Konu: Otomobillerde Elektromanyetik Kirlilik

[(Gizli Üye)]

EMA’ların iki tür biyolojik etkisi vardır. Birincisi, baş ağrısı, göz yanması, yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi gibi kısa zamanda hissedilen etkilerdir. Ayrıca, gece uykusuzluğu, gündüz uyku hali, küskünlük, sürekli rahatsızlık nedeniyle topluma katılmama gibi durumlar da rapor edilmiştir. İkincisi ise moleküler ve kimyasal bağlar, hücre yapısı ve bağışıklık sistemi üzerindeki uzun süreli etkilerdir. EMA - kanser ilişkisinin kesinleşmesi için insanlar üzerinde, uzun süreli, epidemik ve deneysel çalışmalar yapılması gerekmektedir. Bugüne kadar yalnız hayvanlar üzerinde çalışmalar yapılmış ve EMA’ların kanser riskini arttırıcı etkileri olduğu görülmüştür. Bu etkilerin oluşması, EMA’ların frekansına, şiddetine, mesafesine, etki süresine, vücut ölçülerine ve vücudun elektriksel özelliklerine bağlıdır. En çok, yüksek gerilim hatlarında ve tesislerinde, radyo ve TV vericilerinde çalışanlar tehlikeye maruz kalmaktadır.
 
 Kendi aracındaki EMA değerini ölçen Gary Zeman, zeminde 100miligaus, yine orta konsolde yaklaşık 100miligaus, aracın geri kalanında 10 ile 30miligaus ve sadece arka sağ yolcu bölümünün tavan kısmında 2,5miligaus değerlerinin olduğunu görmüştür.

 Peki sizler araçlarınızdaki EMA değerlerini ve hangi sınırların insan sağlığı için zararlı olabileceğini biliyormusunuz?

 EMR: Elektromanyetik Radyasyon.
 EMA: Elektromanyetik Alan.
 EMK: Elektromanyetik Kirlilik (EMP)
 EMS: Elektromanyetik Smog (Elektromanyetik Sis)

 Alıntı adresi ve haberin detayı: http://www.ztbb.org/haber_detay.aspx?contentid=2428
                                     http://www.hps.org/publicinformation/ate/q6962.html

[(Gizli Üye)]

önem arzeden paylaşım olmuş, elinize sağlık...

[(Gizli Üye)]

Dikkat edilmesi gereken bir konu ve güzel bir paylaşım. Özellikle bu elektrikli araçlarda manyetik kirliliğin olabileceğini daha önce düşünmüştüm. Bunlardan dolayı ilerisini hayal ettimde hep acaba elektrikli araç alırmıyım sorusuna olumsuz yanıt vermişimdir.

[(Gizli Üye)]

evet geçen günkü elektrikli arabalara kablosuz şarj haberi geldi aklıma birden. teknoloji çok güzel bişey, bir sürü kolaylığı var ama böyle çok zararlı yönleri de yok değil. keşke eskilerde yaşamış olsaydık, elektrik hiç olmasaydı, sağlıklı bir ortamımız olurdu. mağara duvarlarına form oluşturur, yeni konuları kazıyarak açardık.

[(Gizli Üye)]

mağara duvarlarına form oluşturur, yeni konuları kazıyarak açardık.

[(Gizli Üye)]

kesinlikle incelenmesi gereken bi olay teknoloji arttıkça insanlar dahada zarar görüyorlar.asıl teknoloji bu zararlı etkileri mininmize edecek sistemler geliştirmektir.

[(Gizli Üye)]

Arkadaşlar bahsi geçen elektrikli araç gerecin verdiği sağlık sakıncaları yüksek gerilim hatları ve radyo vericileri hariç ispat edilmiş şeyler değil. İspatlananlar da istatistiklere ve yoruma dayanan çalışmalarla ispat ediliyor. Yorgunluk vs. şikayetler de subjektif şeyler sonuçta kanser yapıcı radyasyona maruz kalmamak için yapmamız gereken iki şey: 1- Gerekmedikçe röntgen (veya MR) çektirmemek. 2- Fazla güneşte durmamak.
Burdan yola çıkarak elektrikli arabaları dışlamak bence çok yersiz zira, araba egzozu ve petrolün yarattığı çevre kirliliği yanında elektrik motorundan gelen dalgalar hiç kalır. Detayları görmek güzel ama sineği görüp de onun üstüne konduğu fili görmemek olmaz. Kanser olaylarındaki artışın asıl sorumlusu kanımca kötü beslenme ve kimyasal kirlilik. (Tarım ilaçları ve egzos dumanı) Onları çözmeden böyle şeylerle uğraşmak zaman kaybı. Tatilde kuma yatıp güneşleniyorsanız (beş dakika bile) "aman tv'yi yakından seyretmiyim de kanser olmayayım" demeniz saçma. Meyveleri iyi yıkamadan yiyorsanız. "Aman genetiğiyle oynanmış elma yemiyeyim" demeniz saçma. Maalesef medya gerçek tehlikelerle uğraşmıyor. Güncel olsun diye her gün yeni bir medyatik konu arayışındalar.

[(Gizli Üye)]

  Ahmet, malesef sana katılamıyorum, söylediklerin bir çok noktada doğru da olsa.
 Bu günden bazı şeyler düşünülmez ise, yarın çok geç olabilir. İnsanların neyi ne olduğunu bilmesi gerekir ve buna da hakkı var. Ayrıca yukarıda bahsettiğim konu malesef genel bir alıntı değil, çünkü bu konu üzerinde etraflı bir bilimsel çalışma yok. Ancak içinden akım geçen her iletkenin bir manyetik alan yaratacağı gerçeği var ve acaba araçlarımızda kaç metre iletken kullanılıyor?
 Madam Curie'yi herkes bilir herhalde. O da zararını, etkilerinin hangi sonuçlara yol açacağını bilmediği bir çalışmadan dolayı hayatını kaybetmedi mi?
 İnsanların bilmediği şeyden sakınmasıda düşünülemez, bu yüzden fil görülebilirken, üstündeki tehlikeli bir sivrisinek gözden kaçırılabilir bence. Benim asıl vurgulamak istediğim; araçların özellikler bölümünde verilen CO2 vs. emisyonlarının yanında, bu tarz araştırmalarında yapılması ve sonuçlarının paylaşılmasıdır.
 
 Not: Bunun iyi ya da kötü etkileri vardır demiyorum, sadece etkilerinin (varsa) bilinmesi gerektiğini vurgulamaya çalışıyorum ve bunu öğrenmek herkesin hakkı.

 Not: Minikleri ön yolcu koltuğunda seyahat ettirmemek için bir neden daha.

[(Gizli Üye)]

Ben tartışılmasın demiyorum ki, elinizde sigara ile tartışmayın diyorum .
Bırakın sigarayı, araştırmayı doğru kurarsanız kanserle şeker, beyaz un, karamel, ızgara veya ev temizlik malzemeleri arasında da ilişki kurulabilir. Taş devrinden uzaklaştıran herşey sağlığa zararlı zaten. Herşeyden vazgeçemeyeceğimize göre en dişlileri hangisi onu bilelim diyorum.

Sigara birinciliği kimseye kaptırmaz, ardından da diğer kimyasallar gelir. Tarım ilaçları, ağır metaller, asbest ve cam yünü gibi maddeler en yakın tehlikeler. Işınlara gelince:
Şimdi bi ışıktan daha kısa dalga olan dalgalar var yani "mor ve ötesi" .. İşte o cidden tehlikeli. Madame Curie radyumu bulan kişi ve muhtemelen bu elementten yayılan gama ışınları yüzünden kanserden öldü (civa veya kurşun zehirlenmesi de etkili olmuş olabilir!) Gama ışınları morun çok çok ötesinde yer alırlar ve çok tehlikeli ışınlardır. Elektrikli aletlerimizden yayılan ise kızıl ve ötesi... Yani diğer taraf.. Vücudumuz da dahil bütün sıcak cisimlerden yayılan kızılaltı (enfreruj) ışınlarla başlıyor (uzaktan kumandamız bunu kullanır), mikrodalga, kısa dalga, orta dalga, uzun dalga şeklinde devam ediyor. Işığın bu tarafında bulunan ışınların bildiğim kadarıyla ısı iletmek dışında bir zararları saptanmadı. Eğer o bir zararsa, bir bilgisayar monitörü ile bir sobayı (elektrikli kömürlü farketmez) karşılaştırmak, sapanla sahra topunu karşılaştırmak gibi olur.
http://www.radiationcontrol.utah.gov/DRC_nion.htm
Bilinmeyen zararlar tabi ki çıkabilir ve araştırılmalıdır. Ama telaşa da gerek yok. Hayatımızın içinde zaten kanser yaptığı kanıtlanmış şeyler varken ve biz onlardan vazgeçemezken bunlardan korkmak, aslan terbiyecisinin evindeki fareden korkmasına benziyor.

[(Gizli Üye)]

  İşte bunu bilmiyoruz diyorum bende. Yani Madam Curie durumuna düşüp düşmediğimiz konusunda hiç bir bilgimiz yok. En azından bu değerler tespit edilip, bizler ile paylaşılabilir. Sonuçta araçta geçirilen zamanında önemi büyüktür ancak bununla ilgili doyurucu bir bilgi olmadığına inanıyorum. Yani şu aşamada bunun önemsiz mi, yoksa önemli mi (insan sağlığı için) olduğunu net söyleyemiyoruz elimizdeki veriler ile.

  Farelerin zararları olduğu gibi faydaları da vardır. Üreme oranları ise çok büyük boyuttadır.

[(Gizli Üye)]

Hakan Bey son cümlenizin anlamadığım derin bir sembolik anlamı vardır eminim. (Ya da en azından Freud'çu bir yorumu vardır mutlaka..) beni aşar..

[(Gizli Üye)]

Tezimi dönem başında almamış olsaydım güzel bir konu olabilirmiş, paylaşım ve duyarlılığınız için teşekkürler.