Konu: Bilim odası

[(Gizli Üye)]

 Selam herkese...
Bildiğiniz gibi, değişik konularda ve bazen çok farklı konuları içeren, bilimsel paylaşımlar ve yorumlar yapılmakta. Aklınıza gelen, merak ettiğiniz ya da bildiğiniz ilginç, faydalı olabilecek belki cevabı hiç bulunamayacak düşünce, soru ve bilgilerinizi burada paylaşabilirsiniz. Bu konu mümkün mertebe bilimsel tabanda, somut ya da soyut bilimleri de içerebilecek şekilde, herkes tarafından geliştirilebilir.

 Eğlenceli bir soru ile başlanabilir. Örneğin; 1955 model klasik ancak gerek mekanik, gerek ise kaporta problemleri olan bir araç, 2015 üretimi parçalar ile yenilenirse kaç model olmuş olur?

[(Gizli Üye)]

Tork bir güç birimi midir?

[(Gizli Üye)]

Tork birim değildir, newton metre, kilo watt vb birimdir. Tork, fiziksel olayı anlatır ve dönme momenti ile ilgilidir.

[(Gizli Üye)]

  Eğlenceli bir soru ile başlanabilir. Örneğin; 1955 model klasik ancak gerek mekanik, gerek ise kaporta problemleri olan bir araç, 2015 üretimi parçalar ile yenilenirse kaç model olmuş olur?

İhtiyar delikanlı olur.

[(Gizli Üye)]

Tork birim değildir, newton metre, kilo watt vb birimdir. Tork, fiziksel olayı anlatır ve dönme momenti ile ilgilidir.

Çok duygusuz bir yazı olmuş.

İhtiyar delikanlı olur.

 Pert olan araçları da böyle yapıp, ''bu daha yeni model sayılır'' diye, daha pahalıya satmasınlar.

Peki sizce gelecekte(yakın gelecek değil) nasıl motorlar geliştirilecek. Bildiğiniz gibi insanoğlu önce tekerleği keşfetti, sonra ona öküz ve ehlilleştirdiği atları bağlayarak araçlar yaptı. Sonra buhar enerjisini, elektriği, ve nihayetinde içten yanmalı, petrolden elde edilen sıvı yakıtları yakan motorları icat etti. Sonrasında türbin motorlar ve günümüzde plazma motorlar. Pei gelecekte, çok büyük mesafeleri aşmada nasıl teknolojiler kullanılacak, özellikle motor ve sonrasında araç olarak.

[(Gizli Üye)]

Çok duygusuz bir yazı olmuş.
 
 Pert olan araçları da böyle yapıp, ''bu daha yeni model sayılır'' diye, daha pahalıya satmasınlar.

Peki sizce gelecekte(yakın gelecek değil) nasıl motorlar geliştirilecek. Bildiğiniz gibi insanoğlu önce tekerleği keşfetti, sonra ona öküz ve ehlilleştirdiği atları bağlayarak araçlar yaptı. Sonra buhar enerjisini, elektriği, ve nihayetinde içten yanmalı, petrolden elde edilen sıvı yakıtları yakan motorları icat etti. Sonrasında türbin motorlar ve günümüzde plazma motorlar. Pei gelecekte, çok büyük mesafeleri aşmada nasıl teknolojiler kullanılacak, özellikle motor ve sonrasında araç olarak.

Ben uzak gelecekte günümüz içten yanmalı motorlarının belki bir tercih olarak kalacağını, bunun yanında ise aslen farklı motor teknolojilerinin türeyeceğini ve bunların asıl unsur olacağını öngörüyorum. Mirai de bunun bir örneği aslında. Ancak daha basit çalışabilen ve daha temiz ve az maliyetli motorların üretilebileceği kanısındayım.

İçten yanmalı motorların ise çok daha sessiz ve güçlü olacağı, bunun yanında yeni nesil motorlara göre daha az tork ve beygir üretse de bunlarında yine piyasada yer alacağı kanısındayım.

Belki turbocharger üniteleri üzerinde çeşitli yenilikler olabilir. Sıkıştırma oranları ve matematiksel çap boyutları yerine içten yanmalılarda köklü bir değişiklik olabilir, olması gerekli ya da ben böyle ümit ediyorum.

[(Gizli Üye)]

Ben de bir soru sorayım. Bir otomobilin yağı 133 bin km boyunca değiştirilmezse ne olur? Cevabı linkte saklı. Adamlar boşuna dünya markası olmuyor demek ki. 
http://www.otopark.com/2015/03/23/oldurseydin/

[(Gizli Üye)]

Ben de bir soru sorayım. Bir otomobilin yağı 133 bin km boyunca değiştirilmezse ne olur? Cevabı linkte saklı. Adamlar boşuna dünya markası olmuyor demek ki. 
http://www.otopark.com/2015/03/23/oldurseydin/

Bu haberi başka bir sitede de gördüm. Burada görünen motorun üst kısmı, üstten çift egzantirikli iki kam miline sahip 6 silindirli bir motor ve görünen  motorun asıl kısmı değil bu fotoğraftan motor ile ilgili genel bir kanaat oluşur ancak net bir bilgi edinilmez. Asıl olarak pistonlara, yanma odasına, biyel kollarının mukavemetine, kartere ve yağ kanallarına bakılması gerekir tahribatın boyutunu öğrenmek için. Ancak 133000 km boyunca daha önce hiç yağı değişmemiş bir motor çalışıyor ve ilerliyorsa burada motor kadar özellikle kullanılan yağın incelenmesi gerekir. Motoru genel tabir ile yatak sardırmamış.
Mesaj Birleştirildi: Mart 25, 2015, 09:18:47Yağ görevini fazlasıyla yerine getirmiş.

[(Gizli Üye)]

Bu haberi başka bir sitede de gördüm. Burada görünen motorun üst kısmı, üstten çift egzantirikli iki kam miline sahip 6 silindirli bir motor ve görünen  motorun asıl kısmı değil bu fotoğraftan motor ile ilgili genel bir kanaat oluşur ancak net bir bilgi edinilmez. Asıl olarak pistonlara, yanma odasına, biyel kollarının mukavemetine, kartere ve yağ kanallarına bakılması gerekir tahribatın boyutunu öğrenmek için. Ancak 133000 km boyunca daha önce hiç yağı değişmemiş bir motor çalışıyor ve ilerliyorsa burada motor kadar özellikle kullanılan yağın incelenmesi gerekir. Motoru genel tabir ile yatak sardırmamış.
Mesaj Birleştirildi: Mart 25, 2015, 09:18:47Yağ görevini fazlasıyla yerine getirmiş.

bir yere kadar haklısınız. ancak, belli bir km den sonra resimlerde de görüldüğü gibi bırakın yağın özelliğini kendisi bile kalmamış çünkü yanmış. bildiğiniz balçık var motorun içinde. yağ özelliğini kaybettiği anda ortaya kalite ve mühendislik çıkmış. zaten güzel olan motorun ne kadar hasar aldığı değil, hala çalışıyor olması. neresinden bakarsanız bakın bir motorun 120 bin km den fazla yağsız daha doğrusu artık işe yaramayan bir yağla çalışması bana göre takdir edilmesi gereken bir durumdur. aynı yağı pek çok başka marka aracın(isim verip kimseyi rencide etmek istemiyorum) motoruna koyup aynı test yapılsın bakalım sonuç ne oluyor? yatak sarıyor mu sarmıyor mu? Audi nin motorunun yüksek hacimli ve performansa yönelik bir aracın motoru olması bile başlı başına alkışı hak eder.

[(Gizli Üye)]

Selam herkese...
Bildiğiniz gibi, değişik konularda ve bazen çok farklı konuları içeren, bilimsel paylaşımlar ve yorumlar yapılmakta. Aklınıza gelen, merak ettiğiniz ya da bildiğiniz ilginç, faydalı olabilecek belki cevabı hiç bulunamayacak düşünce, soru ve bilgilerinizi burada paylaşabilirsiniz. Bu konu mümkün mertebe bilimsel tabanda, somut ya da soyut bilimleri de içerebilecek şekilde, herkes tarafından geliştirilebilir.

 Eğlenceli bir soru ile başlanabilir. Örneğin; 1955 model klasik ancak gerek mekanik, gerek ise kaporta problemleri olan bir araç, 2015 üretimi parçalar ile yenilenirse kaç model olmuş olur?

bütün organlarını değiştirsen de insan doğduğu yaştadır, araba içinde öyle olur bence.

[(Gizli Üye)]

Bence hem motoru hemde oraya konulan ilk yağı alkışlamak gerekir.

Birde eski  traktörlerde beygirgücü  beygir resmi ile gösterilirdi.  Acaba gerçekten bir  beygirgücü bir  beygire eşitmidir, sanmıyorum. Yani 120 beygirgücü  bir araca 120 tane  at  bağlasan o arabayı toz duman ederler öyle değil mi ?

[(Gizli Üye)]

Arkadaşlar biz ne kadar halen yerimizde sayıklasakta bilim insanları diğer galaksilerdeki gezegenleri keşfetme uğruna trilyonlarca doları gözden çıkartabiliyorlar. Yeni bir çağın başlayacağı söylenen yakıt (Karşıt Madde). CERN'de atom altı parçacıklarının (Proton)ların çarpıştırılarak elde edilmek istenen karşıt madde için depolama ve saklama yolları aranmaktadır. Bu madde üretilebiliyor ancak bir kaç saat içerisinde yok oluyordu. Bu karşı madde ise güç üretebilmek için madde ile birleştiriliyor. Oluşan muazzam kuvvet sayesinde ışıkhızı yakalanabiliyor. Konunun detaylarını araştırarak öğrenebilirsiniz.

[(Gizli Üye)]

Bence hem motoru hemde oraya konulan ilk yağı alkışlamak gerekir.

Birde eski  traktörlerde beygirgücü  beygir resmi ile gösterilirdi.  Acaba gerçekten bir  beygirgücü bir  beygire eşitmidir, sanmıyorum. Yani 120 beygirgücü  bir araca 120 tane  at  bağlasan o arabayı toz duman ederler öyle değil mi ?

Beygir gücü, ingilizce karşılığı ile HorsePower (HP) kavramını ilk kez 1872 yılında kullanan kişi james watt’tır. James watt kim derseniz buharlı makinalar üzerinde çalışan ve onları geliştiren iskoçyalı başarılı bir mucit ve mühendistir. Bu mucit geliştirdiği buharlı makinaları pazarlarken müşteriye makinanın gücü hakkında bilgi vermesi gerekiyordu ve o zamanlarda makinalar fazla gelişmemiş olduğu için güç deyince insanların aklına atlar gelmekteydi. James Watt’da bu yolu izledi ve gücün simgesi haline gelen atlar üzerinden işe koyuldu.

Kömür madenlerinde yük taşıyan atları bir süre gözlemleyen Watt, ölçümleri sonucunda bir atın 45 kilogramlık kömürü 1 saniyede 1,11 metre uzağa taşıyabildiğini tespit etti.
Böylece bir at Ağırlık x Yol olarak 50 Kilogram-Metrelik iş yapmış oluyordu. James watt nedeni bilinmemekle birlikte bu sonucu yüzde 50 oranında arttırarak 75 Kilogram-Metreye tamamladı ve buna da 1 beygir dedi.

Not:Biz bunu askeri okulda 1 beygirin has bir İngiliz atı olarak ölçümlendiğini öğrenmiştik bunu da ekleyeyim.

Kaynakça: http://www.bilgiustam.com/beygir-gucu-hp-nedir/

[(Gizli Üye)]

Denizcilikte kullanılan hız birimi olan KNOT hakkında;

Eski zamanlarda gemi süratini ölçmenin tek yolu, suya bir tahta parçası atarak gemiden ne kadar hızla uzaklaştığını gözlemlemek idi. Bu çok kaba ölçme yöntemi, “Chip log” yönteminin bulunduğu 1500-1600 yıllarına kadar kullanıldı. (Her iki yöntem de muhtemelen Hollandalı denizciler tarafından bulunmuştur.)

“Chip Log” aparatı, bir makaraya sarılı olan ipe irtibatlı, küçük ağırlık parçası olan ahşap bir panel ve biz zaman ölçer’den (30 sn.lik kum saati) oluşmakta ve Chip Log ipi boyunca eşit aralıklarla (7 kulaç/42 ft.) düğümler bulunmakta idi. (Kum saati bitene kadar 10 düğüm geçtiyse gemi sürati 10 Knot’tur.)

Denizciler ahşap paneli geminin kıçından suya attıklarında, üzerinde düğümler olan ip makaradan akmaya başlamakta ve gemi ileri doğru daha hızlı hareket ettikçe ip te daha hızlı akmakta idi. Kum saati ile ölçülen belirli bir zaman aralığında geçen düğüm adedinin sayılması ile geminin süratini söyleyebiliyorlardı.

Bu yöntem denizdeki sürat birimi olan “Knot”un başlangıcıdır. İngilizce de “Knot” Türkçede “düğüm” demektir. Yani geminin bir saate aldığı yolun deniz mili cinsinden ifadesi “Knot” olarak tanımlanır.

[(Gizli Üye)]

bir yere kadar haklısınız. ancak, belli bir km den sonra resimlerde de görüldüğü gibi bırakın yağın özelliğini kendisi bile kalmamış çünkü yanmış. bildiğiniz balçık var motorun içinde. yağ özelliğini kaybettiği anda ortaya kalite ve mühendislik çıkmış. zaten güzel olan motorun ne kadar hasar aldığı değil, hala çalışıyor olması. neresinden bakarsanız bakın bir motorun 120 bin km den fazla yağsız daha doğrusu artık işe yaramayan bir yağla çalışması bana göre takdir edilmesi gereken bir durumdur. aynı yağı pek çok başka marka aracın(isim verip kimseyi rencide etmek istemiyorum) motoruna koyup aynı test yapılsın bakalım sonuç ne oluyor? yatak sarıyor mu sarmıyor mu? Audi nin motorunun yüksek hacimli ve performansa yönelik bir aracın motoru olması bile başlı başına alkışı hak eder.

Esat Bey, fotoğrafları büyüterek dikkatli bakıldığında çamurlaşmış yağın yanında hala sıvı motor yağını da göreceksiniz. Bu çamurlaşmış yağ motor ısındığında bir miktar daha sıvı hale gelecektir. Bu yüzden yağ görevini fazlasıyla ve büyük bir mukavemetle yerine getirmiş. Tabi burada söz konusu markanın nasıl motorlar ürettiğini tartışmamız bile yersiz. Ancak yağ şayet belirttiğiniz gibi tamamen yansaydı ya da yağ olmasaydı bu motor zaten kilitlenirdi. Bu bağlamda özellikle bu kadar kötü koşullarda bir yağın hala az da olsa nasıl sıvı formda kalabildiğini araştırmak ve konu üzerine yoğunlaşmak yağ teknolojileri açısından taktire şayan bir durumdur sadece motor değil.

[(Gizli Üye)]

Selam herkese...
Bildiğiniz gibi, değişik konularda ve bazen çok farklı konuları içeren, bilimsel paylaşımlar ve yorumlar yapılmakta. Aklınıza gelen, merak ettiğiniz ya da bildiğiniz ilginç, faydalı olabilecek belki cevabı hiç bulunamayacak düşünce, soru ve bilgilerinizi burada paylaşabilirsiniz. Bu konu mümkün mertebe bilimsel tabanda, somut ya da soyut bilimleri de içerebilecek şekilde, herkes tarafından geliştirilebilir.

 Eğlenceli bir soru ile başlanabilir. Örneğin; 1955 model klasik ancak gerek mekanik, gerek ise kaporta problemleri olan bir araç, 2015 üretimi parçalar ile yenilenirse kaç model olmuş olur?

Eski de olsa bakımlı olan her zaman iyidir.Diğer yandan teknolojik olarak eski sayılır.Restore edilmiş klasik bir mustang e binmek isterdim

[(Gizli Üye)]

Esat Bey, fotoğrafları büyüterek dikkatli bakıldığında çamurlaşmış yağın yanında hala sıvı motor yağını da göreceksiniz. Bu çamurlaşmış yağ motor ısındığında bir miktar daha sıvı hale gelecektir. Bu yüzden yağ görevini fazlasıyla ve büyük bir mukavemetle yerine getirmiş. Tabi burada söz konusu markanın nasıl motorlar ürettiğini tartışmamız bile yersiz. Ancak yağ şayet belirttiğiniz gibi tamamen yansaydı ya da yağ olmasaydı bu motor zaten kilitlenirdi. Bu bağlamda özellikle bu kadar kötü koşullarda bir yağın hala az da olsa nasıl sıvı formda kalabildiğini araştırmak ve konu üzerine yoğunlaşmak yağ teknolojileri açısından taktire şayan bir durumdur sadece motor değil.

o kadar yakından bakmadım. Haklı olabilirsiniz tabii.

[(Gizli Üye)]

Not:Biz bunu askeri okulda 1 beygirin has bir İngiliz atı olarak ölçümlendiğini öğrenmiştik bunu da ekleyeyim.

Kaynakça: http://www.bilgiustam.com/beygir-gucu-hp-nedir/

İngiliz atı ama has değildir bence Mustafa. İngiliz atının kökeni araştırılabilir.

[(Gizli Üye)]

İngiliz atı ama has değildir bence Mustafa. İngiliz atının kökeni araştırılabilir.

Belki de Arap atıdır. ya da sütçü beygiri

[(Gizli Üye)]

İngiliz atı ama has değildir bence Mustafa. İngiliz atının kökeni araştırılabilir.

@Hakan Öztürk (3676) Hocam bize has bir İngiliz beygiri dendi ama, bilemedim şimdi beygir melez miydi yoksa arab mı?
Bu bağlamda beygirin cinsini de koyarsak aslında şöyle bir olay çıkar ortaya: Benim aracım 114 Japon beygiri, sizin beygirler fransız tayı mıydı?