Konu: Avrasya Tüneli bomboş

[(Gizli Üye)]

 Çok güzel tespitler var, teşekkürler.
 
Geçiş sayısı taahhüte uyduğunda yine trafik olacak sanki o hatta. Gerçi o kadar dikey yerleşim yapılmaya başladı ki o bölgede, genişletilen yollar da yetmez kısa süre sonra. Oysa o hatta eskiden 2-3-4 katlı konutlar vardı. Yani İstanbul trafiğinin Enfarktüs krizi geçirmesi normaldir.

 O hatta banliyö hattının bir an önce tekrar işler hale getirilmesi çok önemlidir.

[(Gizli Üye)]

Yanlışınız var, 464 bin olacak  1 milyar 709 bin dolar dan 1 milyar 245 bin doları çıkarınca 464 bin dolar kalır. 464 milyar dolar olsaydı Türkiye'nin GSYH'nın yarısından biraz fazla ederdi ki böyle bir rakam komik olurdu  Ayrıca benim hesaplamalarım zarar üzerinden devletin ulaştığı kâr. Firmanın kazancından da bahsetmiştim kaybetti diyen yok tabiki en büyük kazanan o. Ama benim anlatmak istediğim devletin kaybettiği rakamın tamamını kayıp olarak gösterip kazandığı hiçbir şey yokmuş gibi davranılması durumudur. Yanlış anlaşılmasın siyasi bir ideolojiyle yazmıyorum bunu öyle olsa eleştirmezdim ancak millet olarak sonunda bir şeylere sahip oluyoruz bence. Ham maddeden tutun nihai mala kadar bir sürü malı ithal eden ülkemizde o rakama ulaşmak ne yazık ki imkansız  Keşke biz de Çin gibi üretim yapan ülke olsaydık da bunları hiç konuşmasaydık 

yok yanlış,kendin zaten709 milyon yazmışsın,bir sonraki satırda 709 bin olarak yazmışsın
siyasi ideoloji de bende yazmadım sadece bana göre olması gereken devlet işleyişinden bahsettim.
tüm sorunların başı üretim yapmamamız zaten

[(Gizli Üye)]

Kıymetli arkadaşlarım, bir arkadaşımın da belirttiği gibi bu yeni yap-işlet-devret modeli gerçekten millete yararı olmayan, sadece işletmeyi yapan şirketi memnun ve mutlu eden bir yöntem. Yıllardır uygulananlar bizi o kadar etkilemiş ki Eyüp ORMAN arkadaşımın " her şey çok iyi bir tek fiyatı dışında. 16.90 nedir ya tamam her şeyin bir maliyeti var bedava olacak hali de yok ama 16.90 gerçekten çok para sonuçta transit bir geçiş güzergâhı değil" ifadesi bunu çok net gösteriyor.

Yukarıda yaptığım girişten olmak üzere; çok önemli bir şeyi unutuyoruz. Devletler, vatandaşları için vardır. Vatandaşı olmayan bir devlet olamaz. Devletlerin amacı vatandaşlarına her alanda hizmet götürmek ve vatandaşlarını refah içerisinde yaşatmaktır. Bu hizmetlerin belli başlıları da güvenlik, eğitim, sağlık, ulaştırma, belediye hizmetleri ve benzeri hizmetlerdir. Devletler bütün bu hizmetleri yerine getirebilmek için kaynağa ihtiyaç duyarlar. Bu kaynağı da elbette bütün dünya devletlerinde olduğu gibi vatandaşlarından topladığı vergilerden karşılarlar. Kısaca devletin görevi vatandaşına hizmet götürmek, vatandaşın görevi de kendisine sunulan hizmetlerin karşılığında vergisini ödemektir.  Diğer gözden kaçırmamamız gereken nokta da devletlerin bir iktisadi teşekkül yani şirket olmadıklarıdır. Yani devletler, vatandaşa verdikleri hizmetler karşılığında şirketler gibi kâr etmeyi düşünmezler. Devletlerin kârı vatandaşlarının refah içerisinde yaşamasıdır. Yapılanlar devletin görevidir.

Dolayısı hepimizin kanıksadığı "HER ŞEYİN BİR MALİYETİ VAR. BEDAVA OLACAK HALİ YOK" düşüncesi devletlerin vatandaşına götürdüğü hizmetler için geçerli değildir. Devlet tarafından yapılan hizmetleri değerlendirirken bir de bu açıdan bakıp değerlendirelim. İnanıyorum ki bu açıdan bakarsak yapılanları alkışlayan arkadaşlarım da bir kere daha düşünme ihtiyacı hissedecektir.

Not: maliyetler, dünyadaki emsalleri ile kıyaslamalar, uygulamalar gibi konulara hiç girmedim.

seyit abi sosyal devlet politikasindan vazgeceli cok oldu yeterki isler yurusun hizmet gelsin makul seviyelerde ucretini vermeye raziyiz. devletimiz disa bagimli gelir getiren urunlerimiz yok ne petrolumuz var nede dunyaya sattigimiz urun birtek meyve sebze satiyoruz. aldigim maastan ictigim sudan kullandigim elektrikten aldigim ekmekten bile vergi aliniyor. 10 yildan fazladir calisanim sgkliyim sorsan hastaneler bedava derler gecen doktora gittim sonra ilaclari almak icin eczaneye gittim 14tl aldi benden. tamam saglik sektoru gecmise gore cok iyilesti ama ben zaten sgkliyim her ay 450 tl yatiriliyor devlete benden ne diye para kesiyorsun?
yapilan yollarda koprulerde o sekilde mutahit firmalara bakalim hep bilindik firmalar kredi veren bankalar devletin bankasi ve bilmem su kadar araba gececek gecmezse ben vericem diyor devlet ee fiyatlar ise ucuk. vatandasin parasiyla yapilan hizmet vatandasa parayla sunuluyor ama kimse fiyatlari yuzunden kullanmadigi icin yatirim yapilmis fazla kullanilmadigi halde mutehaite devletimiz para oduyor.

[(Gizli Üye)]

Dünyadaki emsalleri kelimesine bitiyorum.
Yok amerikadaki emsali yok ingilteredeki emsali yok çindeki emsali.

Dünyada emsal gösterdiğiniz ülkelerin çoğu sömürgeci devletler.
Yani kendi devletinin kendi topraklarının dışında geliri hayli fazla olan devletler.

Siz bu ülkelerle Türkiye'yi nasıl karşılaştırırsınız.
Amerikada petrol 0,75 cent bizde nede 5 lira lafının akılla izahı yok bence.

Sende gir Irak'a sende öldür 2-3 milyon insan sende de petrol 1 lira olur.

Tarihimiz boyunca hiçbir yeri sömürge edinmemiş millete, sömürgeci devletlerin politikalarıyla kıyas yapılıyor ya şaşırıp kalıyorum.

Söylemek istediğim sadece geçiş ücretlerini diğer ülkelerle kıyaslama yapmak adına söyledim, konuyu bölüp farklı tarafa saptırma gayesinde değilim.

[(Gizli Üye)]

Dünyadaki emsalleri kelimesine bitiyorum.
Yok amerikadaki emsali yok ingilteredeki emsali yok çindeki emsali.

Dünyada emsal gösterdiğiniz ülkelerin çoğu sömürgeci devletler.
Yani kendi devletinin kendi topraklarının dışında geliri hayli fazla olan devletler.

Siz bu ülkelerle Türkiye'yi nasıl karşılaştırırsınız.
Amerikada petrol 0,75 cent bizde nede 5 lira lafının akılla izahı yok bence.

Sende gir Irak'a sende öldür 2-3 milyon insan sende de petrol 1 lira olur.

Tarihimiz boyunca hiçbir yeri sömürge edinmemiş millete, sömürgeci devletlerin politikalarıyla kıyas yapılıyor ya şaşırıp kalıyorum.

Söylemek istediğim sadece geçiş ücretlerini diğer ülkelerle kıyaslama yapmak adına söyledim, konuyu bölüp farklı tarafa saptırma gayesinde değilim.

Haklısın ama madem öyle Almanya, Polonya, Macaristan, Çek cumhuriyeti gibi ülkeler de tarihte sömürgeci değillerdi. Oradaki devletler nasıl ucuz akaryakıt verebiliyor? Bu petrol dibimizdeki komşu ülkelerden gelmiyor mu? E yol masrafı da o kadar çok değil?

Sömürgecilik konusundaki düşüncelerine katılıyorum. Ek olarak ABD petrol de çıkartıyor. Sömürgeci de olunca milletini ferahça yaşatıyor. Kendi petrolünü üretmeyen sömürgeci olmayan Avrupa ülkelerindeki benzin fiyatlarına da bir bakalım.

Ülke Benzin  Dizel   Lpg
Austria   € 1,128           € 1,058           € 0,679   
Bulgaria   € 1,048         BGN 2,070   € 1,048         BGN 2,070
Croatia   € 1,280         HRK 9,520   € 1,209         HRK 8,990   € 0,616         HRK 4,580
Hungary   € 1,176         HUF 367,50   € 1,204         HUF 376,30   € 0,670         HUF 209,50
Italy   € 1,582           € 1,427           € 0,618


Şimdi euroyu tl ye çevir aynı fiyata denk geliyor aşağı yukarı demeyin gülerler, rakam bazında bakın. Adamlar euro kazanıyor, euro cinsinden harcıyor. Bizde de vergiye razıyız ama  benzini 5.5 dan değil 3.5 dan ver, dizeli 3 den, lpg yi 1.75 den kimsenin gıkı çıkmaz zaten.  Bu konuda bize en yakın Macaristan sanıyorum. 100 HUF=1 TL civarında. Benzinleri 3,67; dizeller 3,76; lpg de 2,09 cinsinden. Dibimizdeki bulgaristanın akaryakıt fiyatları da ortada.

[(Gizli Üye)]

Benzin fiyatı olan 5.24 TL'nın %67 sini (3.40 TL) vergiler oluşturuyor.Vergi azaltılsa bizde benzini ucuza alırız.
Ama Devleti ayakta tutanda bu tükettiğimiz mal ve hizmetlerden alınan vergiler.Yani dolaylı vergiler.

[(Gizli Üye)]

Italy   ....

Yazının içeriğinden bağımsız olarak İtalyan'lar sömürgesi sınıfında yer almalı bence.Adamların yakın tarihi nerede ise sömürge nedeni ile savaşlara dayanıyor.

Bazı şeylere güçleri yetmedi  bazı şeyleri de kendi elleri ile mahvettiler (Cezayir gibi) ama adamların ruhunda sömürgecilik var.

[(Gizli Üye)]

Konuyu en güzel @Seyit GÜVENÇ (16396)  abi özetlemiş.
Kar amacı gütmeyen bir devlet demek isterim ama maalesef böyle bir Türkiye yok!
Şimdi yazacağım siyasete dokunacak! En iyisi girmemek.
Bir ülkenin maliye bakanı çıkıp "zarar" kelimesi kullanıyorsa o işi bilmiyor demektir bana göre. Birisi gidip "Sosyal Devlet" ne demektir'i anlatması lazım bu durumda.
Son 20 yıl içerisinde yapılan bir çok işlerin yarar sağlayacağı / sağladığı kesindir lakin bu yarardan faydalanabilmek için vatandaş neden 2. bir maliyete katlanıyor?
Ülke gelirinin % 95'i vergi!
"Borcumuz azalmış / yokmuş / biz borç veriyoruz" lafına da hastayım.
Hal durum ortada iken 16,90 da alırlar, 169,90 da alırlar.
"Balık baştan kokar"ı hatırlatmak isterim.
Önce idareciler israfdan vazgeçecek ve üretken bir ülke olabilmek için çaba sarf edecekler.
Tüketiciden üretici konumuna geçsinler de  varsın Avrasya tüneli, Osmangazi, Yavuz Sultan Selim köprüleri olmasın!
Nasılsa üretici olduğunda bunları konuşmayacağız.
He bizlere düşende Bilinçli toplum olmak. Hoş bunu nasıl yapacaksak???

[(Gizli Üye)]

Tarihimiz boyunca hiçbir yeri sömürge edinmemiş millete, sömürgeci devletlerin politikalarıyla kıyas yapılıyor ya şaşırıp kalıyorum.

Burada biraz hata var gibi ? Tamam tam sömürge demesek de tarihimiz boyunca her zaman geçimimizi savaş-fetih-yağma ve vergilerle sağlamış bir milletiz biz, ha bunu acemice yapmışız, kurumsallaştıramamışız, bunu bilimsel gelişmelerle desteklemeyi becerememişiz dersiniz eyvallah ama diğersi çok iddialı olmuş.

[(Gizli Üye)]

Burada biraz hata var gibi ? Tamam tam sömürge demesek de tarihimiz boyunca her zaman geçimimizi savaş-fetih-yağma ve vergilerle sağlamış bir milletiz biz, ha bunu acemice yapmışız, kurumsallaştıramamışız, bunu bilimsel gelişmelerle desteklemeyi becerememişiz dersiniz eyvallah ama diğersi çok iddialı olmuş.

Bence bir hata göremiyorum?
Savaş/fetih evet ama yağma? Hayır.
Ayak bastığımız hiç bir toprakta Diğer sömürgeci devletler gibi kölelik sistemi kurmamış Bir Ulusumuz var. Zaten kurmuş olsaydık bugün hepsi bize bağlı olabilirlerdi.

[(Gizli Üye)]

Olur mu hiç ? Fetihten sonra belirli bir süre askerlere yağma için izin verilirdi, ayrıca Padişahın ganimeti ayrı tutulurdu. Çoğu asker yağma için katılırdı fetihlere. O zamanki dünya böyle bir dünyaydı.

[(Gizli Üye)]

Burada biraz hata var gibi ? Tamam tam sömürge demesek de tarihimiz boyunca her zaman geçimimizi savaş-fetih-yağma ve vergilerle sağlamış bir milletiz biz, ha bunu acemice yapmışız, kurumsallaştıramamışız, bunu bilimsel gelişmelerle desteklemeyi becerememişiz dersiniz eyvallah ama diğersi çok iddialı olmuş.

Bu zihniyetle alakalı.Macaristanla alakalı bir belge vardı.Bulabilirsem buraya koyayım. Macaristan'dan alınan vergiden çok daha fazlasını oraya yatırım olarak yapıldığına dair.Yani adamlardan 3 almışız 5 yatırım yapmışız.

Birde yağma ile sömürgeyi karıştırmamak lazım.Yağma savaşın bir parçasıydı zamanında ama sömürge sistematik olarak ve uzun süre (kaynağı kurutuncaya kadar) yapılan ve özünde kaynağın geröek sahiplerinin faydalanmasına izin verilmeyen bir sistem.

Avrupa devletleri (buna avuç içi kadar Belçika'da dahil) sömürge hususunda uzmandırlar.Hatta ABD kuruluşunun temelinde yatan şey sömürge/sömürge karşıtlığıdır.

[(Gizli Üye)]

Mutlu kardeşim euro'yu doları tl ye cevirip mukayese etmem o kadar cahil değiliz çok şükür 
Yorumlarına katılıyorum ucuza yaşayan çok ülke var fakat o ülkelerinde savunma harcamaları yok mesela.

Yani araştırın ben bu konuları çok araştırdım az çok kendimce bir fikir sahibi oldum.
Mutlaka ama mutlaka o ülkelerle Türkiye'yi kıyaslama yapmayacağınız kanısına varacağınıza inanıyorum.

Ha nasıl olur, devlet bizden alsın ama birazda az alsın mantığına katılıyorum.Araba ötv kdv konusunda konuşmuştuk arabayı üretenden çok para kazanıyorsun mesela.

Bu da ülkenin 25-50-100 yıllık planlarıyla alakalı bir şey.

Türkiye'yi bir futbol takımı olarak düşünün.( Devletlerin şirket gibi düşünülmesine karşıyım sadece örnek veriyorum.)
Mesela Borussia Dortmund, mesela Beşiktaş gibi düşünün.(Beşiktaşlı değilim.)
Bunlar geçmişten gelen borç yüklerini kapatabilmek için sportif başarı anlamda küçülmeyi göze aldılar.
Taraftarlarından cefa ve feda diyerek daha fazla t shirt almalarını daha fazla forma vs shop ürünlerinin almalarını, kombine almalarını istedi.
Bu kulupler yıllar geçtikçe borçlarını kapattı ve düze çıktı ya da çıkmak üzere.

Türkiye'yi ben şuanda kısmen böyle görüyorum. Şampiyonlar ligine katılabilmek için daha fazla paraya ihtiyacı var.
Hem borçlarını kapatmak için hem daha iyi futbolcular transfer edebilmesi için.
(Buradaki futbolcular kısmı ; daha fazla sanayi daha fazla istihdam daha fazla yatırım daha fazla teknoloji daha fazla savunma harcamaları vs )
Bunları yapabilmesi içinde bize ek vergiler ek ödemeler çıkıyor.
Bunları yaparken en minimumda halkın refahını düşürmeden yapmaya çalışıyor diye düşünüyorum bu şahsi düşüncemdir.

yıllık bütçemizin 1 numarası savunma ve güvenlik harcaması unutmayalım her yıl 30 milyar $'a yakın artarak devam eden harcamamız var.
Bunları dikkate alacağınızı düşünüyorum.

[(Gizli Üye)]

Hemen her yazıyı detaylıca okudum, hepsi birbirinden değerli ve çok güzel bilgiler veriyor, kendi adıma bunlar için teşekkür ederim. Buradaki en önemli üstünlük de bu bilgilerin paylaşım şekli olmuş, kesinlikle çok kaliteli, ülkemizin genelinde görmeyi arzuladığımız gibi.

Çok beğendiğim bir tespit vardır, bazı ülkeler kendi içlerinde Sosyalist, dışarıya karşı Emperyalisttir. Bunlar için farklı isimlerde projeler geliştirmişlerdir. Doğu dünyasında emperyalizmin hüküm sürmesinin yolu onların kültürel ve insanlık açısından geri kalmasının sağlanmasıdır, e bu noktada onlara yardım edenler, çıkarlarına bilerek ya da bilmeden hizmet edenler olduğu da görülebiliyor.

 Mustafa, yazdıklarının çoğuna katılıyorum, diğer yandan oradan başka anlamlar da çıkaranlar olabilir doğal olarak, yani ''bazı ülkeler başka ülkeleri sömürüyor, bu fiyatların bundan ne farkı var'' diye.

 Burası çok güzel bir ülke, orada yaşamak herkesin hakkı ama en önce oraya kökten bağlı olanların, imkanları çok olanların değil.

[(Gizli Üye)]

Devletler hizmet verirken kar zarar peşinde koşmamalılar bana göre vatandaşına karşı,devletin kaarı vatandaşına yaşattığı refah olmalıdır.

[(Gizli Üye)]

Yani araştırın ben bu konuları çok araştırdım az çok kendimce bir fikir sahibi oldum.
Mutlaka ama mutlaka o ülkelerle Türkiye'yi kıyaslama yapmayacağınız kanısına varacağınıza inanıyorum.

Türkiye'yi bir futbol takımı olarak düşünün.( Devletlerin şirket gibi düşünülmesine karşıyım sadece örnek veriyorum.)

Türkiye'yi ben şuanda kısmen böyle görüyorum. Şampiyonlar ligine katılabilmek için daha fazla paraya ihtiyacı var.

yıllık bütçemizin 1 numarası savunma ve güvenlik harcaması unutmayalım her yıl 30 milyar $'a yakın artarak devam eden harcamamız var.
Bunları dikkate alacağınızı düşünüyorum.

Mustafa kardeşim,

Yaşına göre çok konuda araştırma yaptığını ve bir çok konuda fikir sahibi olduğunu yazmışsın. Öncelikle seni bu konuda tebrik ediyorum. Bir konuda senin iki katın yaşta olan birisi olarak küçük bir tavsiyem olacak. Tavsiyemi bir kere düşünürsen sanırım sen de fayda göreceksin. Her insan kendince çevresini gözlemler, araştırır, inceler ve fikir sahibi olur. Ancak başkalarının da fikirleri olabilir. Onları da dinlemek ve değerlendirmekte fayda var.

Bazı yazdıkların eksik kalmış. Mesela "ucuza yaşayan çok ülke var fakat o ülkelerinde savunma harcamaları yok " demişsin. Sen Amerika'nın İngiltere'nin savunma harcamalarının olmadığını mı sanıyorsun? Dünyada savunma harcaması yapmayan bir ülke yoktur. Ayrıca ülkemizin savunma harcamaları konusunda eksik bilgin var. Bir kez daha araştırmanda fayda var. Türkiye'nin yaklaşık son on yıldır en büyük harcama kalemi Milli Eğitim Harcamalarıdır. Hele son bir kaç yıldır Diyanet İşleri Başkanlığı harcamaları Savunma Harcamalarını geçmiş durumdadır.

Diğer bir husus da Türkiye'yi bir futbol takımına benzetmen. Hiç bir devleti bir futbol kulübü ile kıyaslayamazsın. Ancak senin örneğinden gidecek olursak. Örnek verdiğin takım yöneticileri, takıma ilave gelir sağlamak için çeşitli (atkı, şapka, forma vs.) ürünlerin taraftarlarca daha çok alınmasını isteyebilir. Ancak kendilerine yeni ve lüks yönetim binaları yaparlar, yeni ve fazla takım araçları alırlarsa taraftarın yaptığı fedakarlığı heba etmiş olurlar. Bu durumda da o takımlar düze zor çıkar.

Bu yazdıklarımı araştırırsan iyi olur.

[(Gizli Üye)]

Seyit abi herkesin yaşına başına fikrine saygım sonsuz, benim fikirlerim geçerli benim fikirlerim doğru dediğim tek bir yer yok.
Kaldı ki böyle birşey demem saçmalığın daniskası olur.
Ben sadece kendi fikirlerime göre yorum yürütüp, mesela örnek veriyorum ; Hakan abi şurayıda şöyle anlaman gerekirdi nasıl öyle anlayabiliyorsun anlamış değilim demem benim onun görüşüne saygısızlık yaptığım anlamına gelmez.

Öncelikle akıl yaşta değil baştadır. ben 26 yaşındayım, sen 50 yaşındasın bir başkası 75 yaşında başka bir kardeşimiz gelir 15-16 yaşında duman edip geçer bizi.

Biz ona diyemeyiz ki dur be abisi sen daha 16 yaşındasın bak biz 30 yaşındayız senin yaşadığının 2 katını yaşamışız bize mi anlatıyon dememiz yanlış olur.
Benim bilmediğim ya da yanlış bildiğim bir konuda beni ters düz edip doğruyu gösterebilir bana.

Sen benim yazdıklarımı anlamamışsın ya da okumamışsın mesela abi.
Ben sadece örnek verdim ucuza yaşayan ülkelerin genelinde savunma harcaması yoktur dedim.
Sen bunu tutup Amerika ve İngiltere'ye sen nasıl bunu dersin dersen benim yazımı hiç okunmamış kabul ederim ben.
Zaten konumuz Amerika ve İngiltere gibi dünyanın dört bir yanını kendine sömürge edinip kendi ülkelerinde başta petrol olmak üzere diğer enerji kaynaklarını ve diğerlerini ucuza vermesi ve Türkiye'nin bunu hiçbir zaman yapmayacağı/yapamayacağıydı, ama sen okumadan benim yazıma yorum yazmışsın.


Türkiye'yi bir futbol şirketi gibi düşünün deyip yanına DEVLETLERİN ŞİRKET GİBİ DÜŞÜNÜLMESİNE KARŞIYIM SADECE ÖRNEK VERİYORUM diye birşey yazmışım kalkıp bana sen nasıl Türkiye'yi futbol kulübüne benzetirsin tarzı cevap geliyor.Şaşırıp kalıyorum halbuki yazılar yan yana 

Bence siyasi düşünceniz sizin yazınızı etkileyip aklınızdan geçenleri net olarak yazamıyorsunuz.

Türkiye'nin savunma harcamaları ve teröre giden para ile ilgili makaleler okuyup bilgi sahibi olmalısınız.
Diyanet,MEB falan demişsiniz ama Türkiye'nin savunma harcaması demek sadece aldığı silah demek değil.
Bütçemizdeki aslan payının her daim HER ANLAMDA SAVUNMADA yer aldığını görmemek için başka tarafa bakıyor olmak gerek.

+Eklemek istediğim bir şey var bilgi sahibisiniz ya da değilsiniz söylemek isterim.
Türkiye'nin 2000 ve 2002 yıllarnda giderlerinn yaklaşık yarısı FAİZ gideri idi.
Yani 200 bin TL giderimiz varsa 90-100 bin TL si FAİZ'e gidiyordu.
Şimdilerde bazıları diyorlar ya bu kadar para nasıl geldi Türkiye'ye, her yeri sata sata mı zengin olduk.
Evet sattık ancak aslan payını %7-%8 lere indiğini görüyoruz.
Türkiye'nin giderlerinde şuanda FAİZ ancak %8'i görebiliyor.

Dipnot olarak geçmek istedim 

[(Gizli Üye)]

o kadar yazdim ki baktim olay cok siyasi olmus hepsini sildim sadece su haberi paylasmak istiyorum anlayan anlar
eyy almanya diyip atar yapiyordu reisimiz. almanlar bizim bakanlarimizi konusturmadilar otel rezervasyonuna kadar iptal ettirdirler bizim de yaptigimiza bak


https://gazetekarinca.com/2017/03/nazi-tartismasi-surerken-alman-firmayla-tank-ortakligi-hazirligi/

[(Gizli Üye)]

Mustafa kardeşim,

Elbette herkesin bir görüşü vardır. Senin de benim de var. Bakıyorum 16 yaşındaki bir gencin seni duman edebileceğini kabul ediyorsun ama 51 yaşında birisinin bilgisinin senden fazla olabileceğini kabul etmiyorsun. Bu açıdan da bir bak derim. Allah sana da uzun ömürler versin de sen de ileri yaşlara kadar yaşa ve tecrübelerini artır. O yaşlara geldiğinde aklın aslında başta değil, yaşayarak edinilen tecrübeye bağlı olarak yaşta olduğunu göreceksin.

Bir diğer konu da, kendi ifadenle "DEVLETLERİN ŞİRKET GİBİ DÜŞÜNÜLMESİNE KARŞIYIM" derken şirket olarak örnek vermen de biraz çelişki olmuş. Bir konuya karşıt iken karşıt olduğun konuyu kullanman şaşırtıcı olmuş.

Savunma harcamaları ile ilgili "Türkiye'nin savunma harcamaları ve teröre giden para ile ilgili makaleler okuyup bilgi sahibi olmalısınız." demişsin. Makale okuyup bilgi almak yerine son on yılı bizzat üst seviyeli savunma projeleri olmak üzere 28 yıl savunma sanayi sektöründe çalışsak makalelerden daha sağlıklı bilgiye sahip olmaz mıyız acaba? Ayrıca makaleleri nereden , hangi kaynaktan okuduğunu bilemiyorum ama devletin bütçe kalemlerini incelemeni tavsiye ederim.

Faiz ve enflasyon konusuna değinmişsin. Türkiye'nin dış borcu 128-130 milyar dolar ilen 2016 yılında dış borç 400-420 milyar dolara çıktı. Maalesef Türkiye 2017 yılı içerisinde 220 milyar dolar civarında faiz borcu ödemek zorunda. Bunlar en temel rakamlar. Enflasyon hesabına gelince hesaplamaya esas olan meşhur "Enflasyon Sepeti" içerisinde maalesef ekmek, su, yakıt, ulaşım gibi bütün sınıflara mensup insanların temel ihtiyaçları değil bir çok insanımızın adını sanını bilmediği malzemeler var. Türkiye'de iki çeşit enflasyon var. Birisi resmi olarak yayımlanan diğeri de halkın sırtına binmiş, sokağa yansıyan enflasyon. O yüzden bence bu faiz, enflasyon olayına detayına hakim olmadan pek girme.

Son bir konu da bir devlet, borcunu elindeki varlıklarını satarak ödüyorsa hata yapıyor demektir. Çünkü borç bitmedikçe, eldeki variyet bitecek ve satacak bir şey kalmayınca ne yapılacak bilinemeyecektir. Çözüm; eldekini satmak yerine üreterek gelir kalemlerini artırmak ve borçları üretimden elde edilen gelir ile ödemektir.

Benim eklemek istediğim konu var. O da öncelikle seviyeli yazıların ve cevapların için tebrik ve teşekkür ediyorum.

[(Gizli Üye)]

o kadar yazdim ki baktim olay cok siyasi olmus hepsini sildim sadece su haberi paylasmak istiyorum anlayan anlar
eyy almanya diyip atar yapiyordu reisimiz. almanlar bizim bakanlarimizi konusturmadilar otel rezervasyonuna kadar iptal ettirdirler bizim de yaptigimiza bak


https://gazetekarinca.com/2017/03/nazi-tartismasi-surerken-alman-firmayla-tank-ortakligi-hazirligi/

Haberde RM ile Tank motoru ortaklığı yapılacak kısmı yanlış.RM Altayın seri üretim ihalesine ortak olmak istiyor.Ortakta muhtemelen Ethem Sancağın şirketi BMC.

Altay'ın motorunu tedarik ettiğimiz yer zaten alman şirketi MTU.

ve Uluslar arası ilişkileri kişisel ilişkileriniz gibi görmek dünyanın en büyük hatasıdır.Siz biri ile küstüğünüz zaman tüm ilişkilerini kopartabilirsiniz.Muhatap bile olmazsınız ama bunu Uluslararası ilişkilerde yapmaya kalkarsanız kendi ayağınıza kurşun sıkmış olursunuz.O yüzden bir noktada gırtlak gırtlağa gelirken diğer noktada ortak bir şeyler yapmak İŞİN DOĞRUSUDUR.

Bu kurala uymadığımız zaman  eleştirmek lazım idarecileri.