lerde falan başladık, 80 yıllık cumhuriyet tarihinde yol denebilecek asıl yollara biz ancak bu yıllarda başladık yapmaya.80 seneyi tek şerit üzerinde geçirmiş bir millete kalkıp kaçkarlara manzara yolunuz niye yok, toroslarda 3000 metrede yolunuz niye yok dersen arogda hadi cilalı taş devrine geçelime geç kaldık olayına benzetirim ben bunu Daha dur ana yollarımız bir bitsin, manzara yolları sonraya kalsın kardeşim.Niye yapmıyoruz, turizm tek deniz değildir, demek istedim zaten. Adamlar kafalarını kullanmışlar yapmışlar, biz de yapalım yani. Batının bizi kıskanmadığını sen de kabul ediyorsun o zaman? Demiryollarını yapması gerekirdi olması gereken bu demişsin.Muhalefetin nasıl karşı çıktığını biliyorsundur.Hızlı trene binmemler mi dersin, kaza olacak insanları öldürecekler mi dersin.O zaman ülkenin muhalif kesimi bunlara muhalefet ediyordu ama yapıldı.Tamam yapmıyoruz denseydi ne olacaktı acaba.Ben olması gereken oldu lafına hiçbir zaman katlmadım katılmıyorum.Empati yapıyorum Cumhurbaşkanıyım, ülkemin 80 yıllık geçmişine bakıyorum ot gelmiş saman gitmiş, şimdi tren desem bağıracaklar, köprü desem bağıracaklar, tüp geçit desem ortalığı yıkacaklar, uçak yapalım desem bizim yapacağımız uçağa binmezlermiş diye düşünüp hiçbir şey yapmasam.Rutin devletin olağan sistemini devam ettirsem beni eleştirebilir misin ? eleştiremezsin.O yüzden olması gereken olmuyor.Muhalefeti geç, onların ne düşündüğü belli değil. Ülkede adam gibi muhalefet olsa iktidarın yanlışı kalır mıydı? Güllük gülistan ülke olurduk. Tarımda kendi kendimize yeterken, son yıllarda yetmediğimiz gerçeğini de göz ardı etmemek gerek. O kadar tarım teşviğine rağmen köylü tarımdan kaçıyorsa, mazot yatlara ucuza verilirken tarımcıya ucuza verilmiyorsa sorgulanmalı. Dikkate almıyorlar zaten. Bu tür konularda herşeye muhalefet olanlar değil de, mantıklı bilimsel önerilerini sunanlara danışmak gerekir. Muhalefet de hep haksız olmuyor yalnız, arada doğru söyledikleri de çıkıyor. Bunlar 2.dünya savaşından sonra olması gerekiyordu.Ama bu insanların diniyle, imanıyla uğraşmaktan, Kuran'la uğraşmaktan devlet yönetemediler.Amerika'nın Avrupanın uşaklığını yapan yobazlar her daim milletini ezdi, OLMASI GEREKEN HİZMETİ ÇALDILAR.Eğer onlar o zamanlarda bu düşüncelerle başlasalardı ya da olsalardı, şimdi kaçkarlarda keyif kahvesi içiyorduk dediğin gibi.Mis gibi yollarımız vardı, şehirler planlı projeli cizilmiş olurdu, caddeler ip gibi olurdu.Övülen avrupa 2.dünya savaşından sonra harıl harıl çalıştı köpek gibi.Biz naptık ? 1950-2000 yılları arası yaptığımız tek bir şey söyleyin ?Onlar köpek gibi çalıştı biz Malak gibi yattık.O yüzden şimdi kalkıp bak Avrupa ne halde biz ne haldeyiz demek bana acayip ters geliyor ve bugünün insanlarını suçlamak haksızlık değil mi ?Ora ne halde, biz ne halde demekten çok, niye yapmıyoruz demiyorum. Oradakiler buraya niye uygulanmıyor diyorum. Avrupa'nın hali de ortada. 2-3 devlet dışında bizden iyi değiller zaten. Aynı şekilde doğudaki kardeşim suçlanmış, elektrik ödemiyor, kaba, kro, kan davası güdüyorlar diye.Sen o insanı suçlayamazsın ki bu haksızlık.Suçladın insanın anası babası aynı şeyleri yapmış, dedesi büyük dedesi aynı şeyleri yapmış, Çocuğun nasıl farklı olmasını beklersin ?Akıl var fikir var dediğinizi duyar gibiyim ama bunun akılla izahı yok.Sen cocugunu yıllarca hırsızlık yaparak geçindir, o cocuk hırsız olur ne olacak ki ?Bu zinciri kırmaya çalışmakla uğraşmalıyız.80 sene babam dedem ödemiş onun ödemediği elektriği varsın bi 30 senede ben ödeyeyim ama benden sonraki ödemesin diye uğraşmak mesele.Aynen ama nasıl çözülecek bu iş? Oradaki kayıp kaçağı tüm vatandaşlar ödüyor. Kullandığım elektrik 30, bana gelen 60 ne yapacağız düzgün, namuslu, borcunu namusu bilen vatandaş?Bakın eskiden Doğu bölgesindeki sıkıntılı yerlerden toplanan vergi oranı %10 u bulmuyor.Şimdilerde ise bu oranlar %60-70 lerde.Hala vermeyen var eyvallah, bu artışla gittiği sürece başım gözüm üstüne iyi şeyler oluyor yahu vallahi billahi.Velhasıl kelam kardeşim dediğin seviyeye bu ülke elbet çıkacak, o yüzden uğraşıyorlar zaten bizimle çıkamasınlar, yapamasınlar diye.Maksat seviyeyi yükseltmek değil, diğer devletleri yakalamak. Türkiye süper liginde istediğin kadar 1. olsun bir takımımız, Şampiyonlar liginde üst sıralara çıkamadıktan sonra ne anlamı kalacak?
İsimlerin baş harfinin büyük olması güzeldir, tabi saygı açısından da anlamlıdır.Varlık vergisi 1940 larda değil miydi? Faşizm kavramı ile Atatürk'ün Anzak asker annelerine söyledikler uyuşmaz, hemen aktaralım.“Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır.”Atatürk, 1934Bu desteksiz yakıştırmanın temeli Armstrong kaynaklıdır aslında. Zamanında Osmanlı'ya esir düşmüş bir asker.Bu arada eleştiri ile yermeyi karıştırmamak gerek, özellikle geçmişte olmuş, o günün koşullarını tam bilmediğimiz olaylarda bazı noktalar ister istemez eksik kalabiliyor.Atatürk'ün Adana'da gördüğü bir bina ismi ve o anısı da çok şey anlatır aslında, bugün neden bu sıkıntıların çekildiğini de.Hiç olmayan bir yolu yapmak ile onu modernize etmek arasında da farklar vardır, bunu siyasi değil, mantık ile değerlendirmek gerekir. Liyakat, bilim, onur çerçevesinde, yanlışları azaltıp, doğruları arttırmak gerekir.Aynen Barış, eğitim eğitim eğitim. Çalışma koşulları da çok farklı o ülkelerde ama üretkenler. TPM diye bir olgu var dünyada, bunu benimsemiş yerler. Hali ile verimli, değerli üretim yapıyorlar ve bu sırada daha az yoruluyorlar. Bir de Hak, Ödev kavramı oturmuş. Yalnız o tuttukları yengeçlerin tadına da bakmak lazım.
Valla bende merak ediyorum Birde o ayı`lar yakalıyor ya somon,onu orada yakalayıp hemen pişirip yemeyi
İsimlerin baş harfinin büyük olması güzeldir, tabi saygı açısından da anlamlıdır.Hızlıca yazdığım için çok dikkat etmedim açıkçası Varlık vergisi 1940 larda değil miydi? Varlık vergisine giden yol ve gayrimüslim vatandaşların mülklerine el koyulması süreci 1929'da filizlenen küresel kriz sonrası başlamıştır. Bununla ilgili akademik çalışmalar bahsi geçen 1942 yılının geç olduğunu söylerler aynı dersimin bombalanması için 1939 diyenler veya Atatürk hastaydı kararı inönü verdi diyenler gibi. Unutmayalım Atatürk'te insandı. 1924 yılında hazırlanan kürt raporunda Fevzi Çakmak'ın raporunun içeriği en iyi kürt ölü kürt manasına çıkıyordu ve sonrasında aşiretlerin sürülmesi ve dağıtılması süreci başladı zaten falan filan :)Atatürk dönemiyle ilgili belki değinilcek çok konu var lakin sosyal mecralarda özellikle arkadaş gördüğüm insanlarla siyaset konuşmayı ve bunu sürdürmeyi çok beğenmiyorum çünkü dediğim gibi Tr içerisinde 2 farklı grup var ve ne kadar demokratik konuşsalarda kısa sürede insan kendini ele veriyor bu hususta hükümet trolleri ile ekşi trolleri 2 misaldir Biz bu sitede çatışmak için değil yardımlaşmak için bulunuyoruz Faşizm kavramı ile Atatürk'ün Anzak asker annelerine söyledikler uyuşmaz, hemen aktaralım.“Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır.”Atatürk, 1934Yakıştırma yapmadım dikkat edilirse seçeneklendirdim şunu diyorsanız bu oluyor dedim şahsen faşist deme gereği duymuyorum ben insanları yererek yükselinmeyeceğini biliyorum Bu desteksiz yakıştırmanın temeli Armstrong kaynaklıdır aslında. Zamanında Osmanlı'ya esir düşmüş bir asker.Bu arada eleştiri ile yermeyi karıştırmamak gerek, özellikle geçmişte olmuş, o günün koşullarını tam bilmediğimiz olaylarda bazı noktalar ister istemez eksik kalabiliyor.Atatürk'ün Adana'da gördüğü bir bina ismi ve o anısı da çok şey anlatır aslında, bugün neden bu sıkıntıların çekildiğini de.Hiç olmayan bir yolu yapmak ile onu modernize etmek arasında da farklar vardır, bunu siyasi değil, mantık ile değerlendirmek gerekir. Liyakat, bilim, onur çerçevesinde, yanlışları azaltıp, doğruları arttırmak gerekir.Aynen Barış, eğitim eğitim eğitim. Çalışma koşulları da çok farklı o ülkelerde ama üretkenler. TPM diye bir olgu var dünyada, bunu benimsemiş yerler. Hali ile verimli, değerli üretim yapıyorlar ve bu sırada daha az yoruluyorlar. Bir de Hak, Ödev kavramı oturmuş. Yalnız o tuttukları yengeçlerin tadına da bakmak lazım.