Konuyu hortlatmak istedim şimdi
.
Eve akvaryum yapacağım zaman bir süre inceledim çokta hevesliydim bu etçillere ancak canlı yemleme videolarını izleyince soğudum
.
Ortaokulda başladı balık merakım, bin türlü ısrarla bir akvaryum almıştı babam. O zamanlar Lüleburgazda oturuyorduk. Edirnede el kadar bir japon balığı gördüm. Borçla aldım balığı. Her sabah kalkar yarım saat onları izler sonra giderdim okula. 1 ay sonra sabah kalktığımda el kadar capon ölmüştü. Ağladım. Annemle babam akvaryumu evden çıkarmaya karar verdiler. Dahada giremedi malesef bizim eve.
Askerde Garajımızda küçük bir akvaryum vardı. Orada astsubayların getirdiği dişi erkek zebrayı beslemeye başladım ve yavruladı. Yaklaşık 400 tane
. İlk başlarda iyiydi kum gibiydiler anneleri yuvadan uzaklaşanları ağzına toplayıp tekrar yuvaya atıyor falan topluca izliyorduk hayvanları
.
Büyümeye başlayınca diğer bölüklere haber saldık
. Bedava balık var diye herkese söyledik. Sonrasında kepçeyle gelen kovalar, elinde pet şişeyle gelen askerler uuuuh zor bitirdik zebraları
. Sonunda Akvaryuma sarı prenses ve yunus aldık. Sarı prensesler dehşet kur yapıordu, video çekip astsubaylara gösterdim (cepten
). Kıskandılar hepsi
.
Evlenince 1 metrelik bi akvaryum aldım yine astsubaydan kendisi marmariste şuan görüşürüz hala
. Bir süre ciklet, hayalet(18cm), senegal bişiri(18cm) besledim. Discus lara merak sardım. 200 liraya 5 tane aldım. Yaklaşık 10cm civarındaydılar. Çokta güzeldiler ama alışmışım ciklete discus çok sakin geldi
. Ertesi sene tanesini 100 liradan sattım.
Şuan tricolor(muhtemelen threecolor dur
), inci gövde ve mermer tricolor cinsi melek balıklarım var. Bunları yaz ortası verip, Türkiyede az bulunan tek çeşit lepistes veya yine az bulunan tül teleskop yavrularını büyütücem. Kısmet
.
