Gönderen Konu: Tüketici Hakları ve Ayıplı Mal İadesi (YENİ!)  (Okunma sayısı 5160 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: 0+
  • 64 kere teşekkür edildi
Tüketici Hakları ve Ayıplı Mal İadesi (YENİ!)
« : Ocak 23, 2013, 23:11:22 »


AYIPLI ÜRETİMİN HUKUK AÇISINDAN DURUMU:
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 sayılı Kanunla değişik "Ayıplı mal" başlıklı 4. maddesinde; "Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir. (Md.4)”

“Satışa sunulan bir seri malın ayıplı olması durumunda Bakanlık, tüketiciler veya tüketici örgütleri, ayıplı seri malın üretiminin ve satışının durdurulması ve satış amacıyla elinde bulunduranlardan toplatılması için dava açabilir. Satışa sunulan bir seri malın ayıplı olduğunun mahkeme kararı ile tespit edilmesi halinde, malın satışı geçici olarak durdurulur. Mahkeme kararının tebliğ tarihinden itibaren en geç üç ay içinde malın ayıbının ortadan kaldırılması için üretici-imalatçı ve/veya ithalatçı firma uyarılır. Malın ayıbının ortadan kalkmasının imkânsız olması halinde mal, üretici-imalatçı ve/veya ithalatçı tarafından toplanır veya toplattırılır. Toplatılan mallar taşıdıkları risklere göre kısmen veya tamamen imha edilir veya ettirilir. Ayıplı malları satın alan tüketicilerin uğradıkları maddî ve manevî zararlar nedeniyle dava açma haklan saklıdır. (Md.24)”

 

Ayrıca Yargıtay içtihatlarında bu konu ile ilgili bir çok bilgiye ulaşılabilir.
Bunlar özetle: “...araç motoru elemanlarında ya üretim hatası mevcuttur ya da verilen servis hizmetinde ayıplı hizmet söz konusudur. Yani yapılan onarımlar temelden yapılmış onarım olarak kabul edilemez. Davalıların yükümlülüğü yeterli donanıma ve bilgiye sahip servis istasyonları açmak ve bu servis istasyonlarında ayıp var ise iyi teşhis ile bu ayıbı tanımak ve onarımı da doğru bir şekilde gerçekleştirmek ve aracı ayıptan arıtılmış olarak tüketiciye teslim etmektir. Davalı taraf servis istasyonlarının, arızayı iyi teşhis ederek onarımı buna göre gerçekleştirdiklerinin kabulü mümkün değildir. Arızanın kullanım hatasının olmadığı bilirkişi raporu ile tespit edildiğine göre davalıların servis istasyonları ile yapılan onarım teşhis ve tedavi olarak yeterli nitelikte değildir. Görünüşte onarım söz konusudur. Bu durum, tüketicinin yanıltılması ve ayıbın hile ile gizlenmesidir. Zira, gerçekte ayıp teşhisi ve onun gereği olan tamiratı yapılmış değildir. Aksi halde arızanın tekrarlanmaması gerekirdi. (Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Karar No: 2005/391)”

“Bu bağlamda; olayın açıklanan gelişimi ve deliller karşısında araçta üretim hatası bulunup, bunun gizli ayıp olduğunda kuşku yoktur. Zira, Davalı üretici onarımı yetkili servis istasyonları eliyle yapmaktadır. Bu istasyonlar satılan araçların teknik özellikleri itibariyle arıza ve ayıbı doğru ve tam teşhis edebilecek, en kısa sürede ve tam anlamıyla giderebilecek elemanlar bulundurmak zorundadır. Deneme yanılma ile aracı tamire çalışan ve parça değişikliği yoluna giden servis çalışanlarının serviste bulundurulmasının sonuçlarının tüketiciye mal edilmesi düşünülemez. Kaldı ki, üretim hatasının varlığını rahatlıkla tespit edebilecek nitelikte olması gereken servisin tüketiciyi sonuç alınamayan tamirlerle oyalaması ve arızanın belli periyotlarla tekrarlaması karşısında davada zamanaşımının varlığından da söz edilemez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2004/4-29 K. 2004/83)”

 

Bizim incelediğimiz olayda ise ayrıca "gizli ayıplı" araç söz konusudur. Mahkeme kararlarında ve Yargıtay içtihatlarında otomobil için gizli ayıbın ne olduğu şöyle tarif edilmektedir: "Ortalama bir otomobil kullanıcısının araç satın alma aşamasında fark ve tespit etmesinin mümkün olmadığı kusurlar gizli ayıp sayılır. Bu ayıpları satıcının hile ile gizlenmesiyle satılan araçlarda zaman aşımı söz konusu değildir."


Böyle bir durumda kullanıcı/tüketici olarak haklarımız şunlardır:


Tesis ettiğimiz sözleşmenin feshi (satışın iptali), ayıplı aracın satıcıya iadesi, araç için ödenen bedelin iadesi.
Genelde tüketiciler bu  seçeneği seçtiklerinde aracın mevcut değerinin yan ikinci el değerinin ödeneceğini bu nedenle zarar edeceklerini düşünmekteydiler. Ancak uygulamada durum böyle değildir. 2009 yılına kadar geçerli olan düsturda ayıbın çıktığı zamana kadar (yani sorunsuz dönem) kullanım için bir bedel belirlenerek bu bedel malın fiyatından indirilmekteydi. Ancak Yargıtay bu konu ile ilgili kararında bu uygulamanın yanlış olduğunu vurgulamıştır: "Ayrıca, gerek 4077 sayılı Kanunun ilk şeklinde gerekse 4822 sayılı Kanunla değişik halinde kullanım bedelinin düşülmesine yönelik bir hükme de yer verilmemiştir. Kaldı ki aracı satın alan kişi de bu araç nedeniyle bedel ödemiştir, tüketici aracı kullanmış, karşı taraf da ödenen bedeli kullanmıştır. Bu nedenlerle aracın kullanım bedelinin mahsubu yasanın özü ve ruhuna aykırı olur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 22.06.2005 tarih ve 2005/4-309 E. 2005/391 K.)"

Araç sahiplerinin diğer bir sıkıntısı ise dava süresince aracı kullanıp kullanamayacaklarıdır. Bu konuda ise durum şöyledir. Eğer ayıp aracın kullanılmasını engelleyecek ve/veya kullanılması bir tehlike oluşturmayacak vs gibi bir durumsa (ör. kaportada boya akması, boyalı aracın satılması vs) kullanılmasında sakınca yoktur. Bu durumlar ekonomik kayıp olarak değerlendirilip dava bu açıdan kurulmaktadır.

Aracın kullanılmasının sakıncalı olduğu durumlarda kullanmamak en doğrusudur.  Kullanılması durumunda karşı tarafa güçlü bir savunma kozu vermiş olunabilir.

Diğer husus ise faiz talebidir. Aracı kullandığımız sürece faiz talep edilemez. Faiz talebi için aracın satıcıya veya satıcı teslim almıyorsa mahkeme tarafından tayin olunacak bir tevdi mahalline teslim etmek şarttır. Aracı kullanırsak dava süreci için faiz talep edilemez.

Araç hukuki olarak terk edilerek kullanılmazsa davayı kazanma durumunda aracı kullanamamaktan doğan zararımızı ve masraflarımızı satıcının tazmin etmesi talep edilebilir. Bunların kazanılması büyük ihtimaldir.

Aracın ayıpsız sıfır misli ile değişiminin talebi.
İlk seçenek için geçerli olan şartlar bunun içinde geçerlidir. Ancak bu seçeneğin talep edilmesi durumunda dikkat edilmesi gereken önemli bir husus vardır.

Çoğu tüketici örneğin 2010 model aracı için değişim talebinde bulunduğunda ve davayı 2013 yılında kazandığında kendisine 2013 model araç verileceğini düşünmektedir. Oysa durum böyle değildir. Davayı ne zaman kazanırsanız kazanın 2010 model sıfır misli araç kazanmış olmaktasınız. Peki satıcı bunu sağlayamazsa ne olacaktır? İşte ince ayrıntı buradadır. Bu durumda Yargıtay içtihatı İcra İflas kanunun 24.maddesi uyarınca iade ettiğiniz aracınızın teslim anındaki raiç bedeli hesaplanarak bu bedel satıcıdan alınıp size iade edilecektir. Yani özetle aracınızın ikinci el değerini almış olacaksınız. Bu tüketici açısından çok büyük kayıptır. Bu yüzden bu seçeneğin tercih edilmesini öneremiyorum.

Aracın ayıbı nedeniyle bedel iadesi talebi.
Bunun somut olaydaki uygulaması şöyledir. Motorunda sorun olduğu bilinen bir araç ikinci el olarak satılmak istenildiğinde doğal olarak sorunsuz emsallerinden daha düşük fiyata satılacaktır. İşte aradaki bu fark satıcıdan talep edilebilir. Diyelim ki araç TSB'de belirtilen revizyon işlemine tabi tutuldu. Bu işlemler aracın servis ekspertiz raporunda görüleceği için aracınızı satmak istediğinizde piyasa değerinden daha aşağıya satabileceksiniz. İşte bu fiyat farkını tespit ettirerek satıcıdan karşılamasını talep edebilirsiniz.

Aracının ayıbının ücretsiz olarak giderilmesinin talebi.
Aracın ayıpsız/sorunsuz hale getirilmesi talep edildiğinde ve sonrasında bu ayıbın giderilemediği anlaşıldığında tekrardan bu seçimlik haklardan dilediği seçilebilmektedir.


Bu son iki seçenek tercih edildiğinde servis iş emrine mutlaka yapılan işlemin seçimlik haklardan "ücretsiz onarım" seçimi olmadığı, kanuni hakların saklı olduğu hususunda bir itirazi şerh konulmalıdır. Aksi taktirde araç değer kaybını talep edemezsiniz.
Ford Focus 3 Titanium Smart TECHNO...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: 0+
  • 64 kere teşekkür edildi
Ynt: Tüketici Hakları ve Ayıplı Mal İadesi (YENİ!)
« Yanıtla #1 : Ocak 23, 2013, 23:25:22 »
TESPİT DAVASININ ÖNEMİ ve YAPILACAK İŞLEMLER:
Hukukun temel kurallarından biri taraflar arasında anlaşmazlık olan hususun tespitidir. Burada anlatılan örnek olayın konusu olan "motorlu araç" üzerinde yapılan işlemler, olayın geçmişi ve mevcut durumu hakkında "bilirkişi" mağrifetiyle tespit yapılması gerekmektedir.

Burada tüketicilerin/kullanıcıların en çok düştüğü hata bu tespitin yaptırılma şeklidir. Satın aldıkları, kullandıkları malla ilgili bir sorun yaşayan tüketicilerin aklına ilk olarak il veya ilçelerde oluşturulmş bulunan Tüketici Hakem Heyetleri (THH) gelmektedir.

Bu oluşumların hukuki durumu bile tartışmalı haldeyken, otomobil gibi değeri yüksek bir mal için yarar beklemek boşuna çabadır. THH parasal değeri belli bir miktarın altındaki anlaşmazlıklar için kesin karar verirken, bu miktardan yüksek mallarda verdikleri kararın hiç bir yaptırım güc ve anlamı yoktur. Sadece boşa zaman kaybıdır.

O nedenle ayıplı otomobil anlaşmazlıklarında başvuru yeri adliyelerde bulunan Tüketici Mahkemeleri'dir.  Tüketici mahkemesi bulunmayan yerlerde bu yetkiyi kullanmak için görevlendirilmiş Asliye Hukuk Mahkemeleri mutlaka vardır.

Tespit mahkemeler dışında da yaptırılabilir. Bulunulan yerdeki Makina Mühendisleri Odası veya Sanayi Odası gibi meslek birliğine başvurularak bilirkişi talebinde bulunulur. Burası size bir bilirkişi tayin edecektir. Bu bilirkişi araç üzerinde istenilen tespitleri yapabilir. Ama bu tespite karşı tarafça ileride mahkemede itiraz edildiğinde itiraz kabul edilecek ve yeniden bilirkişi tesptine çıkılacaktır.

Oysa mahkeme aracılığıyla tespit yaptırıldığında bu tespit bilirkişi tarafından MAHKEME HEYETİNCE yapılacağından hukuken geçerli bir delil olacaktır. Çünkü mahkemenin atadığı bilirkişi Hukuk Mahkemeleri Komisyonu tarafından belirli kriterlere göre seçilmiş ve yemin ettirilerek görev verilmiş kişiler arasından seçilmetedir.

Üstelik aracınız nerede olursa olsun mahkeme heyeti de bilirkişi ile birlikte giderek aracın başında bir duruşma yapmakta ve bilirkişi tespitine nezaret etmiş olmaktadırlar.

Bu tespit karşı tarafça yapılacak itiraz (çok büyük haklı nedenleri yoksa) mahkemece "yeterli hukuki şartlarda ve hukukçu gözetiminde yapıldığı için" red edilecektir. Unutulmamalıdır ki THH'de hakim yoktur. Bu nedenle yapacağı tespit veya vereceği karar mahkemeyi bağlamaz. (Delil teşkil eder sadece)

TESPİT DAVASININ AÇILMASI:
Öncelikle aracınızın geçmişiyle ilgi her türlü ama her türlü belgeye ihtiyacınız vardır.

Fatura, teslim belgesi, servis iş emirleri, arıza kayıtları vs vs. Tüm bunları dosyaya eklemelisiniz. Tespit her ne kadar o anki durumun tespiti olsa da araç geçmişi mutlaka değerlendirilecektir. Çünkü TKHK ve eklerindeki yönetmeliklere göre malın ayıplı sayılmasını gerektirecek durumları da bu bilirkişi tespit etmektedir. Bilirkişi aslında bir nevi dosya özetini çıkartıp değerlendirmesi için hakımın önüne sunmaktadır.

Tespit dilekçesi: Aracınızı aldığınız günden bugüne kadar tüm olayları kısa, öz, açık bir şekilde MADDELER HALİNDE yazın.
Araçta tespit edilmesini istediğiniz hususların ne olduğunu belirleyin. Bunları açıklamalı olarak yazın.
İleride dava sırasında karşı tarafın aleyhinize öne sürebileceği gerekçeleri şimdiden düşünün. Bunlara karşı argümanlarınız varsa onların da tesptini isteyin.

Örnek tespit dilekçesi:

 



(Dilekçenin metin olarak içeriği en sondadır.)

Hazırladığınız belgeleri adliyeden veya bir avukattan temin edeceğiniz mahkeme dosyasına takın. İddianız ile ilgili medya kayıtları varsa DVD oluşturup dosyaya ekleyebilirsiniz.
Dilekçenin ayrıca bir kopyasını da dosya kapağının içine iğneyle tutturun. Dosyanızı mahkeme kalemine götürün. Mahkeme müdürü veya hakim dilekçeye bakarak bir kod ve sevk işareti koyacaktır.
Sonrasında dosyanızı hukuk mahkemeleri tevzi bürosuna götürüp masraf dökümü çıkarttırın. Eğer birden fazla görevli mahkeme varsa sistem otomatik olarak atama (tevzi) yapacaktır. Size verilen masraf dökümünü maliye veznesine yatırdıktan sonra dava açma işlemi bitmiştir.
Mahkeme ya hemen bir tespit duruşması tarihi verebilir veya bu tarih size daha sonra bildirilecektir.

Tevzi belgesi:



Bildirilen tespit tarihinde eğer araç hareket edemiyor ve bir yerde tutuluyorsa başka bir araç temin ederek mahkemeye gidin. Burada hazır olan HAKİM, KATİP, MÜBAŞİR ve BİLİRKİŞİ'yi alarak arcın bulunduğu yere götüreceksiniz. Yok eğer araç kullanılıyorsa aracı adliyede belirlenen bir yere (muhtemelen adliye otoparkı) götürüp kaleme bildirin. Heyet aracın başına gelecektir.

Burada aracın temel bilgilerinin tespiti yapılacaktır. Bilirkişi gerekli gördüğü şeylerin resmini çekebilir.

Bir duruşma tutanağı düzenlenerek imza ettirilecektir.

Tespit tutanağı:



Asıl önemli konuların tespiti teknik imkanları olan biryerde yapılacağından bilirkişi size bir yer ve randevu verecektir. Bu muhtemelen bilirkişinin atelyesi veya aracın yetkili servisi olabilir.

Randevuya gidildiğinde bilirkişi araç üzerinde detaylı inceleme ve gereken tespitleri yapıp sizi gönderecektir.

Sonrasında raporunu düzenleyerek mahkemeye sunacaktır (15 gün içinde). Raporun tesliminden sonra mahkeme kaleminden raporun bir kopyasını alabilirsiniz.

(Ben daha almadığım için buraya sonra ekleyeceğim)
Ford Focus 3 Titanium Smart TECHNO...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: 0+
  • 64 kere teşekkür edildi
Ynt: Tüketici Hakları ve Ayıplı Mal İadesi (YENİ!)
« Yanıtla #2 : Ocak 23, 2013, 23:27:51 »


TÜKETİCİ MAHKEME DAVA SÜRECİ:
(Biz bu aşamayı yaşamadık. Aktaracaklarım daha önceki davalardaki tecrübe ve araştırmalarımıza göre yazılmıştır.)

Eskiden geçerli olan ve hukuk yargılamalarının esaslarını belirleyen HMUK'a göre iddia ve deliler muhakeme süresince sunulabiliyordu.

Ancak şu anda geçerli olan Hukuk Mahkemeleri Kanunu (HMK) yargılama süresini kısaltmak ve ekonomisini düzenlemek için köklü değişikliklere gitmiştir.

Eskiden aşama aşama sunulan deliller, karşı beyanlar, karşı delliler, tanık bildirmeler, üm bunlar için masraf, harç yatırmalar artık yok.

Tüm iddialarınızı (davanızı) delillerinizi, tanıklarınızı dava açarken sunmak zorundasınız. Dava süresince yapılacak tüm masraflar buna göre belirlenip tüm tutar dava açma sırasında avans olarak peşin alınacaktır. Avansın bittiği, yetmediği yerde tekrar avans yatırmanız gerekecektir.

Bundan ayrı değeri para ile belli olan davalarda dava talebinin belli bir oranında ön ödeme yapmanız gerekebilir. Kanunen Tüketici Mahkemesine tüketicilerce açılacak davalar harçlardan muaftır ancak diğer masrafları almaktadırlar. Davayı kazanan taraf bu masraflarını karşı taraftan almaktadır.

Tüketici mahkemelerinde açılan araç davalarının "TERDİTLİ" olarak tasarlanması yaygın uygulamadır. Yani dava basamaklı olarak açılabilir. Bu durum sadece tüketici davaları için geçerlidir. Çünkü kanun tüketiciye  4 seçimlik hak tanımıştır (TKHK MD.4).

Yani davanızın talep kısmına;

Aracın iadesi, paranın ödenmesi, bu talep kabul edilmediğinde
Aracın sıfır misli ile değişimi, bu talep kabul edilmediğinde
Aracın ayıbı oranında bedel iadesi (araçta yapılacak işlemden dolayı oluşacak değer kaybının ödenmesi), talep kabul edilmediğinde
Araçtaki ayıbın/arızanın ücretsiz giderilmesi, talep kabul edilmediğinde
zaten davayı kaybetmişsinizdir demektir. Geçmiş olsun.

"DAVA SÜRECİNDE YETERLİ HUKUKİ BİLGİNİZ VE TECRÜBENİZ YOKSA, ARAŞTIRMAYA VE ÖĞRENMEYE VAKİT AYIRAMAYACAKSANIZ MUTLAKA HUKUKİ YARDIM ALIN."

Araç davalarında uzmanlaşmış avukatlar vekalet ücreti almaksızın davaları takip etmektedirler. Hele kazanılması muhtemel davaları çok kolay almaktadırlar. Bir noter vekaleti yeterlidir. Nasılsa davayı kazandıklarında karşı taraftan nisbi vekalet ücreti alacaklardır.

Benim yazdıklarımı internet ortamında görüp arayan bazı avukatlar elimdeki TSB'yi (Teknik Servis Bültenini) istemişlerdir. Yazdıklarımdan davanın kazanılmasını zatn kesin gördüklerinden ücretsiz takip etmeyi teklif ettiler ama ben kabul etmedim.

Dava süreci çok kısa olcaktır. Ama bulunduğunuz yerde mahkemenin dosya yükü fazlaysa duruşma araları uzun olacaktır. Bu nedenle 1,5-2 yıl gibi bir zamanı göze almalısınız.

Burada daha önceki bölümlerde değindiğim aracın dava süresince kullanılıp kullanılmaması değerlendirilmelidir.

Eğer aracı kullanmaya devam ederseniz arızanın durumuna göre karşı tarafa koz vermiş olursunuz. Hem de faiz talep edemezsiniz. Faiz talebiniz olacaksa ve en önemlisi tazminat talebiniz olacaksa aracı muhakkak karşı tarafa teslim etmelisiniz.

Bu teslimi mahkemenin ara kararı ile yapmalısınız. Yani dava açarken aracı kullanmadığınızı ve aracın bırakılacağı yerin tayin edilmesini mahkemeden talep edeceksiniz. Onun vereceği karara göre aracı belirtilen yere teslim edeceksiniz (karşı taraf kabul etmezse icra dairesi ile yapılacaktır).

Ford Focus 3 Titanium Smart TECHNO...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: 0+
  • 64 kere teşekkür edildi
Ynt: Tüketici Hakları ve Ayıplı Mal İadesi (YENİ!)
« Yanıtla #3 : Ocak 23, 2013, 23:40:03 »
HUKUKİ İHTARNAME:

Topladığım bilgiler ışığında huhuki bir dille İHTARNAME hazırlayarak 23 Aralık 2012 günü gönderdim:





Ford Focus 3 Titanium Smart TECHNO...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: 0+
  • 64 kere teşekkür edildi
Ynt: Tüketici Hakları ve Ayıplı Mal İadesi (YENİ!)
« Yanıtla #4 : Ocak 23, 2013, 23:46:45 »
İHTARNAME SONRASI ve İADE SÜRECİ:

İhtarname sonrasında tanınan 7 günlük sürenin son günü aynı zamanda yılın son mesai günüydü. Yeni yılda her şey gibi mahkeme harç ve vergilerinde de artış olacağından (daha önce sözünü ettiğim) TESPİT DAVASI için 28 Aralık 2012 günü başvurdum.

Davanın dosya numarası aslında çok şey ifade ediyordu: 75. Bir mahkemede yılın son günü bu kadar küçük bir numara varsa (yani 2012 yılında 75 dosya açılmış) işlerin hızlı yürüyeceğinin göstergesidir.

Zaten daha ihtarname aşamasında asıl davanın dilekçesini ve delillerini toplama başlamıştım. Tahminimce dava 2 en fazla 3 duruşmada bitecekti. Ama mahkemenin işyükü fazla olursa celse araları uzun olacağından süre olarak 1 yıl veya daha fazla olacaktı. Toplamda göze aldığım süre 3 yıldı.  Dosya numarası bu tahminimi öne çekmeme neden oldu.

2 Ocak günü mahkeme kaleminden aranarak bir gün sonra aracı adliye otoparkına getirmem söylendi.

3 Ocak günü adliye otoparkına giderek kalemi telefonla aradım. Mahkeme heyeti ve bilirkişi gelerek araçta basit tespitler yapıldı (VIN numarası, motor numarası, km). Sonrasında bilirkişi  8 Ocak günü bir oto servisine aracı getirmemi istedi.

Mahkeme keşif tutanağı:

Aynı günün akşamı Toyota Türkiye ile ilk telefon temasım gerçekleşti. Ardından bir gün bile geçmeden, ertesi gün sabah tekrar arandım ve 7 ocak günü aranarak iade sürecini kesinleştirdik.

Aracın önce motor revizyonu yapılıp sonrasında takip edilip sorun devam ederse motor değişimine gidileceğini söylediler ama kabul etmedim. Dava açtığımı ve araç iadesi için uğraşacağımı belirttim.

Burada önemli bir hususu belirtmem gerek. Ben toplatma davasının sadece bakanlık veya tüketici örgütleri tarafından açılabildiğini sanıyordum. Bu aradaki araştırmalarım sırasında herkesin toplatma davası açabildiğini farkettim ve bunu özellikle ihtarnamede vurguladım. Davayı sürdürseydim bunu mutlaka gündeme getirecektim.

Telefon görüşmeleri neticesinde 14 Ocakta işlemleri tamamladıklarını ve aracın devrini almak için vekalet göndermemizi istedikleri eposta aldım. Ama istedikleri vekalet şartsız şurtsuz aracın devri içindi. Yani  biz vekaleti verdikten sonra tamamen satıcının insafına kalmış oluyorduk. İstedikleri kadar para verirler hatta vermeseler talep edecek belge elimizde yoktu.

Ben iki eposta ile bunu kabul edemeyeceğimizi bir taahhütname ile durumu yazılı olarak bize teyit etmelerinin şart olduğunu vurguladım. Görüştüğüm bu konudan anlayan kişiler protokol olmadan bu işin yürümediğini belirttiler.

21 Ocakta istediğim taahhütname ve protokol eposta ile geldi.





Bunun üzerine vekaletname düzenleyerek aracı kuruma kargo ile gönderdim. Şimdi sonucu bekliyoruz.

ARACIMIZI 20 ARALIKTAN BU YANA KAPALI GARAJDA TUTUYORUZ. Sadece iki kez yasal işlemler için kullanıldı.



Ford Focus 3 Titanium Smart TECHNO...